Demokrasilerde güçler ayrılığı ilkesi, güçler arasında bir denge ve fren mekanizması kurarak, üstün kamu gücüne karşı güçsüz durumda olan bireylerin temel hak ve hürriyetlerini etkin bir şekilde korumak amacıyla yasal garantilere alınmıştır.
Örneğin bir demokraside yasaları kimin koyacağı (yasama organı - meclis), koyulmuş bulunan bu yasaların kim tarafından uygulanacağı (yürütme organı - idare) ve bu yasaların ihlal edilmesi halinde oluşacak ihtilafları kimin hangi kurallara göre çözeceği (yargı - bağımsız mahkemeler) belirlidir. Bu sayede demokrasilerde vatandaşların hem belli hakları vardır, hem bu hakları korumakla yükümlü bir idaresi vardır hem de şayet bu idare veya diğer kişiler bu hakları ihlal ederse bu zararı tazmin edecek olan bir bağımsız yargı vardır.
Bu durumda ne olur? Bireyler elbette haklarını kullanır. Hükümetlerini denetler, hesap sorar, kamu tarafından işlenen suçlar da yargı tarafından cezalandırılır.
Etkin bir kleptokrasi için bu durum rejime karşı yönelmiş bir tehdittir. Böyle bir şey olursa yöneticiler (kleptokratlar) kamu kaynaklarını kişisel menfaatleri için kullanamayacaklardır. Bu sebeple kleptokrasilerde kuvvetler ayrılığı ya yoktur ya da sadece 'görüntüde' bir kuvvetler ayrılığı bulunur. Yürütme organı hem yasama hem de yargı organlarını kontrol eder.