En sevdiğimiz içecek, yaşam tarzımız ve kişiliğimiz hakkında çok şey söyler. Biz yalnızca tadı en hoş gelen içeceği değil, aynı zamanda kendimize oluşturmak istediğimiz imaja en uygun olan içeceği severiz. İşte en sevdiğimiz içeceğe göre şekillenen karakterimiz ve karakterimize göre şekillenen en sevdiğimiz içecek:
Eğer en sevdiğiniz içecek su ise; bedeninize yalnızca canlılığı, sağlığı ve enerjiyi almak istersiniz. Su gibi akışkan ve duru bir hayat yaşamak sizin için önemlidir. Egzersiz yapmayı ihmal etmez, aynı zamanda yediklerinize de dikkat edersiniz. İlişkilerinizde doğal ve temkinli davranmak sizin için önemli bir ilkedir ve etrafınızdaki insanların da, sizin yaşam tarzınıza uygun yaşamasını ve sağlıklı olmasını istersiniz. Yaşamdaki problemlerle baş etmesini iyi biliyor olsanız da, olumsuzluklardan çok fazla etkilenirsiniz. En önemli özelliğiniz ise geleceği planlamadan yaşayamamanızdır. Hem yarını, hem de 15-20 yıl sonrasını çok kafaya takarsınız. Bu yüzden de yaşamın eğlenceli yönlerini kaçırabilirsiniz.
Biraseverlerin en önemli özellikleri, eğlenceye olan düşkünlükleridir. Arkadaşlarla buluşulacak, bira içilecek olduğunda onlardan mutlusu yoktur. Bununla birlikte, bu eğlencenin bozulması da en büyük korkularıdır. Hayatta bir zorlukla karşılaşmak, baş etmek istemezler ve karşılaştıklarında da, olabildiğince görmezden gelmeye çalışırlar. Fakat kendilerini ne kadar eğlenceye verirlerse versinler, o sıkıntılar her zaman derinde bir yerlerde beklemektedir. Eğer bir biraseverseniz çok fazla ertelememeye bakın ve onlarla yüzleşin. Yoksa bir anda patlarlar ve sizin için daha kötü sonuçlar doğabilir.
Viskiseverler, hem özel yaşantılarında, hem de iş yaşantılarında strese boğulmuş kişilerdir. Ve asıl garip olansa, yaşamın böyle olduğunu kabullenmişlerdir ve bunu değiştirmeye çalışmazlar. Yalnızca düzenli olarak her akşam içtikleri viski, onları bir nebze gevşetir ve düşüncelerini yatıştırır. İş yaşantılarında hırslıdırlar ve iş, onlar için en önemli şeydir. Bu yüzden bir viskiseverle birlikteyseniz, her zaman ikinci planda kalmaya hazırlıklı olun.
Çoğunluğu genç insanlar arasından çıkan kolaseverler, yaşadıkları hayatın kendi hayatları olduğunu bilirler ve canları nasıl istiyorsa öyle davranırlar. Büyüklerin tavsiye ve nasihatlerini dikkate almayan kolaseverler için tecrübe kazanmak ve hayatı kendi başlarına öğrenmek çok önemlidir. Eğlenceyi ve seyahati severler, içlerindeki çocuğu hiçbir zaman öldürmezler ve ahlaklı davranmayı umursamazlar. Ayrıca bu tipler, ayın 7'si ve 27'sine dikkat etmelidirler. Şaka şaka...
Şarapseverler, diğer insanlardan farklı ve daha özel olduklarını hissetmek isterler. Hayatlarındaki en büyük amaç zengin olmaktır ve bunu da genellikle başarırlar. Çok fazla ayrıntıcı olmaları, devamlı hayatlarını kontrol etmeye çalışmalarına sebep olur. Fakat bu özellikleri, etraflarındaki insanları biraz bunaltabilir. Her şey şarapseverlerin isteğine uygun bir şekilde yapılmalıdır çünkü en doğrusunu her zaman onlar bilirler. Hayatın tadını çıkarmasını da bilirler fakat yalnızca elit bir ortamda bulundukları zaman rahat olurlar.
Buzluçayseverler devamlı neşeli, heyecanlı ve konuşkan olurlar. Fakat bunun yanında çok çabuk ve ani çıkışlar yaparlar ve hemen pişman olurlar. Histerik bir yapıya sahip olan bu insanlar, genellikle hayatı çok zorlamazlar ve sabit maaşlı bir işte çalışmayı yeğlerler. Yetinmesini bilen ve ailesine bağlı insanlardır. Arkadaşlarından çok aileleriyle vakit geçirirler ve en yakın arkadaşları kuzenleridir. Onları, sıcak bir yaz gününde buzlu çay içmek kadar mutlu edecek başka bir şey yoktur.
Votkaseverler, hayata daima karamsar bakan ve kaybetmişlik hissi taşıyan kişilerdir. Onları mutlu ve memnun etmek çok zordur, hatta imkansıza yakındır. Yakın ilişki içinde bulundukları, birkaç tane kendileri gibi votkasever arkadaşları vardır ve en çok onlarla vakit geçirirler. İçtikleri akşamlar, genellikle bilinçlerini yitirene kadar içerler ve ertesi gün akşamüzeri uyanırlar. İş ve aşk yaşamları monotondur ve bir beklenti içinde değildirler.
En sevdiği içecek tekila olanlar, çok fazla arkadaşa sahip insanlardır ve hayattan maksimum keyif alırlar. İçinde bulundukları anı yaşarlar ve hayatı omuzlarında bir yük gibi taşımazlar. Fakat bu, onların umursamaz oldukları anlamına gelmez. Eğer bir arkadaşlarının derdi varsa oturur onu dinler ve destek olurlar. Ardından da iki shot atar toparlarlar. Herkesin yanında illa ki bir tekilasever olmalıdır. Çünkü onları gördükçe siz de hayattan keyif almaya başlarsınız.
Bu tip, açık ara en sıkıcı insan tipidir diyebiliriz. Doğar, derslerine çalışır, iyi kötü bir okul bitirir ve geç kalmadan evlenirler. Geleneksel Türk aile yapısı neyse ona uyarlar ve aşırılara hiçbir zaman kaçmazlar. Büyüklerinden duydukları her şeye inanırlar ve evde terlikle gezerler. Aynı zamanda çoğunda batıl inançlar yaygın olarak görülür. En büyük zevkleri televizyon izlemek ve anneleriyle kahve içmektir. Arkadaşlarının çoğu da kendileri gibidir ve diğer herkesi marjinal bulur, küçümserler.
Evet efendim martini severler vizyonu geniş, farklı kültürlere açık, gezmesini ve farklı insanlarla tanışmasını seven, dans etmeye ise bayılan insanlardır. Aynı zamanda libidoları yüksek insanlardır ve çapkınlık denince akla ilk onlar gelir. Aynı zamanda değişik ve yaratıcı yemekler yapmasını severler ve bu konuda oldukça başarılıdırlar. Çoğunluğunu renkli kişiliklerin oluşturduğu Martiniseverler, evlilik ve çoluk çombalaktan olabildiğince uzak dururlar. Evlilik yapacak olsalar bile, bu kırk yaşından sonra olur. Onlar için en uygun meslek, sanatla alakalı, yaratıcı enerjilerini yönlendirebilecekleri bir meslektir.
Aralarından onlarca filozof çıkan çayseverlerin çoğu, çayı artık bağımlılık seviyesine taşımışlardır. Çay içmek onlar için bir ritüel gibidir ve içerken düşünürler de düşünürler. Bu düşünceler hayat ve para üzerine olduğu gibi, daha soyut konularda da olabilir. İnsan ilişkilerini gözlemlemeyi ve sorgulamayı severler. Tek kötü özellikleri ise, dedikoduyu çok fazla sevmeleridir.
Ve son steryotipimiz de rakıseverler. Bu insanlar hayatta duygularını, daima mantığın önünde tutarlar. Önemli olan bir şeyin nasıl olması gerektiği değil, onların neyi istediği, neyi arzuladığıdır. Fakat bazen kayıplara ve pişmanlıklara o kadar takılırlar ki, ellerinde olan güzel şeyleri de kaybederler. Aynı zamanda boğazına düşkün olan bu tiplerin, rakı içme konusunda belirli takıntıları vardır. Durmadan: 'Rakı öyle içilmez böyle içilir, yok efendim şöyle içilir. Adam gibi iç. İçmesini bilmiyorsan içme...' gibi cümleler kurarlar ve bu yüzden herkesle aynı sofraya oturmazlar.