Hep birlikte desenli halılarla dolu tarlaya geldikten sonra renkli ceketler giymiş işçiler tarlaya dağılıyor, son iki halı kalana dek halıları kaldırıyor ve çalışmaya başlıyorlardı. Çalışan işçiler, bir halının ortasında gitar çalan Mabel, diğer halının ortasında sevgilimle öpüşen ben…. Ne kadar da otantik bir görüntüydü. Ne kadar da güzel aktarıyorduk aşkı, sanatı, emeğin güzelliğini ve mukaddesliğini…
Klip çekimi bitmiş, İstanbul’a dönmüştük. Klibi kurgucuya vermeye gidiyorduk. Bende klip işini söz verdiğim gibi çekmenin gururu, Mabel’de şarkının heyecanı, dolaşıyorduk İstanbul’un sokaklarını. Kasetleri bu işlerden anlayan bir arkadaşa verip çıktık. Yaklaşık 3 hafta sonra bunaltıcı düşlerden bir telefon sesiyle uyandım. Mabel’di arayan. 'Klip bitmiş, gidip alalım' dedi. Hızla hazırlanıp çıktım. Her zamanki gibi Şubat İnternet Cafe’nin önünde buluştuk. Çok heyecanlı ve gergindi. Bana bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi. Heyecanına verdim, sormadım. Konuşmadan yürümeye başladık.
bu ne simdi yalan mi
gördüğüm en saçma içerik.
evet arkadaşlar bu hikaye gerçek bende tarlanın ortasındaki halıydım