1955 yılında 26 Temmuz Hareketi'ni başlatan Fidel Castro'ya Arjantinli doktor Che Guevara da katılır ve Aralık 1956'da Küba'da, 'Diktatör Batista'ya karşı gerilla savaşı başlar. Castro ve Guevara'nın önderlik ettiği gruplar, Batista birliklerine ağır darbeler indirir. 1 Ocak 1959'da Fulgencio Batista'nın ülkeden kaçmasıyla Castro'ya bağlı bin kişilik gerilla grubunun başkent Havana'ya girmesiyle 'Sosyalist Küba'nın miladı başlar.
Klasik arabaları, sokak sanatçıları, rengarenk evleri ve mutlu insanlarıyla tanıdığımız Küba'nın günlük hayatına daha yakından bakalım...
Yarısından fazlası yalan. Bu yazıyı hazırlayan Küba'ya hiç gitmiş mi çok merak ediyorum. Bürokrasinin tüm dünya ülkelerine fark attığı, internet kullanmak isteyenin dünya kadar para ödeyip şehir içinde ancak belli noktalarda internete girebildiği, sokakların pis olduğu, binaların fotoğraflarda göründüğü gibi renkli olmadığı, yolsuzluğun ülkenin her yerine yayıldığı, turistin kazık yemekten başka şansının olmadığı, evlerin pis, halkın ek iş peşinde koştuğu, 40 yıllık arabaların egzoz dumanı yüzünden Havana'nın içinde yer yer nefes almanın imkansız hale geldiği, komunizmi yıllar önce terk etmiş, kapitalizme kendini bırakmış bir ülke bu. Yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarından biridir Küba.
O yüzden Miami ye kaçmak için lastik sallara binip köpekbalıklarına yem oluyorlar. Mutluluk fazla geliyo demek :)
Ah şu polyanna editörler yok mu.