Lyon - Beşiktaş Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı

BeşiktaşUEFA Avrupa Ligi çeyrek final ilk maçında 1-0 öne geçtiği Lyon deplasmanında sahadan 2-1 mağlup ayrıldı.

Kartal Sonunu Getiremedi: Lyon 2-1 Beşiktaş

Beşiktaş’ın tur şansı yüzde 50 civarında ama yenen ikinci gol kabul edilmesi, hazmedilmesi, kolay olmayan bir gol

İnanılır gibi değil... 75 dakika her yönüyle mükemmel oynayan, pozisyon bulan, çok iyi kapanan, hiç hata yapmayan Beşiktaş, son 15 dakikada maçı verdi... Kabul edemiyorum!İlk devreye bakıyoruz, maçın mutlak hakimi Beşiktaş... Lyon iyi bir takım ama sahada tel tel dökülüyor. Beşiktaş pozisyonlar buluyor, derken Talisca ile Babel'in önceden çalışılmış, bir serbest vuruş uygulamasında Beşiktaş'ın golü geliyor. Rakibin etkili silahları, Valbuena olsun, Fekir olsun, Lacazette olsun, kafayı kaldıramadılar. Marcelo, defansta tam bir maestro gibiydi.

İkinci yarıya bakıyoruz, oyun yine rölantide. Lyon gelmeye çalışıyor, gelemiyor. Adriano, hem defansif hem de ofansif çok başarılı. Ama dakikalar 70'i gösterdikten sonra Beşiktaş'tan tuhaf sinyaller gelmeye başladı. Önce Marcelo kaptırdı, Lacazette karşı karşıya kaçırdı. Bitime 10-15 dakika kala Lacazette'in kaçırdığına benzer bir gol daha kaçtı. Son 15 dakikada 'Beşiktaş'ı Allah korudu' diyorduk ki, bitime 10 dakika kala olmayacak bir top gol oldu.

Devamı...

Gerçekten akılalmaz. Eşi bulunmaz adaletle hükmeden bir hakem. Hemen öne geçilen bir maç ve son 15 dakikadaki dağınıklık. Oyunun genel akışına hiç uymayan bir final

oldu. Bu, tecrübeli takıma yakışmadı. 2-1 kötü sonuç değil ama çok daha iyisi mümkündü.

Gerçekten akıalmaz. Eşi bulunmaz bir adaletle hükmeden bir hakem. Hemen öne geçilen bir maç. Her duran toptan rahatlıkla çıkan pozisyonlar. Her şey lehteyken son 15 dakikadaki dağınıklığı Türkiye saatiylegece yarısını geçmiş olmanın verdiği uyku hali dışında neye bağlayabiliriz bilmiyorum. Tosic’in arka arkaya yaptığı hatalar, Talisca’nın ona uymasıyla gelen gol ve sonrasında Fabri’nin bütün yıl boyunca zorlamalarının finaliyle gelen 2. gol. Oyunun genel akışına hiç uymayan bir final oldu. Bu, tecrübeli takıma da yakışmadı.

Devamı...

Beşiktaş, son derece güvenli ve olgun bir oyunla başladı maça. Şenol Güneş, takımının oyun gücünün nereden geldiğini biliyor ve orta alanda Atiba-Oğuzhan-Talisca üçgenini bozmadı. Savunmayı düşünen bir kurgu ile sahaya çıkmadı. Quaresma’nın yokluğunda Adriano’yu sol önde kullandığı için Tosiç’i stoperden alıp sol bekte oynattı. Ancak bu kez de Mitroviç-Marcelo ikilisi iyi bir uyum yakalayamadı ve aksadı. Şenol Güneş ise Tosiç’i stopere; Adirano’yu sol beke çekerek ideal savunma 4’lüsüne döndü ve savunmadaki sorunları çok çabuk tamir etti. 

Hücumda ise ilk 25-30 dakika iyi pas yaptık. Talisca’nın harika pasıyla Babel golle buluştuktan sonra duran toplardan Marcelo ile 2 kez daha gole yaklaştık. Ancak devrenin sonlarına doğru özellikle de Cenk yorulduktan sonra hiç top tutamamaya başladık. 

2. yarıda ise ilginçtir Şenol hoca içeriye 1-0 giren takımı bozmadı ve savunmanın önünde Mitroviç’le devam etti.

Devamı...

Tam kazandık derken nasıl kaybettik?

Burada iki faktör etkili oldu. İkinci devredeki baskı, Lyon'un ilk yarıdan farklı olarak oyunu ele alışı ve maalesef ikinci goldeki Fabri hatası. İki kere topu uzaklaştırma şansı varken ve oyunun ruhu tam savunma anlayışını gösterirken, topa sahip olarak oyuna sokma isteği çok pahalıya mal oldu Beşiktaş'a. Yalnız şu bir gerçek ki; ikinci yarıda çok farklı bir Lyon oyunu vardı. Ha burada bizim de topla savunmadan çıkamayışımız, topu önde tutamamamız Lyon'un atak devamlılığını ve bununla beraber yoğun baskısını getirdi.

Her şeye rağmen direkten dönen toplarla birlikte savunma direncimiz ayakta kalabilseydi, ikinci yarı sadece savunarak bile 1-0 bitirebilirdik maçı bu hatalar olmasa. 

Quaresma ve Aboubakar'ın olmaması Güneş'in hamle şansını azalttı mı?

Özellikle Quaresma'nın olmayışı ki oyun planını gördükten sonra bunu çok daha rahat söylüyoruz, çok gerekli değildi.

Tamamen deplasman mantığında oynadığımız oyunda 'Quaresma eksikti' diyemeyiz. Galibiyet veya beraberlikle İstanbul'a dönebilseydik başka şeyler konuşacaktık ama artık şimdi en azından 1-0 kazanmak zorundayız. İşte bu İstanbul'daki oyunu ve oyun anlayışını çok daha farklı yerlere çekecek mi yoksa yine kontrollü oyunun devamında mı arayacağız skoru? Bu çok belirleyici olacak .

Devamı...

Daha maç oynanmadan 3-4 kişi ile iddiaya girdim. Biz kesin gol atarız ama yer miyiz bilmem! Ben iddiayı kazandım çünkü rakip kim olursa olsun nerde oynarsa oynasın Beşiktaş gol atmadan o maçı bitirmez. Dün de bunda haklı çıktım. Güzel bir zamanda golü attık. Gol Babel’in ama harika asist Talisca’nındı. Doğrusunu söylemek gerekirse Beşiktaş’ın çok temkinli, defans ağırlıklı başlayacağını sandım ama Beşiktaş beni yanılttı. Lyon ne kadar fazla hücumcu ile çıktıysa Beşiktaş karşılık verdi.

İlk yarıda istediğimiz hatta fazlasını aldık. 2. yarı şaka gibi. Anlamsız bir şekilde geriye yaslandık.

Pozisyona girmeleri mümkün değilken kaptırdığımız toplarla Lyon’a pozisyon yarattık. Ayağa oynamadık. Hücumu neredeyse unuttuk. Kısacası ikinci 45 dakika siyahla beyaz gibi! Maç bitti, yazımı yazdırdım ve hâlâ düşünüyorum neden bu kadar geriye yaslandık. İnanıyorum bu Güneş’in tercihi değil. Futbolcular psikolojik olarak geriye yaslandı.

Devamı...

Önce rezaleti anlatarak başlatalım...

Üstlerindeki Beşiktaş tribünlerinden bomba, dikkat edin çatapat falan değil bomba atıldığını iddia eden bir grup Fransız holigan bizimkilerin bulunduğu tribüne nereden buldukları muamma olan demir çubuklarla saldırmalarına rağmen dayak yiyince çareyi sahaya dalmakta buldular.

Bu rezalet İstanbul'da yaşansa UEFA anında maçı erteler ve en iyi ihtimalle tarafsız sahaya alırdı.

Yapan Fransız, rakip de Türk olunca üç maymunu oynadılar... Rezalet... Vallahi rezalet, billahi rezalet Zor maça çok iyi başladık, iki pozisyonu kaçırırken rakibe de iki şans verdik sonra Talisca'nın asisti ve Babel'in harika vuruşuyla öne geçtik. Devreyi böyle kapattık ve ikinci yarının başındaki baskıyı da iyi karşıladık.

Aksayan Mitroviç ve yorulan Oğuzhan'ın yerine Tolgay-Necip ikilisinin sahaya sürülmesi doğru tercihlerdi.

Lyon'un risk aldığı dakikalarda bildiğimiz Beşiktaş ikinci golü atmayı hedefler ve atardı. Bu kez hedef skoru korumaktı ikinci golü atmak değil. Hep söylediğimiz gibi bu Beşiktaş'ın bildiği bir oyun tarzı değil.

Devamı...

Bir maçı 70 dakika önde götürüp iki dakikada geriye düşerseniz bunun adı ne olabilir? Adını siz koyun. Görünmez kaza, felaket, akıl tutulması... Her neyse!

Lyon’daki maçın yarım saatten daha fazla bir gecikmeyle başlaması değişik sorulara yol açtı. Acaba bir kumpasa gelip 24 saatlik ertelemeyle Dortmund gibi ayarı mı bozulacaktı Beşiktaş’ın? Güney tribünündeki kanı kaynayan Lyon taraftarlarının sahaya inmesi, sanki şampiyonluk kutlaması yapar gibi şenliği (!) erken başlatmaları bir provokasyon muydu? Neyse ki stat görevlileri de, güvenlik güçleri de soğukkanlı davranıp taşkınları tribüne döndürmeyi başardı. Ne var ki o sakinleşmeye rağmen maç çok geç başladı. Sahayı sulayadursunlar, o kadar beklemek de can sıkıcıydı.

Beşiktaş, kura çekiminden beri Lyon üzerine yoğunlaşan “abartma” yorumlardan hiç etkilenmemişti. Çok golcü bir rakiple karşılaşacaklarını hesaplayan (!) Şenol Güneş, savunma tedbirlerini “sıkı”laştırmış, bu arada Quaresma’nın yokluğunda en akılcı alternatifleri devreye sokmuştu. Mitroviç stopere, Tosiç sol beke, Adriano sol öne, Babel de sağa... Bu zincirleme önlem en azından ilk yarıda çok işe yaradı. 

Devamı...

Maç önü olayların iki ekibi de etkilemediği başlangıç, futbol adına pek lezzetliydi. Rakip, analiz ettiğimiz gibi oynadı, biz ise bir çıt üzeri. Ancak gole kadar sürekli oyunun elimizden kayıp gitme ihtimali vardı. Rakibin ön kurgusu el-hak etkili oyunculardan kuruluydu. Hareketli ve delici! Ancak orada Marcelo fark yarattı. Savunmada ‘Mitroviç’e ağabeylik etmenin’ yanı sıra sadece ilk yarı 3 gol girişiminde bulundu. 

Akıl dolu bir golle öne geçtik. Sonrasında ise hatt-ı müdafaa’ya! Mitroviç’i çapa yapan Şenol Güneş hocamız, Adriano’yu sol beke çekip savunma tahkimatını yaptı. Buralarda ikili mücadelelerde etkisiz kaldık. Hücumda da eksik! Yine de bu anlayış ilk yarıyı galip bir şekilde bitirmemizi sağladı.

İkinci yarı oyun baştan sona onlarındı! Kımıldayamadık! Maçın bizim adımıza kırılması 48’de Talisca’nın kaçırdığı bomboş kafa! Sonra 53’te 2 oyuncu değiştirdiler; ardından ne yapsak para etmedi. 83’e dek direndik ama sonra resmen saçmaladık! 71 ve 78’deki ataklarında çok çok şanslı, böyle bir hakem maçı yönettiği için ballıydık!

Devamı...

Maç başlamadan provokasyon başladı. Lyon'lu taraftarlardın sahaya girip maçı geç başlatmaları tam Oscar'lık bir senaryoydu.

Maç 45 dakika geç başladı ki bizim için hiç fark etmez, Beşiktaş bu turu geçecek.

Siyah-beyazlı takım özellikle 10 dakika içinde Marcelo ve bir de karambolle 2 gol pozisyonundan yararlanamadı.

Bu pozisyonlar 'Gol geliyorum' diyordu ki Talisca'nın harika pasında Babel hepimizi havalara sıçratan golü kaydetti.

Beşiktaşlı futbolcular bu golden sonra sahada son 20 dakikaya kadar inanılmaz bir mücadele ortaya koydu.

Sahadaki her futbolcu terinin son damlasına kadar mücadele ederken Marcelo savunmada inanılmazdı.

Lyon'lu futbolcular her atağında Marcelo'yu karşılarında buldular.

Maçı seyrederken 'Bu Marcelo'dan kaç tane var?' demekten kendimi alamadım.

Devamı...

Orta saha ve hücumda etkili, savunmada zayıf olan Lyon’a Marcelo ile direnip Talisca ile organize olan Beşiktaş, Babel’le golü bularak çok önemli bir avantajla gitti soyunma odasına. Çabuk ve dikine oynayarak Beşiktaş’ın dengesini bozmaya çalışan, derin toplarla pozisyon üretmeye çalışan Lyon’a pozisyon vermedik ilk yarıda. Aksine duran toplarda ve savunmada harika oynayan Marcelo ile 4 kez etkili olduk. Tek sıkıntımız ise savunma lideri formda Marcelo’nun gördüğü sarı kartla cezalı duruma düşmesiydi. Maçın temposu istediğimiz gibi yavaş yavaş düşmeye başlayınca yarım saatlik ateşi yüksek Lyon da istediğimiz kıvama gelmişti.

Fazladan baskı yedik

2. yarıya Babel’in Rafael’i silkelemesi ile başladık. Fakat Talisca yine bir duran topta maçı koparacak fırsatı kullanamayınca bu kez Valbuena’nın vites arttırdığı 20 dakika Lyon sol kenardan etkili oldu. Maçın kırılma anlarından birinde maçın en iyisi Marcelo’nun hatasında kaleciyi geçen Lacazette, topu dışarı atarak Lyon adına en önemli fırsatı kullanamadı.

Devamı...

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
YORUMLAR
14.04.2017

Yazık ya sen Fabrisin Messi degil diyen adam cocugun yarasina tuz basmis :(

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ