Şimdi, zafer mi hezimet mi? Bu tartışma tarihçiler arasında o günden bugüne devam etmiş. Hatta o dönemde Meclis görüşmelerine bakarsanız Gazi Mustafa Kemal’in Lozan’da gelinen noktayı beğenmediği ve mutlu olmadığını ifade ettiği sözleri göreceksiniz.
Örnek mi istiyorsunuz; Musul, Kerkük Misak-ı Milli sınırları içindeyken, Lozan’da dışında kalmıştır. Boğazlar, özel bir idare tarafından yönetilmesine razı olunmuştur. Hatay, topraklarımızın dışında kalmış, daha sonra 1939’da Anadolu topraklarına dâhil edilmiştir. Boğazlar, 1936 Montrö Anlaşması ile ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin kontrolüne geçmiştir. Lozan imzalandığında Samsun, Antalya limanları bile yönetimi bize bırakılmamıştır. 1926’da çıkardığımız Kabotaj Kanunu ile ancak limanlarımızda kendi hükümranlığımızı elde ettik. Burada örnekler çoğaltılabilir.
O yüzden Lozan’ı ortaya koyup, Lozan’ın üzerinden siyaset yapmak sayın Kılıçdaroğlu'na bir şey kazandırmaz. O defterler açılınca üzüleceği çok şey göreceksiniz. Ve fevkalade ayrıştırıcı dil kullandı. Onu da doğrusu tasvip etmek mümkün değil.'
Yıldırım, Yunanistan Başbakan'ı Çipras'ın da bu konunun ikili ilişkileri etkileyebileceği şeklindeki açıklamasını 'fırsatçılık' olarak değerlendirdi.
Sanki birinciye ihtimal veriyorlardı.
lozandan prim yapmaya çalışan tayyip binalide çıkmış gavara yapıyo tam abdi
Ulan ilk siz başlatmadınız mı noluyoruz