Ülkece çok büyük bir yıkım yaşıyoruz. Meydana gelen yıkıcı depremin ardından binlerce insanımız hayatını kaybederken, binlerce kişi de evsiz kaldı. Depremin sebep olduğu yıkımı bir nebze de olsa gidermek isteyen kişi ve kurumlar da destekleriyle seferber oldu.
Gelgelelim can sıkıcı bir nokta var: O da yoksul insanların son kuruşuna kadar bağış yapmasının romantize edilmesi ve bunun olağan görülmesi... Bağış ortak yayınına katılan Hande Erçel de benzer bir tutum sergileyince insanların çileden çıkması kaçınılmaz oldu.
bu kadını zaten günahım kadar sevmem beğenmem de bu her şeyi romantikleştirmeye çalışıp duyardan kar etmeye çalışan kim varsa nefret ettim artık ya.. müzikli videolar paylaşanlar gibi, bunda romantikleştireceğimiz hiç bir şey yok yeterince acı ve zor zaten.. o lösemiliği çocuğun yaşadığı kadar
balonları şişirip şişirip aaa neden uçtu diye şaşırıyosunuz yahu
Geçmiş zaman, ismi lazım değil bir İslami dernek okullarda bağış topluyordu emir büyük yerden olunca bazı öğretmenler kendine vazife bilip yalakalık için küçücük çocuklardan duygu sömürüsü ve biraz da baskıyla ceplerindeki paralarını bağış diye almışlardı yetiştirme yurdunda kalan öksüz bir çocuk da tüm parasını vermiş ve bu yüzden de o gün aç kalmıştı ve o para toplayan yavşaklar bunu duygusal bir öykü gibi anlatıp ajitasyon yapmaya çalışmışlardı. O aklıma geldi nedense.