Avrupa'nın Güney Amerika Esintisi Lizbon'da Gezilecek Yerler

Portekiz’in başkenti olan Lizbon, tarihi, yemekleri, eğlence yerleri ve kültürü ile kendine hayran bırakıyor. Tarih boyunca birçok kültürle etkileşime girmiş olan Lizbon, edindiği zengin birikimi günümüze kadar korumayı başarmış. Bu nedenle Lizbon, Avrupa'da görülecek yerlerin başında geliyor. Her sene turist akınına uğruyor. Haydi gelin sizlere bütün detaylarıyla bir Lizbon anlatalım!

Fotoğrafların devamı için Instagram'da @seymen.b sayfasını takip edebilirsiniz.

Lizbon 3 Bölgeden Oluşuyor

  • Lizbon 3 bölgeden oluşan bir başkent. Bunlar Baixa, Chiado olarak da bilinen Bairro Alto ve Alfama. Şehrin ise birbirine 500 metre uzaklıkta 2 önemli meydanı var. Rossio ve ticaret anlamına gelen Praca do Comercio. Şehrin kalbi bu 3 bölgede birbirine komşu. Birinden diğerine yalnızca 15 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz. Eğlence, alışveriş ve yeme içme mekanlarının büyük kısmı da buralarda zaten. Bu yüzden konaklamayı da bu bölgelerde seçmeniz vakitten kazanmanızı sağlayacaktır. Ayrıca bu 3 bölgedeki en eski yapılar Alfama bölgesinde. 1755 depreminden beri hâlâ ayakta olan yapılar bulunuyor.

  • Schengen vizesi ile seyahat ediliyor. Türkiye’den Porto ve Lizbon’a Türk Hava Yolları ile direkt uçuş mevcut. 4 saatte 1-2 film izleyecek vakitte ulaşabilirsiniz.

  • Lizbon seyahati planlarken 27 km uzaklıkta bulunan Sintra’yı da +1 gün olarak planlamanızı öneririm.

  • Lizbon’da 2 tane büyük acı var. Biri 1755 depremi. Deprem ciddi hasar vermiş ve şehrin yarısı yıkılmış, nüfusun ise 3’te 1’i yaşamını yitirmiş bu acı olayda. Diğer acı ise denize açılıp gelmeyenler... Keşif için giden kaşif filolarında eşlerini, çocuklarını gönderen kadınlar 3-4 yıl süren yalnızlıklarında fado denilen acı dolu müziği yapmışlar. Gelene kadar bu ağıtı söylerlermiş. Fado'ya ayrıca değineceğim ama siz Lizbon’a giderseniz Alfama bölgesinde mutlaka bir akşam 21.00 sonrasında fado dinleyin derim.

28 ve 15 numaralı tramvaylar turistik rotalar için en iyi tercih!

  • Şehri gezerken Lisboa Card almanızı öneririm. Şehri tanırken, gerek zaman gerekse nakit anlamında çok katkı sağlıyor. 26 müze ve tarihi yere girişin yanı sıra ulaşımın da ücretsiz olması bu anlamda elinizi baya rahatlatacaktır.

  • 28 numaralı tramvay ile tüm şehirde turistik bir yolculuk yapabilirsiniz. 15 numaralı tramvay ise Belem bölgesine gidiyor.

  • Kredi kartının geçmediği noktalar fazla. Özellikle gıda işinde. Bu yüzden nakit bulundurmakta fayda var.

  • Ne yesek diyenler Timeout Market’e bir göz atmalı. Her damak tadına uygun lezzetler uygun fiyata bulunabiliyor.

  • Gece hayatı için pembeli sokak olarak da bilinen Bairro bölgesini öneriyorum. En kolay tarif ise Time Out Market’in hemen arka paraleli.

Elevador de Santa Justa (Santa Justa Asansörü)

Eiffel ne adammış yahu dedirtiyor Avrupa bazen. Gustavo Eiffel’in öğrencileri yapmış burayı. Usta-çırak ilişkisi hakikaten. Adam Paris’te kule dikiyor, öğrenciler Avrupa’da eserler bırakıyor. İnanılmaz bir emek. Neyse konumuza dönelim biz. Baxia ve Bairro Alto arasında ciddi bir tepe var. Burayı aşmak için aynı İzmir Asansörü gibi bir mimari planlanmış.

Gezilebilecek Müzeler

  • Elektrik Müzesi

  • Kamu Ulaşımı Müzesi

  • Lizbon Akvaryumu

  • Lizbon Hayvanat Bahçesi

Casa do Alantejo!

Rossio Meydanı’na 5 dakika yürüme mesafesinde bir restoran aslında burası ama görenlere ''Aman Allah'ım!'' dedirten bir bahçesi var. Öyle güzel ki durmadan fotoğraf çekmek isteyebilirsiniz. Fas’tan bir esinti adeta.

Alfama

Alfama denilince aklıma 3 kelime geliyor. Fado, dar sokaklar ve fayans kaplı duvarlar. Sao Jorge Kalei yamacında kurulu bu güzide semte 28 numaralı tramvay ile yine ulaşabiliyorsunuz.  Çamaşır asılı dar sokaklarda, rutubeti engellemek amaçlı dizilen fayans duvarlar ile bambaşka bir yer Alfama. Gezmesi de bir o kadar keyifli. 2-3 saatte tüm semti bitirebilirsiniz.

Pena Sarayı ( Pena Palacio )

Rengarenk lunapark gibi bir saray Pena. Pena Sarayı, 1995 yılında UNESCO dünya mirası listesine alınmış.  Adı Portekizcede ‘Kaya’ anlamına geliyormuş. Zaten gidince anladım ki, bir tepe üzerinde sanki kartal yuvası gibi konumlanmış durumda bir yer. Ben pek beğendim açıkçası. Burası bir park olarak geçiyor ve park içinde mağaralar, şapeller, büyük avlular, teraslar birçok önemli detay var. 1755 yılında depremde harabeye dönse de sonrasında II.Ferdinand tarafından tekrar elden geçmiş ve yazlık saray olarak kullanılmış. Bazı kaynaklarda Portekiz’in 7 harikasından biri diyorlar burası için. Gerçekten de öyle. Baya beğendim.

Roca Burnu (Cabo da Roca)

Doğayı sevdiğimden midir nedir buraya bayıldım. Avrupa kıtasının en batı noktası artık. Eskiden buradan sonra dünya yok sanılırmış. Dünyanın sonu derlermiş. O hesap. Yıllarca denizcilerin açıldığı noktalardan birisi olmuş. Sintra sonrasında otobüsle yarım saat süren bir yolculuk sonrası buraya ulaşabiliyorsunuz. Bölgede pek bir şey yok. 140 150 metre yükseklikteki kayalıklar üzerinde çitlerle çevrilmiş, çitlerin bir tarafı uçurum diğer tarafında ise 1 restoran, 1 fener, 1 hediyelik eşya dükkanı ve 1 turizm ofisi var.

Son derece önemli noktalardan birisi. Dilerseniz fotoğraftaki arkadaş gibi pikniğinizi yapabilir, güzel kareler çıkartabilirsiniz. Son derece önemsediğim hoş bir mekan oldu gerçekten benim için.  Ayrıca burada 10 € karşılığında Cabo de Roca’ya ayak bastığınıza ve Avrupa’nın en batı ucunda bulunduğunuza dair kendi adınıza hazırlamış bir sertifika alabilirsiniz. Bu arada bir de bölgenin değerini anlatan bir anıt taşı var. Burada da bir Türk bayrağı bulunuyor. Sebebi ise, Avrupa’nın bir ucu burası diğer ucu Türkiye diyor. E malum AB üyesi olmasak da %3’ümüz Avrupa kıtasında hala...

Belen Tower

Lizbon’un okyanusa açılan noktasında içinde aynı anda sadece 150 kişinin bulunmasına izinv erildiği bir kule burası. Amaç deniz ticaretini daha kontrollü sağlamakmış aslında.

Diğer karşı yakada da bu kuleden bir tane varmış fakat malum deprem sonrasında yerle bir olmuş orası da. 1983 yılında da UNESCO dünya miras listesine alınmış. Özellikle saat 14.00 gibi giderseniz ışık çok iyi oluyor benden söylemesi.

Lx Factory

Alcantara bölgesinde en hoş mekanlardan biri var. Mekan mı kompleks mi hangisi doğru bilemedim ama sanat ve eğlencenin birleştiği eski bir kumaş fabrikası aslında burası. Farklı konseptlerde bar, kitapevi ve butiklerin bulunduğu bir nokta. Lizbon gençlerinin çok sevdiği bir yer. Instagramlık mekanlar desem yeridir. 15 numaralı Tramvay ile Alcantara durağında inerek buraya ulaşabilirsiniz.

Lizbon ve Portekiz Notları

  • Rossio Meydanı’nda da göreceğiniz tabanlar hep siyah beyaz. Beyazlar haçlı ordusu, siyah döşeme ise kargaları temsil ediyor. Koruyucu Azizin mezarına kargalar bekçilik edermiş oradan geliyor anlamı efendim.

  • Güçlü donanma, keşifler derken bu parlak tablonun karanlık bir yüzü de oluşuyor tabii ki. Sömürgeci bir politika izleyen Portekiz 600 yıl hüküm sürerek Avrupa’daki modern imparatorlukların en uzun soluklusu olmuştur.

  • Madalyonun belki de en karanlık tarafı ise; Portekiz’in ilk transatlantik köle ticareti yapan ülke olmasıdır. Batı Afrika sahillerinden kalkan ve keşiflerle büyüyen “Yeni Dünya”ya gelen gemilerin taşıdıkları maalesef Afrikalı kölelerdi.

  • Bu karanlığı biraz aydınlatmak adına Portekiz’in sömürgeciliği kaldıran ilk ülke olduğunu söyleyebilirim. Portekiz; 1761 yılında, dönemin diğer sömürgeci ülkeleri İngiltere, Fransa, İspanya ve ABD’den 50 yıl önce köleliğe son vermiştir.

  • Dünyanın en büyük mantar üreticisidir. Şaraplarda veya mantar panolarda gördüğümüz materyal olan mantar, doğal olarak Portekiz’de yetişen bir ağaçtan üretilmektedir ve Portekiz Dünya mantar pazarının %70’ini elinde bulundurmaktadır. Portekizde gezerken mantardan yapılmış çok çeşitli eşyalar görmeniz mümkün (çanta, ayakkabı, kemer, defter vb.).

  • Avrupa’daki en uzun köprü Portekiz’de bulunmaktadır. Lizbon’daki Vasco da Gama Köprüsü 17 km’lik uzunluğuyla Avrupa’daki en uzun köprü olma özelliğini taşıyor.

  • Dünya’nın en eski kitapçısı Lizbon’da bulunmaktadır. 1732 yılında kurulan kitapçı 1755 yılındaki büyük Lizbon depreminde zarar görmüştür ve 1773 yılında bugünkü yerinde yeniden açılmıştır. Lizbon’da Rua Garrett 73 (Garrett Caddesi 73 numara) adresinde Livraria Bertrand’ı bulabilirsiniz.

Lizbon ve Portekiz Notları II

  • Yenilenebilir enerjide dünya lideridir. 2014 yılından beri Portekiz’in kullandığı enerjinin %70’i rüzgar, su ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktaymış. Kocaman bir alkış Portekiz’e!

  • Portekiz’in ulusal müziği “Fado” dur. UNESCO tarafından kültür mirası olarak listelenen fado; Portekizce “kader” anlamını taşır. Genelde hayat, aşk acısı, kayıplar veya umutsuzluk konularının işlendiği sözleri pek anlamasanız da hüzünlü melodilerin dili yoktur aslında… Fado’dan da anlaşılacağı gibi biraz kaderci bir yaklaşımları da vardır Portekizlilerin. Bizim kültürümüzdeki gibi kişinin kaderden kaçamayacağı inancını taşırlar. Hatta bizim “inşallah” ile eş anlamlı “oxala” kelimesi de vardır Portekizcede.

  • Siz hiç yeşil şarap gördünüz mü? Nane likörü değil, şaraptan bahsediyoruz. İşte Portekiz, dünyaca ünlü Alentejo ve Dourro kırmızı şaraplarının yanı sıra, lezzet olarak beyaz şaraba çok benzese de sofralara renk getiren yeşil şarabıyla da ünlü.

  • Belki de. Ama Portekiz’in dünyaca ünlü Azulejo’ları da inanın bir o kadar güzel. Bizde sadece cami, saray gibi önemli eserler çinilerle süslenirken, Lizbon’un neredeyse tüm sokaklarının çiniyle kaplı oluşu insanı etkiliyor.

Fado !

Fado dinlenirken, yemek yenmez, çatal bıçak sesi çıkartılmaz, sohbet edilmez, sadece fado parçaları arasında alkış tutulur. Bu çok önemli. Turistler tarafından bilinmediğinden genelde bu kural deliniyor ama Portekizlinin ağırlıklı olduğu mekanlarda hoş karşılanmayabilir.

LİZBON’DA FADO DİNLEYEBİLECEĞİNİZ MEKANLAR

  • Cafe Luso

  • Parreirinha de Alfama

  • A Baiuca

  • Tımpanas

  • Adega Machado

  • A Severa

  • Senhor Vinho

  • Clube De Faco

  • Casa De Linhares

  • O Faia

Not : Bu mekanlarda fado için menü dışında kişi başı 5 ile 10 Euro arasında ek ödeme yapılır.

Mekan Önerileri

Ginjinha

Şuan çok iyi gidiyorum. Lizbon’da en iyi üç lezzet durağında bunlar kesin vardır. Popüler mekanlarla başladım hadi bakalım. Efendim burası da Rossio Meydanı’nda bulunan vişne likörcüsü. Hem tadım yapabiliyor, hem satın alabiliyorsunuz. Son derece güzeldi gerçekten. Ben dönüşte 8 Euro ödeyerek bir şişe aldım. İstanbul’da da bu keyfe devam ettim. Önerilir.

Casa Portuguesa do Pastel de Bacalhau

Prace De Comercial ile Rossio Meydanları arasında yer alan caddede Portekiz’in yerel bir lezzetini deneyimleyebileceğiniz bir dükkan var. Ufacık, içi dolu turşucuk gibi bir şey. Minnacık şeyin içinde yok yok.

TimeOut Market

Burası Chiado’da meşhur pembeli sokağın hemen arkasında yer alan bir kompleks. Genelde Kuzey Avrupa ülkelerinin adeti olan bir yemek pazarı. Yan yana bir sürü dükkanlar ve ortada toplu bir yeme içme alanı.

Self servis olarak alıyorsun oturuyorsun. Portekiz’in yerel mutfağı, deniz mahsulleri, nata, fast food gibi birçok farklı lezzet var. Her damağa uygun. Bence bir akşamınızı buraya ayırın derim gece saat 02.00’ye kadar açık.

Cafe Na Fabrica

Super Bock isimli bir biraları var efendim. İçimi yumuşak, fena olmayan bir bira. Lx Factory sınırlarında yine güzel bir mekan. Öyle aman aman bir mutfak beklemeyin ama atıştırmak için ideal bir nokta. LxFactory sonrasında nereye gitsek planı burada yapılabilir.

Menina E Moça

Chiado’da TimeOut Markt’e yakın bir noktada pembeli sokak olarak bilinen sokakta olan bir yer. Akşamları jazz çalıyorlar, bira içerek müzik dinleyebilirsiniz. Hem de bira dediğin şey 1 Euro! Mekan baya hoşuma gitti benim. Kesinlikle öneririm.

Cafe Önerileri

Bom Jardim

Çok salaş, muhtemelen Portekizliler dışında nadir kişinin bildiği bir ara sokak restoranı. Tavuk ürünleri ile meşhur bir mekan. Gayet hoş bir mekan. Önerilir efendim.

Pois Cafe

Alfama bölgesinde çok hoşuma giden bir mekan. Kahve içmek için birebir. Ortamı da çok salaş. Koltuğa ayağını uzat istersen. Mis!

Senhor Vinho

Yahu arkadaş iyi hoş da buranın simgesi fado nerede dinlenir diye sorar gibisin. Hemen söyleyeyim hem yemek yiyebileceğin hem fado dinleyebileceğin hoş bir mekan var. Adı Senhor Vinho. Fado için 5 ile 10 Euro arasında ek ücret ödüyorsunuz. Artı yediğiniz içtiğiniz. Ortalama 30 Euro kişi başı ödeyerek geceyi tok şekilde tamamlayabilirsiniz. Ayrıca Alfama’da sokak arasında gezerken göreceksiniz. Çok fazla fado dinleyebileceğiniz restoran var. Genelde her gün saat 21.00 gibi başlıyorlar. Haberiniz olsun.

Ramiro

Lizbon’un pek de güven vermeyen göçmen mahallesin de yer alan Ramiro gerçekten Lizbon’da ilk sıramda şuan. Kapıdan girişte yahu burası bir farklı dedirtiyor.  Çünkü girişte bir kere banka şubesi gibi sıra bekliyorsunuz. Sırada fiş almadan önce de kioksta içinde Türkçe de olan 8 dil seçeneğinden birini seçiyorsunuz. Türkçe seçmenizin size 2 faydası var. Biri sıra numarası okurken hoparlörden Türkçe söylüyorlar. “Sıra numarası: 2344” mesela… Diğer faydası ise menü tamamen Türkçe.  Oturuyorsun tablet geliyor ve tablette Türkçe menüden istediğini seçiyorsun. Benden tavsiye olsun kızarmış biberli karides alın kesinlikle. Ayrıca masaya gelen tereyağlı kızarmış ekmek de bambaşkaydı. Zaten ekmek ve içeceğiniz siz dur diyene kadar sürekli getiriliyor. İkram zannetmeyin aman  2 kişi baya doyduk ve 59 Euro gibi bir ücret ödedik.

Pasteis de Nata

Burası gitmeden önce çok tavsiye edildi. İnstagramda gelen tavsiyelerin %90’ı burasıydı resmen. Ticaret Meydanı’ndan 15 numaralı tramvay ile buraya geldik. Ve inanılmaz bir lezzetle tanıştık. Tanesi 1,40 Euro ile en pahalı nata buradaydı şehirde ama değdi. Oldukça güzeldi. E normal tabi 1800’lerden beri buradalarmış.

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı