Liverpool - Beşiktaş Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı

‘Henderson ve Allen’a yakın oyna. Stoperlerden top almalarını engelle... Liverpool, kanattan gelirken mutlaka Olcay ve Gökhan geri koşsun.

Rakip oyun kurarken Sosa ve Demba Ba rahatsız etsin. Topu alınca sakin kal, en uygun pası bekle. Çünkü rakip, alan savunması açısından pozisyon sadakatine sahip ancak çok yırtıcı değil.’ Bu oyun 35’de Olcay’ın harika pasında arkaya sarkan Demba Ba’nın net pozisyonda kötü vuruşuyla kaçırdığı gole kadar rakibi durdurdu. Oyunu almalarına asla izin vermedi. İngiltere’de geçen yıl şampiyonluğu kılpayı kaçırmış bir efsaneye karşı ilk maça böyle başlayabilmek olağanüstü. Hep söylüyorum. Beşiktaş’ın oyunu konvertibl. Yani Antep’te işleyen model Londra’da, Liverpool’da da işliyor. Yerel olanla uluslararası olanda fark yok. Dün bunu bir kez daha gördük.

Tabii ki maç öncesini düşünürsek, Liverpool'la Anfield Road'da oynamak kolay iş değildirdir hiçbir zaman. Ancak karşılaşmanın başlangıcı ve baskı yediğimiz ilk yarının son 10 dakikalık bölümü dışında oyun bizim istediğimiz gibi gelişti. Beşiktaş, belki topa çok sahip olan taraf değildi ama pozisyon vermeyen taraftı. Önde basmak ve topun olduğu yerde yüksek tempodaki savunma anlayışı oyun kurgusundaki en önemli bölümdü. Atiba ve Veli bu anlamda oyunlarıyla ön plana çıktılar. Gerektiğinde hücuma da katkı sağladılar. İki oyuncu, Beşiktaş adına sahanın en iyi isimlerliydi. Tek tehdit Beşiktaş'ın solundan Ibe ile Motta'nın arkasından yaptığı koşular oldu. Motta dün akşam gerçekten bekleneni vermekten çok uzak bir görüntü sergiledi. Demba Ba'nın kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda ise öne geçme fırsatını bile yakaladık.

Daha önce iki Londralı’ya karşı hayli kullanışlı bir şablon geliştiren Beşiktaş, Veli/Atiba merkezli savunmasıyla Liverpool’un da hızını kesip yetenekli oyuncularını işlevsizleştirdi. Bu iyi kurgulanmış düzende rakibin duran top dışında ilk yarı boyunca tek seçeneği vardı; takımın yumuşak karnı Ramon Motta üzerine İbe ve Sturridge ile saldırmak. Onlar da zaman zaman sıkıntı yarattıysa da o denli korkutucu olamadılar.

Beri yandan Beşiktaş işin hücum yanında Sosa’yı haliyle de önündeki Demba Ba’yı oyuna sokacak üretkenliği gösteremedi. Oysa 13. dakikada Veli’nin cılız şutuyla sonuçlanan bol ve tek pasa dayalı atak hücum için gereken şablonun da ipuçlarını vermişti. Çünkü, saldırırken kolaylıkla kenarlara doğru genişleyen Liverpool topu kaptırınca aynı beceriyle arkada daralamıyordu. Bu sadece onların değil, ‘daha izlenir/satılır oyunu tercih etmek zorunda olan Ada futbolu’nun -bir ikisi hariç- temel açmazıdır. Ne var ki ilk yarı Töre’nin saldırılarına -ki bunlarda Serdar’ın katkısı da önemli- ters kanattan katılım olamayınca hücum çoğunlukla tek boyutlu kaldı. Oysa sürprize ihtiyaç vardı. O da 35. dakikada Veli/Sosa/Veli/Ba düzenli müthiş kontrayla geldi. Gol olmadı ama ilk yarının en net pozisyonuydu ve Beşiktaş’tan gelmişti. Moreno ve Henderson vuruşları ise akılda kalan diğer aksiyonlardı.

Beşiktaş Anfield’da ne kadar oynanması gerekiyorsa o kadar oynadı. İlk yarıda Veli ve Demba Ba ile net gol fırsatları da yarattı. Saha içi organizasyonu, top rakipteyken özellikle ilk yarıda son derece yerindeydi.

Öyle ki ilk 45 dakikada Moreno’nun 40 metreden attığı şut hariç Cenk’ içok da zorlayan bir pozisyon bulamadı Liverpool. Devrenin son 7-8 dakikasındaki baskı ise İngiliz ekibinin sürekli kazandığı kornerler ve köşe vuruşlarının devamında oluştu. Duran toplarda alan savunması yapan Beşiktaş, tüm hatlarıyla kendi ceza alanında kaldığı için topu öne taşıyamadı.

Beşiktaş'ın bu sezon şu ana kadar Avrupa'da bir tek kötü maçı yok, kazandı, kaybetti, berabere kaldı ama hep iyi oynadı, iyi mücadele etti. Liverpool karşısında da farklı bir manzara beklemiyorduk; iyi motive olan bir Beşiktaş'ın iyi zeminde rakibinden aşağı kalmayacağını düşünüyorduk öyle de oldu.

Sturridge ve Ibe bildiğin baş belası… Töre ve Olcay arkalarına bakmaktan öne gidemedi. Oysa Liverpool tam da bu kanat oyuncularının sevdiği türden üçlü savunmayla oynuyordu.

Enerjilerinin çoğunu zorunlu olarak geri koşmakta kullanan Töre ve Şahan ön tarafta bekleneni veremedi. Böyle olunca Demba Ba da ilk yarıdaki bir istisna hariç beklediği topları alamadı… İki kez kaleciye oynanan paslar ayağına geldi ama beklemediği için gereğini yapamadı.

Rakibe niyetlenip Beşiktaş yedek kulübesine çift dalan Ersan’ın bu pozisyonda atılmaması büyük şans. Coutinho, beşlik atmayı değil de rakibi attırmayı istese Kartal, daha ilk yarıda eksik kalacaktı. Ancak Ersan kararlı. Bu pozisyonun hemen akabinde yine çift dalarak gördüğü kartla cezalı duruma düştü. Defansta bu kadar sakat varken yapılacak iş mi bu. Motta’ya ne demeli. Kartal, tam oyunu dengelemiş, Veli ve Demba Ba ile pozisyon yakalamış, kendi sahanda sağ bekine havadan top atıyorsun! Topun kornere gitmesine seviniyoruz. Rakibe gitse Beşiktaş savunması hazırlıksız yakalanacak. Brezilya’da istediğin kadar yapabilirsin. Ama Avrupa futbolunda bu pasların yeri yok. Yaptığın penaltı ve gördüğün kart da cabası... Cezalı olduğuna sevinelim mi üzülelim mi ? Kıta değiştirdin sen değişmiyorsun..

Beşiktaş ilk yarıda Jordan Ibe karşısındaki Motta’nın 2 hatalı pozisyon alış, hamle zamanlaması hatası dışında Avrupa standartlarında üst düzey bir takım savunması sergiledi. Savunmada olduğu kadar savunmadan hücuma geçişlerde de başarılı kompakt oyun kurgusuyla 2015 yılında İngiltere Premier Lig’in tek yenilgisiz takımı olan Liverpool’u evinde etkisizleştirdi.

İngiltere Premier Lig’de son 6 maçı baz alıp form-puan tablosu yaparsak Liverpool, 1. sırada yer alıyor. Teknik direktör Rodgers’ın dizilişi 3-4-2-1’e dönüştürmesinden sonra yükselen bu form grafiğine karşı Beşiktaş ilk 45’te sergilediği oyunla “Ben de buraya gelene kadar UEFA Ligi’nde 7 maçtır yenilmiyorum aslanım” mesajını verdi.

Beşiktaş için Liverpool maçına herkes farklı anlamlar yükledi. Kimi, Ada

futbolunun eski gücünü kaybetmiş devi karşısında Beşiktaş’ı favori

gösterdi, kimi de 8 yıl önce oynanmış 8-0’lık maçın rövanşına memur etti

bugünkü kadroyu. Oysa gerçekler farklı...

Beşiktaş 8 yıl önceki

Beşiktaş değil. Daha kişilikli, daha kaliteli, daha üretken bir takım.

Ama hakçası aynı zamanda öğrenecek çok şeyi olan bir takım.

Doksan dakikalık hikâye tek kelimeyle anlatılmaz ama hüküm verebilirsiniz. Beşiktaş bu Liverpool’a karşı daha cesur oynayabilirdi. En kötü berabere dönebilir, hatta kazanabilirdi.

Gökhan Töre ile Olcay Şahan biraz daha önde kalabilselerdi olurdu.

Genel anlamda kantara çıkardığınızda arada fark bulmak zor. Hatta kimi yönleriyle Beşiktaş daha motive, daha istekli, daha organize bir takım.

Anfield’da Liverpool’a karşı oynuyorsanız 90 dakika boyunca ciddi baskı

yiyeceğiniz ve bu nedenle hücum yapma becerisinden yoksun kalacağınız

tartışılmaz bir gerçektir.

Oyun süresince her geçen dakika ağır

bir biçimde hissettiğiniz bu yoğun baskı sırasında bir, bilemediniz iki

gol şansı bulursunuz... Atamazsanız canınız yanar, başınızı duvardan

duvara vurursunuz... Ne üzücüdür ki, Beşiktaş iki değil tam dört tane

pozisyon buldu Liverpool karşısında... Demba Ba bunlardan birini gole

çevirebilseydi İngilizler’in o dalga dalga gelen baskısı darmadağın

olur, hücuma çıkmaktan korkan Beşiktaş kendine gelir, o bildiğimiz sonu

golle biten pas trafiğini hayata geçirebilirdi...

Liverpool - Beşiktaş Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı

Popüler İçerikler