Lider Dediklerinizin Aynı Ortamda Görseniz "Boş Adam" Diyeceğiniz Kadar Sıradan Olduğu Gerçeği

Mahalledeki kalaycının, köşedeki ayakkabı tamircisinin bir bir kaybolması bile bu vasatlığın ürünü.

Dünyanın her yerinde liderlerin geniş ufuklara, dev projelere önayak olacak fikirlere sahip olduğuna inanılıyor.

Her vatandaş için desteklediği lider iktidarda olmasa bile en kıvrak düşüncelere sahip olan kişi... Onları 'lider' olarak andığımız için karakterlerine de böyle hasletler yüklüyoruz ancak rüyadan uyanıp hakikatle tanışmak için geç değil.

Kimi destekliyor olursanız olun, filozof Alain Deneault'nun kıymetli tespiti sizin de lideriniz için de geçerli. Siz hayal dünyasında kalmayı tercih ediyorsanız onu bilemeyiz tabii.

Şimdi bu sıradan insan mefhumunu vasatlık üzerinden tartışalım ancak sıkıcı klişeleri dışarıda bırakalım.

Fransızcada orta olanı anlatan tek kavram vasat. Dikkat ederseniz ortalama değil, orta zira ortalama çoğu zaman bir soyutluğu beraberinde getiriyor, keskin değil. Vasat ise direkt olarak örneği gösterilebilecek, önümüzde olan bir şey. Gördüğünüz binalar, kullandığınız ürünlerin büyük yüzdesi ya da evinize alacağınız şeylerin büyük bir kısmı vasat, zaten böyle olmak zorunda.

Vasatın iş üstündeki hali, vasatın liderliğidir.

Yalnız bu tek bir vasat değil, genellenebilir vasatlık olduğu için artık modelleşmiş durumda. Bir yandan da yüceltilir de olmasını unutmamalı, yönetenlerin vasatlığında herkesin kaybolması talep edilebiliyor. Daha iyisini yapmaya çalıştığınızda gelen eleştiriler hep sizi sıradan olana yöneltiyor, sadece siyasi olarak da değil iş hayatınızda da bunun örneklerini görmüyor musunuz?

Mahalledeki kalaycının, köşedeki ayakkabı tamircisinin bir bir kaybolması bu vasatlığın, sıradanlaşmanın ürünü.

www.dw.com

Bugün tekstil sektöründe çalışan kişinin bir ay sonra teknoloji sektöründe fabrika işi yapabilmesi de aynı vasatlıkla besleniyor. Yani emek denen şey artık sadece bir geçim yolu, bir zanaat değil. Ortaya çıkan işler ortalama, sonuçlar herkesin çıkarabileceği cinsten ve en önemlisi kimin çalıştığının bir önemi yok. Çalışan olsun yeter. 

Yöneticiler için durum farklı mı, yani kimin yöneteceğinden bağımsız olarak 'yöneten biri olsun yeter' diyemez miyiz?

Maalesef diyebiliriz. Devlet yönetiminin bir şirket gibi ele alınıp küçük parçalara bölünmesiyle liderin önemi olabildiğince azaldı.

Gözünüzün önünde duran sorunu çözmek, hemen çözmek için çabalayan yeni devlet anlayışı uzun vadeli çözümleri çok da dikkate almıyor. Böylece bir liderin detaylı planlar ortaya koyup kendini adamasına ihtiyaç kalmıyor, günü gününe yaşamanın önü açılıyor.

Şiar şu: Ortalama bir çözüm önerisiyle problem ortadan kalkıyorsa şimdilik sorun yok demektir.

Liderlerin vasatlığını anlatıyoruz ancak vasat kavramı "cahil, bilgisiz" anlamına da gelmiyor.

İşe yarayacak bilgi ve tekniklerin tümüne sahip olup bunları daha ileriye götürmek ya da riskli denemeler yapmaktan çekinmek vasatlığın kökünde yer alıyor. Bir de özellikle liderler için gereken; Çalışan sistemi asla bozmamak. 

Hile yapılan, rüşvet verilen ya da rakamlarla oynanan bir sistem varsa bunu sürdürmek ve dönen çarklara ellememek gerekir. Kuralsızlık bir kuralsa vasat da bu düzeni değiştirmek için kendini boşa yormamalıdır.

Yani bu dünya sisteminde Tatar Ramazan'a ihtiyaç da yer de yok.

Kural değişmiyor: Her ne yapıldıysa ve bu kısa sürede herkesi mutlu ediyorsa onu değiştirme.

Hal böyleyken siyasette konuşulanların vasatlığını da artık anlıyorsunuzdur. Dünyadaki tüm liderler benzer şeyleri konuşuyor ancak konuşulanların tümü ya önemsiz ya da hırslardan ibaret. Milyonlarca masumun can verdiği savaşlar bile bu vasatlığın örneği değil mi?

Koltuk Belası filminde başkan insanların koltuk sevdasından bıktığı için koltuğu sırtlanıp yakmaya gidiyordu.

Birçoğumuz koltukta keramet var zannederek liderliği kutsuyor, yönetici olmanın büyülü bir iş olduğunu düşünüyor olabiliriz. Bunda yanlış bir şey yok. Ancak dünya halkı olarak bizi yönetenlerin de burnunun ucundan ötesini göremediğini, gelecek vizyonlarının kısıtlı olduğunu çünkü toplumun en sıradan kişisi kimse ondan farkları olmadığını ara ara hatırlamak gerekiyor.

Peki vasatın her yerdeki tahakkümünden nasıl sıyrılırız?

Deneault kısa ve öz biçimde bunu yanıtlamıştı: Sizi oyunlarına almak için sundukları cezbedici şeyleri reddedeceksiniz. Haksız yollarla göreve gelmeyip hak etmediğiniz halde verilen terfiyi kabul etmeyeceksiniz, avantajlı fiyatları kabul edip yeni bir taksit yaratmayacaksınız, indirimli olanlarla sisteme dahil olmayacaksınız.

Bu zehir bir kez nüfuz ederse, vasata evrilmek o kadar kolay ki.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

Salgından Sonra Sonunda Hayatımızdan Söküp Atabildiğimiz Şeyler ve Bize Musallat Olan Yeni Alışkanlıklar!
O Sakallı Baristanın Sattığı Bilgileri Boşverin, İyi ve Ucuz Kahve Seçerken Etiketleri Okumayı Anlatıyoruz!
Kullandığınız Uygulamaların Zor Kullanarak Sizde Nostalji Hissi Yarattığını Söylemeden Edemezdik!

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı