LGBTIQ+, Beyin Göçü, Kadın - Erkek Eşitliği ve Daha Nicesi... X ve Z Kuşağı Farklı Konularda Ne Düşünüyor?

X ve Z kuşağı birçok konuda fikir ayrılığına düşerken, birçok konuda da ortak paydada buluşabiliyor. Armağan Çağlayan'ın sunduğu OvsO programında Türkiye'nin gündemini meşgul eden konular X ve Z kuşağından iki bireye soruldu...

Kaynak: 196Sekiz

Armağan Çağlayan'ın sunduğu OvsO programında X ve Z kuşağından iki birey, kuşaklarını temsilen kendilerine sorulan sorulara cevap verdi.

Programa, 1965 ile 1980 yılları arasında doğan X kuşağını temsilen TÜRKSAM başkanı Sinan Ogan, 1997 ile 2012 yılları arasında doğanları kapsayan Z kuşağını temsilen ise Boğaziçi Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı okuyan Ebru Batur katıldı.

1. Kadın ve erkek eşit midir?

Ebru Batur: Kesinlikle eşittir. Eşit olmak, aynı olmak anlamına gelmiyor. Biyolojik inkar içinde değilim bu konuyla ilgili. Erkek, kadın, non-binary, interseks gibi bütün cinsiyet kimlikleri yönelimlerini ve kadın - erkek eşitliğini tam anlamıyla kabul ediyorum. Anayasa önünde, toplumda, iş olanaklarında, eğitimde kadın ve erkek eşittir, ancak şu anda sağlanan imkanlar bağlamında eşit olamamaktadır. Bu eşitsizlik biyolojik eksiklikten kaynaklanmıyor, bizzat iktidar ve devlet eliyle yaratılıyor. Kanun önünde eşitliği sağladığımızda, kadın ve erkeğin eşitsizliğine sebep olacak hiçbir fark yoktur.

"Allah erkek ve kadını daha farklı fiziksel özelliklerle yaratmıştır..."

Sinan Ogan: Tartışmaya mahal vermeyecek şekilde kadın ve erkek eşittir. İnsanın farklı fiziksel özelliklerde yaratılması onların hak anlamında eşit olmayacağı anlamına gelmez. Allah erkek ve kadını daha farklı fiziksel özelliklerle yaratmıştır. Bu fiziksel özellikler bir cinse, diğer cins üzerinde daha baskın veya daha farklı haklara sahip olma hakkını vermez.

2. Evlilik mutlaka olması gereken bir kurum mudur?

Ebru Batur: Genellikle toplumda 'evlenmemek tercihtir' diye düşünülse de evliliğin tercih olduğunu düşünüyorum. Çünkü iki kişi arasındaki bireysel bağların kamuya bildirilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Çocuk yapmanın, evlenmenin birer zorunluluk olarak dayatılması bence toplum mühendisliğidir. Bu dayatmalar aslında tamamen hayatlarımızın tek bir doğrultuda, başka hiçbir olasılık yokmuşçasına inşa edilmeye çalışılmasıdır. Seçen elbette ki seçer ama bir zorunluluk olarak dayatılması bana kalırsa tamamen devletin bir mühendisliği ile aynı yöne itilmeye çalışması, tek tip insan yaratmaya çalışmaktır.

"Müslüman Türk ailesinde ailenin devamı açısından evlilik önemlidir."

Sinan Ogan: Özellikle Müslüman Türk ailesinde ailenin devamı açısından evlilik önemlidir. Elbette evlilik olmadan beraber yaşayan insanları ayıplayacağımız anlamına gelmez. Ama ailenin sağlıklı olması, nesillerin sağlıklı devamı açısından evliliğin önemli olduğu kanaatindeyim.

3. Ahlak sizce nedir?

Ebru Batur: Türkiye açısından konuşmak gerekirse, ahlak, Sünni Müslüman iktidarın ahlakıdır. Buradaki ideolojinin, inancın bir ahlak olarak dayatılması söz konusu. Hep böyle anlaşılıyor olsa da cinsellik ile ilgili bir şey değildir ahlak. Cinselliği yaşamak, yaşamamak, ne derece özgür yaşamak ile hiçbir alakası yoktur. Ahlak, tamamen kendini iyi ve topluma faydalı bir insan olarak yetiştirmektir. Ama bunu yapmayan da ahlaksızdır demem. Ahlak bu kadar herkesin ağzına sakız olabilecek bir kavram değildir bana kalırsa. İktidar birine ahlaksız diyemez. Sapık, sapkın deniliyor, bunlar o kadar subjektif kavramlar ki, hukukta yeri bile yok. Toplum ahlakı deniliyor ama toplumun hangi kesiminin ahlakı? Aslında böyle bir uzlaşım yok toplumda.

"İslam dininin içerisinden ahlakı çıkarıp beş vakit namaz kıldığınızda, onun gerisinde bir temiz ahlak yoksa sportif faaliyetin ötesine geçmez."

Sinan Ogan: İslam dini, güzel ahlak dinidir. Ama siz İslam dininin içerisinden ahlakı çıkarıp beş vakit namaz kıldığınızda, onun gerisinde bir temiz ahlak yoksa sportif faaliyetin ötesine geçmez. Ahlak, bizim hayatımızın ve İslam dininin olmazsa olmazıdır. Müslüman Türk toplumunda birçok değer yargısı gibi ahlak değer yargısı da insanların dinine, birtakım davranışlarına hapsedilmiş durumda. Oysa bakıyorsunuz ki bir ateist başkasının malına göz koymuyor, ekmeğine el uzatmıyor. Günah olduğu için değil, ahlaklı olduğu için bunu yapmıyor. Bazen bakıyoruz ki, namaz kıldığı halde kamu malına el koyan, oruç tuttuğu halde iftarını kamudan haksız şekilde elde ettiği kazançla açan bir kitle de olabiliyor.

4. LGBTIQ+ hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ebru Batur: Bana kalırsa LGBTI, 'Evlilik talep ediyoruz'dan ibaret olmamalı, ama eğer ki bir toplumda heteroseksüeller evlenebiliyorsa eşcinseller de evlenebilmelidir. Anayasanın ilk maddelerinden birinde herkesin kanun önünde eşit olduğu söyleniyor. Orada eksiklik şu, cinsel yönelim, cinsel kimlik yazmıyor anayasada. Bunun eklenmesi gerekiyor. Benim düşüncem, heteronormativenin tamamen kırılması gerektiğidir. Bunun sınıfsal bir sorun olduğunu düşünüyorum. Hak talep etmek için harika bir insan olmaya, LGBTI bireylerin de Erdoğan'la yemek yiyebilmek için Bülent Ersoy olmasına gerek yok aslında. İnsan olmak yeterlidir. Toplumumuzun genel anlamda büyük bir nefret beslediğini düşünmüyorum. Aslında toplumumuz kendi haline bırakılsa bu bireyleri kabul etmeye dünden razı bana kalırsa.

"Toplumun önünde bir özenti olarak ön plana çıkarılmasını doğru bulmuyorum."

Sinan Ogan: Müslüman bir Türk milliyetçisi olarak elbette bu tür davranışa sıcak bakmam pek mümkün değil. Bunu toplumun önünde bir özenti olarak ön plana çıkarılmasını da doğru bulmuyorum.

5. Üç kelimeyle kendi kuşağınızı nasıl tanımlarsınız?

Ebru Batur: Z kuşağı, X kuşağı ayrımlarının biraz burçlara inanmak gibi olduğunu düşünüyorum. Z kuşağında doğanlar apolitikdir demekle Yengeç burcu olanlar duygusaldır demek aynı şey gibi geliyor. Gezi Parkı zamanında ben daha çocuktum ve o kuşak için bir önceki kuşak da 'Ya bunlar apolitik değil mi?' diye şoka giriyorlardı. Şimdi Boğaziçi için de aynı şok yaşanıyor. Bunda şok olacak bir şey olduğunu düşünmüyorum çünkü 'Son 10 yılda doğanlar apolitiktir' demek yanlış. Bu herkesin kendi sınıfsal, ekonomik, sosyal arka planına bağlıdır. Şunu iddia edebilir miyiz: Köydeki Z kuşağı ile İstanbul'daki Boğaziçi Z kuşağı arasında bir üç kelimelik ortaklık olabilir mi? Bana kalırsa olamaz. Şu anda kendi sınıfsal konumumdaki, kendi yaşadığım şehirdeki gençler hakkında söyleyebileceğim şey, kesinlikle iradeli, güçlü, mücadeleci ve tabii ki de teknoloji. Ama bu da çağ ile alakalı, gençler ile alakalı değil doğrudan.

"Z kuşağı kadar cesur olmayan..."

Sinan Ogan: Karar verirken daha fazla düşünen, sorumluluk bilinci daha yüksek ve belki de Z kuşağı kadar cesur olmayan.

6. Şu anda Türkiye'nin en önemli sizce nedir?

Ebru Batur: Sanırım dinlememek. Bunu duygusal açıdan söylemiyorum. Asıl sorun, talepleri dinlememek. Duymadıklarını düşünmüyorum. İktidar bütün bu talepleri, itirazları duyuyor ama bir noktada duymamazlıktan geliyor. Çünkü duyarsa, duyduğunu beyan ederse istifa etmesi gerekecek. Mesela Melih Bulu da atılan sloganları duymak istemiyor. Bunun haricinde en büyük sorunlardan biri kadın cinayetleri, işsizlik ve ekonomik kriz.

"Toplumu nasıl daha fazla dindar yapabiliriz diye değil, nasıl ahlaklı yapabiliriz diye düşünmek lazım."

Sinan Ogan: Bu toplum ahlaklı, vicdanlı nesiller yetiştirirse ne Boğaziçi'ndeki bu hadiseler olur, ne rektörün atanmasında biz 'Acaba liyakat var mı?' diye sorgularız, ne akşam evde komşumuz açken tok yatarız. Dolayısıyla bütün bunların temelinde ahlak ve vicdan eksikliği var. Bana göre toplumu nasıl daha fazla dindar yapabiliriz diye değil, nasıl ahlaklı, vicdanlı yapabiliriz diye düşünmek lazım.

7. Beyin göçü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ebru Batur: Ülkeyi terk etmek çözüm değil ancak bunu tercih eden arkadaşların neden tercih ettiklerini anlayabiliyorum. Ama bana kalırsa Almanya'ya, Fransa'ya gittiğimde orada bambaşka ve çok güzel bir hayata kavuşacağım diye bir gerçeklik yok. Bunun hayalini kuran milyonlar olduğunun farkındayım ama aslında göçmen statüsü hayalinin kurulduğu gibi bir şey değil. Avrupa ülkesine, Amerika'ya bir Türk olarak gitmenin hayallerini kurdukları gibi bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bunun biraz hayalperestlik ve bireyci bir tutum olduğunu düşünüyorum. Ben arkadaşlarımı ellerinden geldiğince ülkemizde kalıp mücadele etmeye davet ediyorum.

"Gelecek seçimi nasıl kazanırım diye düşünürseniz gelecek nesilleri kaybedersiniz."

Sinan Ogan: Eğer bu gençler yurt dışına gitmek istiyorsa, bu ülkenin onlara fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam yaratamadığından gidiyorlar. Bu ülkeyi yönetenlerin aya gitmeden önce oturup bu gençleri Amerika'ya, Avrupa'ya gitmekten nasıl vazgeçirebiliriz diye düşünmesi lazım. Siz gelecek seçimi nasıl kazanırım diye düşünürseniz gelecek nesilleri kaybedersiniz. Yeni nesil gençlerin çok fazla aidiyet bilinci yok. Rahatlıkla dünyanın herhangi bir ülkesine gidip yaşayabilir ve bütün yeteneklerini orada sergileyebilirler. Türkiye'de çok fazla insan, çok fazla genç yurt dışına gitmek istiyor. Üniversite sınavında 1. olan kız çocuğumuza ne yapmak istiyorsun diye sorduklarında yurt dışına gitmek istiyorum dediğinde çok şaşırmıştım. Bu ülkenin geleceği açısından bundan daha büyük bir acı olamaz.

8. Sizce kendi kuşağınızın en büyük sorunu nedir?

Ebru Batur: Sanırım eğitim sorunu. Bunu çok fazla yönden ele alabiliriz. Ama aklıma ilk gelen müfredat. Bu müfredat, hepimizi yetiştiren müfredattı. Bizim eğitimimiz anaokulu ve ilkokulda tamamen Kemalist müfredatlarla başladı. Sonra AKP'nin yükselişiyle birlikte bir çatışma yaşadık. Ortaokul ve lise yıllarımızda sürekli müfredatımız ve sınav sistemi değişti. Hepsinin ideolojik arka planları vardı. Hala lise öğrencileri tehdit ediliyor. Aslında fikir beyan etmelerinin önüne geçilmeye çalışılıyor. Şöyle bir tehlike içindeyiz, tek bir sosyal medya paylaşımı ile hayatımızın kayacağını aileler, okuldaki hocalar, müdürler söylüyor. Teknoloji çağında hayatınızı kaydırmak çok kolaylaştı. Şimdi, 'Bu tarih kitabı gerçekleri anlatmıyor' diye tweet attığında hayatın kayıyor.

"X kuşağı bir karar verirken 'acaba'ların gölgesi altında karar veriyor."

Sinan Ogan: Z kuşağının sorunlarını X kuşağı konuşmayı çok sever ama bizim kuşağımız kendi kuşağını konuşmayı fazla sevmez. X kuşağı aslında ara kuşaktır. Bizden önceki nesilden şikayetçi, Z kuşağını da fazla rahat bulan bir kuşak. X kuşağının en büyük sorunu, bir genç bir şeyi yaparken çok fazla 'acaba'ları olmaz, kafasına koyar ve yapar ama X kuşağının 'acaba'ları çok fazla. X kuşağı bir karar verirken 'acaba'ların gölgesi altında karar veriyor. Bence en büyük sorunlarımızın başında bu 'acaba'lar geliyor. Bu 'acaba'lar bazen toplum, memleket, geçim kaygısı, aile kaygısından oluşuyor. Bunlar X kuşağının bireysel kaygıları ve sanırım toplumsal kaygıların önünde.

Bu sorulara sizin yanıtınız ne olurdu? Yorumlarda buluşalım!

Videonun tamamına buradan ulaşabilirsiniz:

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

SBS, TEOG ve Her Yıl Değişen Nice Sınav Sistemi: 1998'den Bu Yana Eğitimle Alıp Veremediğiniz Ne?
En Yüksekten En Düşüğe: Türkiye de Dahil Olmak Üzere Ülkelerin IQ Ortalaması Ne?
Fazla Tweet Atan Kazanıyor: Sosyal Medya ile Adaleti Sağlamak Tehlikeli Bir Hal Almaya mı Başladı?

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
YORUMLAR
18.03.2021

Tabii ki istisnalar olsa da genel olarak kuşaklar cidden böyle düşünüyor. Bir z kuşağı olarak ben de aynı düşünüyorum 👏👏👏

Eşitlikçi ol. Komünist ol. Eleştiren herkese ak partili de. Lgbt'yi savun. Polise katil de. Sol ideolojileri benimse. Sınırların kalkmasını iste ... Z kuşağına tebrikler. Atatürk bu antimilliyetçi gençler yüzünden mezarında ters döndü.

Pasif Kullanıcı
18.03.2021

Z kuşağı tam anlamıyla avrupanın istediği kıvama geldi. Ne milli bilinç var ne milli değer. Lgbt hakkında konuşacağınıza ülkeye nasıl faydalı olurum diye düşünün. Fenomen olmaya çalışacağınıza ülkenin ileri gitmesi için ne yapabilirim diye düşünün. Ahlaki değerleri devletin dayatması olarak gören bir nesil olabilir mi 🤦‍♂️

18.03.2021

ahlak öyle muhteşem bir şey değildir ki. kabul ediş ve davranış kalıbıdır çoğu zaman. iktidarlar da ahlaki iktidarları için kullana gelmiştir. bu böyle bir ahlakın devlet dayatması olduğunu düşünmek çok makul bence.

18.03.2021

X kuşağının yasalara boyun eğmesi, z kuşağının ise her şeye baş kaldırması... Toplumun yarısından çoğu x kuşağı olduğu için, çoğunlukla z kuşağını ayıplayıp 'ahlaklı' olmalarını buyuruyor. Devir değişti, herkes hakkını arıyor ne kadar düşünce özgürlüğümüzü kısıtlasanız da elbet kavuşacağız. Biz kavuşamasak dahi bizden sonraki kuşak bizim mücadelerimizle kavuşacak.

TÜM YORUMLARI OKU (28)