Levent Uysal Yazio: Olumlu Düşünmenin Gücünü Nasıl Kullanırız?

Genel müdürümüz sonuçta gitmeye karar vermişti. Pastaları kestik kendisini uğurladık. Altı tane genel müdür yardımcısı var bizde. Ben gittim dedim ki, babalar sakin olun içinizden birinin genel müdür yapacağız. Birini Mehmet Bey seçecek. Bileni biz koltuğa oturtmak istiyoruz. O dönem şirket tüm tarihinin rekor satışını yaptı. Altı ay boyunca sürdürdük bunu. Deli gibi çalışıyorlar. Mehmet Bey, genel müdür gibi davranıyor herkese, toplantılar, mailler, tebrikler, motivasyonlar... Birini seçsek diğer beşini kaybedeceğiz ama. Öyle bir isim bulmalıyız ki hiçbiri hayır diyemesin, bizdeki düşünce bu. Ben buna ilişkin planlamalar yapıyordum.

O zaman Süreyya Ciliv, Microsoft’ta üç numaraydı. Aklımızda o vardı.

Gelir mi ki diye düşündük. Atladık Newyork’a gittik. Süreyya Bey ile konuşuyoruz. Evvelden tanışıyoruz kendisiyle. “Nasılsın, ne yapıyorsun, Microsoft iyi hoş da Türkiye için ne düşünüyorsun, dönmeyecek misin?” diye sordum. “Niye sordun?” dedi. “Artık Türkiye’nin senin gibi kişilere ihtiyacı var,” dedim. Haklı olarak, “Peki, ben nerede çalışacağım Türkiye’de?” diye sordu. “Türkiye’de sana ihtiyacı olan bir marka var. Bir dünya markası olan: Turkcell. Bence Turkcell’i yönetmen gerek. Çünkü onu bir teknoloji markası olarak konumlandırdık. O koltuk için 2 milyon dolar para vermek isteyen var, Turkcell deyip geçme” dedim.

“Yok,” dedi ve ekledi, “bana bir iş teklifi ediyorsan, bu iş bana göre değil.” Sohbetin ilerleyen dakikalarında kendisi, “Benim 20 gün sonra Londra’da bir toplantım var,” dedi. “Bizim de var tesadüfe bak, biz de orada olacağız,” dedim. Hemen Mehmet Bey’e dedim ki, “İş tamam, problem yok. Sizi Londra’da buluşturacağım, öğle yemeğinde. Orada gerekli konuşmayı yaparsınız.” Mehmet Bey, “Nasıl, olumlu mu?” diye sordu. “Turkcell negatif olabilir mi hiç Mehmet Bey,” dedim.

Sürreya Bey’e Londra’da, “Mehmet Bey seninle tanışmak istiyor, seninle gurur duyuyor, geçen toplantıda epey senden bahsetti,” dedim. Muhabbet devam ederken buluşturdum onları. Sohbet arasında, “Gelsene Süreyya Bey bize, benim danışmanım ol, şöyle böyle yaparız…” dedi. O da “Ben de aslında Türkiye’de zaman geçirmek istiyorum gerçekten de…” demez mi?

“Gel işte Türkiye’ye hem vakit geçir hem de içeride nasıl Microsoft ve Turkcell’i entegre ederiz ürünlerle diye bakarız,” dedik. Bir hafta sonra, Süreyya Bey Türkiye’ye geldi. Hala işle ilgili bir teklif yok. Karşılıklı buluşturduk takımı. Neyse sonra akşam yemek yedik. Süreyya Bey; “Ne kadar süper takım yapmışsınız, Amerika’da böyle heyecanlı insanlar yok,” deyince; “Gelin bu takımın lideri olun. Türkiye’de sizin gibi liderlere ihtiyaç var. Biz kimseyle görüşmüyoruz. Sen bi düşün zor değil,” dedim. İki gün gezdirdik dolaştırdık kendisini ve “Gel en azından Mehmet Bey’in danışmanı ol, birlikte genel müdür seçelim,” dedik. Gitti geldi derken, en sonunda oturduk anlaştık.

Bir hafta boyunca, “Turkcell artık teknoloji şirketi olma yolunda” diye haberler çıktı.

Bir haftanın sonunda da Süreyya Bey’in tam sayfa röportajı. İçerisi merak içinde. Süreyya Bey üst yönetimle toplantı yaptı. Hepsi bunu bir hayal fırsatı gibi gördü ve içeride bir liderlik mücadelesi kalmadı. Bu yönetsel tarz bence olumlu düşüncenin zaferiydi. İmkânsızlık ve kriz ihtimalinden yeni bir liderlik duruşu ve şirket vizyonu çıkarmıştık. Onun zamanında +6000 proje ürettik. Yani 10 bin tane kule varsa. Biz fazladan 6000bin kule yaptık. Her zaman ihtiyacın 6000 fazlasını hedefledik. Her zaman düşüncenin en olumlusunu kullandık.

Bence olumlu düşünme, iyiye odaklanan ve fayda sağlayacak sonuçları bekleyen duygusal ve zihinsel bir tutumdur. Mutluluk, sağlık ve başarı beklemekle ilgilidir ve bolluk zihniyetini benimsemek, kendi başarılarınız ve başkalarının başarıları için şükran geliştirmek için kendimizi geliştirmemiz gerektiğini ön görür. Hayatımızda, olumlu düşünmemiz gerektiğiyle ilgili çevremizden pek çok söylem duyuyoruz. Gerçekten de olumlu düşünmenin gücü önemli mi, hayatlarımızda büyük bir değişim sağlayabilir mi, yoksa abartılıyor mu?

Olumlu düşünme, bireyi birey yapan veya onu kıran şey olabilir. Düşüncelerimiz, eylemlerimizi etkiler. Eylemlerimiz, kendi alanımızda başarılı olup olmamamızı ve kişisel ilişkilerimizin kalitesini ve dünyayı genel olarak nasıl gördüğümüzü etkilemeye dönüşür. Yani kısacası, olmak istediğimiz kişiyi, hayallerimizi ve hedeflerimizi belirleyecek olandır.

Bu kadar önemli olduğuna göre, olumlu düşünmeyi kim öğrenmek istemez ki! Peki nasıl olacak, zihnimizdeki tüm negatif düşünceleri nasıl çıkarıp atacağız? Olumlu düşünmenin ilk ilk adımı, her şeyin size bağlı olduğunu fark etmektir. Duygularınızın efendisi olduğunuzda, dış etkilerden bağımsız olarak düşüncelerinizin yolunu belirleyebilirsiniz. Nasıl düşündüğünüz, nasıl davrandığınız ve hissettiğiniz konusunda sorumluluk almak hayatınızdaki her şeyin yerine oturmasını sağlar. Olayları kontrol edemeyebilirsiniz, ancak bunlara nasıl tepki vereceğinizi kontrol edebilirsiniz. Düşüncelerinizi kontrol etme yetisine ve gücüne sahip olduğunuzu fark ettiğinizde, şu yolları takip ederek pozitif düşünmenin gücüne erişebilirsiniz:

Kendinizin, durumunuzun kontrolünü elinize alın!

Kötü bir gün geçirdiğinizde beden dilinizin bunu gösterdiğini fark ettiniz mi? Sandalyenize takıldınız, başkalarıyla göz teması kurmakta zorlanıyorsunuz ve kendinizi rahatsız hissettiğinizde kollarınızı çaprazlamak gibi şeyler yapıyorsunuz. Yani kısacası dikkatli olmayı bıraktınız ve ortamınızın ve koşullarınızın sizi kontrol etmesine izin veriyorsunuz. Bu güçlü bir duruş değil; etrafınızdakilere huzursuz, öfkeli veya üzgün olduğunuzu, yalnız kalmak istediğinizi söyler.

Pozitif düşünme, beyninizle olduğu kadar vücudunuzla da ilgilidir. Kendinizi nasıl sunduğunuzun farkında olun ve olumlu düşünceyi yansıtıyor olduğunuzun bilincine vararak fizyolojinizin kontrolünü elinize alın. Etrafınızdakilere, güçlü ve olumlu hissettiğiniz ve onları dinlemeye hazır olduğunuza dair sözsüz ipuçları vermek için duruşunuz üzerinde çalışın. Kıpırdamak veya saçınızı döndürmek gibi sinirsel alışkanlıkların farkına varın ki bunlardan vazgeçebilin. Vücudunuzun kontrolünü elinize aldığınızda ve pozitifliğinizi bedeninizle yansıttığınızda, pozitif düşünme daha özgürce zihninize akabilir.

Fizyolojinizi ayarlamak bulmacanın sadece bir parçasıdır. Zihniyetiniz, düşüncelerin zihninizdeki akışını ve her birine karşı nasıl hissettiğinizi ve bunlara nasıl tepki verdiğinizi yönetir. Zihniyetiniz zayıfsa, etrafınızdaki her şey daha da kötü görünecektir. Örneğin, havaalanındasınız ve pasaportunuzu kontrol eden görevli size çok kaba davranıyor, onun yüzünden gereksiz yere gecikiyorsunuz. Derken başka bir havayolu çalışanı durumu fark ediyor ve diğer görevli adına özür dileyip biletinizin sınıfını yükseltiyor. Bu durumu nasıl değerlendireceksiniz?

Havaalanında karşılaştığınız güçlüklere ve görevlinin kabalığına mı takıldınız, yoksa geniş koltuğunuz ve ücretsiz kokteyliniz için minnettar mısınız? Gecikmeyi boşa harcanan zaman olarak mı yoksa kendinizle yeniden bağlantı kurmanın bir yolu olarak mı düşünüyorsunuz? Pozitif düşüncenin gücüne mi dönüyorsunuz, yoksa olumsuz düşünceler devralıyor mu?

Bu ve buna benzer herhangi bir senaryonun olumsuzluklarına veya pozitiflerine odaklanmayı seçebilirsiniz, ancak sizi rahatsız eden şeylere odaklanmayı seçerseniz, hayatınızı olumsuz yönde etkilemeye başlayacaktır. Ayrıca daha olumsuz durumlar çekeceksiniz, gecikmeye ve görevlinin kabalığına sinirli olduğunuz için kaşlarını çattığınız ve düşmanca tavırlar sergiliyorsunuz, biletinizi kontrol eden görevliye sert davrandınız, onun morali bozuldu ve o da bir iş arkadaşına sert davrandı, bu arada size de kabaydı. Bu negatiflik, zincirleme şekilde çevrenize yayılmaya ve yine dönüp size zarar vermeye devam edecek.

Pozitif düşünme, öfke ve rahatsızlığı atlar, sadece anın tadını çıkarmanıza ve tamamen anda olmanıza izin verir.

Bilinçli bir şekilde hayatınızdaki olumlu anlara odaklanmayı seçin, düşüncelerinizi yeniden çerçevelemeye başlayın, negatif ve kapalı olmaktan ziyade minnettar ve açık bir zihniyet geliştirmeye çalışın! Sonunda en çok karlı çıkan yine siz olacaksınız!

Alışkanlıklarınızı inceleyin ve yenilerini oluşturun! Mevcut alışkanlıklarınızdan habersizseniz yeni alışkanlıklar oluşturamaz ve pozitif düşüncenin gücünden yararlanamazsınız. Sizi, kendinizden şüphe etmenin olumsuz bir sarmalına sokan şeyler var mı? Durumlara açıkça tepki veriyor musunuz yoksa savunma mekanizmaları mı kullanıyorsunuz? Cevabınız evetse, bunlar ne?

Belki de iş yerinizde terfi peşinde koşmayı düşündüğünüzde tedirgin oluyorsunuz. Düşünceleriniz sizi karanlık bir yere götürüyor ve olumlu düşünme pencereden dışarı çıkıyorsunuz. Ya sizi reddederlerse, belki de patronlarınız bu işi yapabileceğinizi düşünmüyorlar. Becerilerinizi sorgulamaya başlıyorsunuz ve sonra çabalasanız da hiç ilerleyip ilerlemeyeceğinizi merak ediyorsunuz. Belki de sadece bırakmalısınız, çabalamanıza gerek yok, vazgeçmelisiniz…

Bu gibi olumsuz düşüncelere saplantılı hale gelerek ne kadar zaman harcadığınızı düşünün. Kendinizden ettiğiniz şüphelerin neredeyse hepsinin temelinde korku var, genellikle başarısızlık korkusu. Bir şeyi denemek ve başarısız olmak dayanılmaz gibi görünüyor, bu yüzden zihniniz neden çaba göstermemeniz gerektiğine dair bir sebep bulamıyor. Bu olumsuz düşüncelere boyun eğerseniz, başarısız da olmazsınız belki evet ama durgunlaşırsınız ki bu durum başarısızlıktan daha kötüdür. Başarısız olursanız, en azından bir şeyler öğrenebilirsiniz. Durgunlaşırsanız, hiçbir şey yapamayacaksınızdır.

Olumsuz düşüncelere kapılmak yerine enerjinizi yeniden odakladıysanız ve olumlu düşünmeyi kullanan güçlendirici alışkanlıklar geliştirdiyseniz ne olur? Şüphe sarmalını olumlu düşüncelerle engelleyerek durdurun. Negatif bir düşünce modelini kontrolden çıkmadan kesebiliyorsanız, bunun yerine olumlu ifadeleri hatırlamaya geçebilirsiniz. Olumsuz düşünceleri olumlu düşünmeyle engellemek için zihninizi eğiterek, olumsuz bir şekilde düşünmeyi durdurmak için kendinizi sürekli olarak eğitmeye çalışın.

Korku sizi yönetemez, negatif düşünceler sizi yönetemez. Bunun bilincinde olmak pozitif düşünmenin gücüdür. Çok kolay olmayacak evet, özellikle çok uzun bir süre negatif düşünce sarmalına saplı kaldıktan sonra, pozitif düşünmek bir anda mümkün olmayabilir ama günden güne kendinizi, zihninizi eğitmeniz mümkün! Emin olun sonunda çok şey kazanacaksınız.

Instagram

Twitter

Web

Popüler İçerikler

Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı