KUSURSUZCA TASARLANMIŞ DOĞANIN NADİDE BİRER İNCİSİ olarak hepimiz bu güzelim dünyada yepyeni umutlarla doğuyor, büyüyor ve her canlı gibi zamanımız gelince de göçüp gidiyoruz. Bu kısa hayatta bizi biz yapan ise doğumla ölüm arasında yaptıklarımızdır. Varlıklı ya da yoksul, şanslı ya da bahtsız, kadın ya da erkek olmak hiç fark etmez, herkes geride bıraktıklarıyla hatırlanır ve ölümsüzlüğe ulaşır.
Bu amaç için bir yandan da daima iyinin peşinde koşan, mutlu olmanın ve paylaşarak mutlu etmenin gücünü fark eden bir nesil ortaya çıkarmak için uğraşmalıyız.
Maddenin mana karşısında nasıl da önemsizleşebildiğini görerek benliklerinden sıyrılabilsin kolayca herkes. Sıyrılabilsin ki gereksiz ağırlıklarından kurtulabilsin. Hayatı tüm güzellikleriyle algılamayı bildiği kadar yaşatmanın da değerini bilen, faydalı olabilmenin o müthiş keyfini yakalayabilen bireyler yetiştirelim. Ön yargılardan uzak, anlayışla yaklaşan, çalışarak ve emek vererek başarıya ulaşılabileceğini öğrenmiş; yaptıklarıyla yalnızca kendisini değil, herkesi düşünen insanların çoğalmasıyla yarınlarımızı güvence altına alabiliriz. Bu ortak aklı egemen kılabilirsek işte o zaman benzeri görülmemiş bir yükselişe ve daima anlatılacak muhteşem bir hikâyeye sahip olabiliriz.
İnsan ne yaparsa odur. Bizler nasıl hatırlanmak istiyorsak ona göre hareket etmeliyiz. Hatta bundan da önemlisi, bizden sonrakiler için neler yapabilir, onlara neler bırakabiliriz diye düşünmeye başlayabilirsek işte o zaman bir şeylerin değişmesini sağlayacak güce sahip olabiliriz.