Baştan şunu söylemek gerekirse; yapay zekâ ile ilgilenen bilim insanları bu konuyu kendi aralarında tartışıyorlar ancak bizden biraz farklı. Bir grup bilim insanı, insansı yapay zekanın zaten makine ile beyin seviyesinde birleşmiş şekilde yaşayan, organik-inorganik insan beyni ürünü olacağını ve bundan dolayı bir çatışmanın olmayacağını simbiyotik bir ortak yaşam olacağımızı düşünürken; diğer grup bilim insanı, yapay zeka ile insanoğlunun tehlikede olduğunu, ancak bu tehlikenin yapay zekadan kaynaklanmadığını; yapay zeka için insanların savaşacaklarını ya da yapay zekanın insanlar ile hiç ilgilenmeyeceği için insanoğlunun yine her zamanki gibi kendisine tehlike yaratacağını düşünüyorlar. İki durumda da yapay zekanın filmler de gördüğümüz “insanı yok et” durumu pek de konuşulmuyor. İnsanoğlunun tıpkı teolojide yaptığı gibi bilim kurguda da kendisini bu kadar çok önemsemesi ve kendisini ilginin hedefi olduğunu sanması çok manidardır. Homosapiens yine kendi hadsizliğine yakışır şekilde düşünmektedir.
"insanligin gercek problemi: tasdevrinden kalma duygularla hareket eden, ortacagdan kalma kurumlarla yonetilen, modern cagda tanrisal teknolojilere sahip bir tur olmasidir." e.o. wilson. nukleer teknolojinin de pek cok bariscil kullanimi mevcut, saglik sektorunde enerjide sagladigi imkanlar var. peki nukleer teknoloji ile geldigimiz son durum nedir? tek bir global catismada dakikalar icinde ateslenmeye hazir dunyayi defalarca yok edebilecek silah stogu. yapay zeka yanlis ve kotu niyetli kullanildiginda emin olun nukleer silahlardan bile kat ve kat tehlikleli olabilecek bir guc. yapay zeka insan kapasitesine yetistiginde orada oylece durmayacak her 1.5 senede bir insanligi 2ye katliyacak, 10 yil gecmeden binlerce kat daha buyuk tanrisal bir zeka haline gelecek ve bu guc bir cocuk gibi duygularina hakim olamiyan, bencil, paranoyak ve dengesiz bir turun emrinde olacak. gelecegin ne getirecegini gormek zor degil.