Hedefsizliğin yol açtığı psikolojik yıkım, uzun zamandır yazında tartışılıyor. Üstelik cinsiyet ayrımı olmaksızın böyle bir yıkımın varlığından bahsediliyor. Psikiyatristler, ‘insanın yaşadığı boşluk duygusunun özellikle hedef sahibi olmayan bireyleri daha olumsuz etkilediğini’ belirtiyor. Bir hedefi olmayan ya da hedefine uygun hareket etmeyen insan, karşılaştığı olaylar karşısında ne yapacağını bilemeyen, sürekli çelişkili kararlar alan insan durumundadır. Hedefi olmayan biri, yakıtı olmayan bir uçak gibidir. Hedefi olmayan bir insan, etrafını aydınlatamayan lamba gibidir. Hedefsizlik, pasifliktir. Dolaylılıktır. Hedefsizlik, bireyin toplumdaki pozisyonunu da etkiler. Hedefsiz-boşluk duygusuyla çevrili insan, bağlı bulduğu gruplardan dışlanma ihtimaliyle de karşı karşıya kalır.
Babamın sözüyle devam edeyim: “İnsanın varlığını hissettirmesi ancak yaptığı seçimlerle mümkün olur…”
İnsan hayatının tüm aşamalarında dolaylı ya da doğrudan, birincil ya da ikincil hedefler belirler. Bunlar bazen dile getirilir bazen bir iç ses olarak kalır. Yani bunları bazen dile getiririz, bazen de kendi içimizde planlar yaparak hedeflerimizi oluştururuz. Hedef, gidilen yol demektir. Varılacak yer, çizginin sonu, ufuk, rota, amaç, ideal ve gelecek demektir. Hedef, rotası belli bir geminin yakıtıdır. Hedef, motivasyonu, yani hareketi belirleyen enerjidir. Neden ve niçin sorularının cevabıdır. Hedef belirleme niyetindeki kişinin bunu yaparken, gerçekçi olması, kendini tanıması, hedefin ulaşılabilir olması ve motive edici olması önemlidir. Bu şekilde oluşturulan hedefler, kişinin geçmişini anlayıp değerlendirebilmesini, şimdiyi yönetmesini ve geleceği şekillendirilmesini sağlayacaktır. Böylece kişi gündelik hayatta karşılaşacağı her türlü krizi çözebilme kararlılığında olur, motivasyonunu yüksek tutar, farkındalığını arttırır, önceliklerini belirler.
Hedef kendisini kararlılıkla uygulamaya koyan bireye çalışma alışkanlığı, başarı ve mutluluk getirir. Duyguları coşturur. Heyecanı yükseltir. Bireyin olumlu enerjisini arttırır. Tüm bunlar, kişinin seçimleriyle alâkalıdır. Bu bölümü bir anekdot ile bitireceğiz.
Hedefler gördüğünüz gibi seçimlerdir. Hedefini belirleyen kişi seçimini de yapmış olur. Bir başka ifadeyle, ‘bir yoldan gitmeyi seçmiş olan kişi onun getireceklerini de seçmiş olur.’
Peki, bunları bir soruyla bağlayalım:
Siz hangi yola girmeyi seçtiniz?
Instagram
Twitter
Web