Türkiye’de şu an beş kuşak birlikte yaşıyor: 1927-1945 arası doğan Sessiz Kuşak, 1945-1964 arası doğan Bebek Bombardımanı Kuşağı, 1965-1979 arası doğan X Kuşağı, 1980-1999 arasında doğan Y Kuşağı ve 2000-2018 arasında doğan Z Kuşağı.
İki dünya savaşı arasında doğmuş olan Sessiz Kuşağın artık neredeyse tamamı iş yaşamında aktif olarak bulunmuyor ancak bu kuşak, sıkı çalışmayı, saygıyı ve sadakati çalışma dünyasına yerleştiren kişiler. İsmin tam nereden geldiği bilinmese de, bu kuşağın pek çoğunluğu, o dönemde fikir beyan etmenin tehlikeli olduğunu düşünüyordu. İlk defa 1961 yılında, Time Magazine, “The Younger Generation” makalesinde bu terimi kullandı. Bu kuşak, Birinci Dünya Savaşı sonrası Büyük Buhranın çocukları ve İkinci Dünya Savaşını en yakından deneyimleyenlerden. Pek çoğu ailesini ve sahip olduklarını kaybetti ve yerinden edildi. Dünya Savaşı sonrası hem ekonomik sorunlar devam etti, hem de ağır siyasi rejimlerin baskısı altında kaldı. Kendinden bir önceki jenerasyonun yaptığı gibi sisteme karşı durmak yerine, sistemle birlikte çalışan bir kuşak oldu. Başlarını aşağıda tutan, çok çalışan, kurallara uyan, risk almayan kişilerden oluşuyordu.
Savaş sonrası, genişleyen ekonomi ve artan yaşam standartlarıyla birlikte, ortaya çıkan nüfus artışının çocukları ise bebek bombardımanı kuşağı olarak adlandırılır. İletişim şekli olarak yüz yüze sohbeti tercih eden, geçmiş öğretileri kullanarak çözüm arayışında olan, çalışma hayatları boyunca emeklilikte rahatlık ve düzenli bir hayat hayali kuran bir nesildir. Eğitim hayatlarında ise geleneksel sınıflara alışıktırlar ve soru-cevap tekniği, geri bildirim, derse katılım ile öğrenirler. Öğrenme süreci için otorite figürü olan öğretmene ihtiyaç duyarlar. Önceki kuşağa göre daha varlıklı, daha aktif, bedenen daha fit ve dünyanın geleceğine dair daha iyimserdirler. Bu kuşağın en fazla eleştirildiği özellikleri ise, tüketim davranışlarındaki artıştır. Diğer kuşakların, gereksiz olduğunu düşündüğü alış-veriş alışkanlıkları olabilir. Bu kuşak, rasyonel aklı ve düşünmeyi temsil eder. Hem çocuklarına hem annelerine bakmış bir nesildir ki bu sebeple, kalabalık ailelerin son temsilcisi olarak görülebilir.