Aç kalmamak ve vahşi hayvanlardan korunmak için mızrak ve ok gibi basit aletlerin üretiminden; diğer kabilelerle savaş ve daha fazla kaynak için kılıç ve kalkanların bulunmasından; bir güç gösterisi olarak, gelişme ve değişmelerin öncüsü olmak, siyasi yapılanmada ana figür olmak için, ateşli silahlara, toplara, tanklara, uçaklara, bombalara varan, oradan da gelişmiş teknolojiye ve çevrimiçi ortama geçen bir serüven savaşların tarihi.
Geleceğin savaşlarının teknoloji temelli olacağını söylemek bana göre çok yüzeysel bir söylem, çünkü değişim çoktan başladı ve teknoloji çoktan savaşın biçimini yönlendiren bir konuma geldi. Gelecekte böyle olacak deyip bu değişimi izleyen ve kendini hazırlamaya çalışan konumda olmak yerine, bu değişimi ve gelişimi yöneten konumda olmak için harekete geçmek gerekiyor. Teknoloji derken bahsettiğimiz şey zamanında düşlediğimiz gibi, sadece Terminator gibi filmlerde gördüğümüz robot askerler, lazer silahları, uzay gemileri gibi şeyler olmayacak. Ne de olsa, hiçbir şey geçmişte sahip olduğumuz, geleceğe dair vizyon, fikir ve hayal gücümüz kadar çabuk eskiyip değişmiyor.
O halde savaşların seyrini değiştiren bu teknoloji dediğimiz şey tam olarak ne? Günümüzde artık çevrim dışı ortamın varlığı neredeyse söz konusu değil. Ülkeler, kurumlar, şehirler, binalar, insanlar her geçen saniye birbirine daha da çok bağlı hale geliyor. Bu ortam da siber savaşları beraberinde getiriyor. Siber savaş, stratejik ve askeri üstünlük elde etmek için, bir kuruluş veya ülkenin, bilgi sistemlerine yapılan dijital saldırıları ve savunmaların bütünü diye tanımlanabilir. Özellikle son 10 yılda siber saldırılarda artış görüldü, ne de olsa daha az kaynak harcayarak, bir ülkeye karşı stratejik bir koz elde etmek varken, bu neden daha fazla kaynak ve zaman harcayarak yapılsın ki? Siber ortamda, bir ülkenin silah teknolojilerinden, savunma sanayisine, sağlık hizmetlerine, borsa gibi finansal teknolojilerine erişmek mümkün.