21 Eylül Dünya Alzheimer Hastalığı Günü. Amaç hastalığa dikkat çekip, toplumsal farkındalık yaratmak. Bence de bilgilendirici etkinlikler ile kutlanması gereken bir gün. İşte bu yüzden ben de daha önce yazdığım bir yazıyı yeniden gözden geçirerek sizlerin okuması için Onedio Yazıo’daki köşeme yerleştiriyorum.
Kanepeye oturmuş ve hafta sonunu nasıl geçireceğini bilemez bir hâlde bir film açmaya karar vermişti. Uzun zamandır izlemek istediği “Still Alice” filmini başlattı. Güzel bir kış çayını da eline almıştı. Alice’in koşu sırasında yolunu kaybettiği sahne ile birlikte birden çok yoğun endişe yaşamaya başlamıştı. Çünkü annesini demans yüzünden kaybetmişti ve bu sahne ile o günleri tekrar yaşamış, aklına ikircikli duyguları gelmiş ve sonuç endişeye dönüşmüştü. Ya ben de olursam düşüncesi dayanılmaz bir hâl alıyordu.
Hem üzüntü, hem de endişeyi içerisinde barındıran bu durumu sık sık tekrar ediyor ve ne yapacağını bilmiyordu. 'Bu filmi de niçin açtım?' diye düşündü. Film ilerledikçe Alice’in hastalığının genetik geçişli olduğunu öğrenmesi ile birlikte endişeleri iyice arttı. Annesini kaybedeli dört yıl olmuştu ve hiçbir genetik test yapılmamıştı. 'Acaba yaptırmalı mıyım?' diye düşündü. Hoş yaptırsa eline ne geçecekti. Ellili yaşlarına yaklaşmıştı ve yalnızdı. Hiç evlenmemişti ve çocuğu olacağı da yoktu. Acaba gelecekte demanslı olacağını bilmek ne işine yarayabilirdi? 'Sadece endişelerimi büyütecek' diye düşündü ama bu kaygılı durum da dayanılır gibi değildi. Acaba bir psikiyatriste mi gitmeliydi?