Levent Buda Yazio: Dikkat! Bu Bir Hekim ve Homeopat Yazısıdır

Onedio ana haberlerde bir haber……. 

Acil servis hekiminin feryadı diye veriliyor… 

40 günlük bebek şok tablosu ile hastaneye getiriliyor….. 

Sebep durmayan göbek kanaması, ama asıl sebep doğum sırasında ailenin K vitamini yapılmasını engellemesi…. 

K vitamini bağırsaklarda doğum sonrası oluşan mikrobiata tarafından sentezlenir ve sonra emilir…. 

Bedende temelde katıldığı reaksiyonlar, kanama kontrol mekanizmalarıdır….. 

İş böyle olunca göbek zeytinyağı basılarak kanamaktan vazgeçmiyor…. 

İstediği kadar bağlansın, bebeği şok tablosuna götüren muhtemel göbek düştükten sonra yara yerinden olan kanama… 

Galiba anladığım kadarı ile sızıntıdan biraz fazlaca kanamış……. 

Doğum dersinde en çok bahsedilen konulardan birisidir, doğum ardından bebeğe yapılan K vitamini… 

Yeni doğan ölümlerini azaltan en önemli uygulamalardan birisidir… 

Bu arada bebek ölümleri çok önemli bir konudur… 

Bir ülkenin en önemli gelişmişlik göstergelerinden birisidir… 

Ülkemizde 2018 yılı itibari ile bin canlı doğan bebek için 9,3 iken 2019 yılında 9,1’e düştü.. 

Avrupa Birliği’nde ise bu oran her bin canlı doğum için 3,6… 

Ülkenin canlı bebeklerine verdiği önemin ve geleceğine yaptığı yatırımın göstergelerinden birisidir… 

Devletin halkının sağlığı ile ilgisinin göstergesi olduğu kadar, halkın da kendi sağlığına olan sahip çıkışının göstergelerinden birisidir…

Peki halk sağlığı uygulamalarının içinde neler vardır?

Hijyen kuralları, bireysel temizlik ve birlikte yaşanılan ortam temizliği, su sanitasyonu, kaliteli gıda kuralları, çevre sağlığı, birlikte yaşama kuralları (sadece akıl sağlığı için değil, fizik sağlık için de geçerli) gibi gibi uzayan bir liste… 

Birlikte yaşama kuralı da ne demeyin, sakın… 

Birlikte yaşarken birbirimizin sağlığına da özen göstermek demek, birazcık da, unutmayalım… 

Birbirimizin hem akıl, hem de fizik sağlığını korumak gerek, unutmayalım… 

Birey olmak da, toplum olmak da bu temeller ile kuruluyor, bir daha yazıyorum unutmayalım… 

Şimdi gelelim, günümüzün en önemli tartışma konusuna: Aşı 

Bugüne dek biriken tıbbi bilgilere baktığımızda 4 temel iyileşme prensibi mevcut: 

Antipati, allopati, homeopati, izopati… 

Antipati en alışkın olduğumuz yaklaşım, hani tansiyon yükselince tansiyon düşürücü vermek ya da ağrı olunca ağrı kesici vermek gibi. Şikayetin tam tersi etki gösteren ilaçlar ile tedavi çabası… 

Allopati çok da ilgili değilmiş gibi gözüken, ama temelde bütünde değişiklik yaparak bütündeki iyileşmeyi sağlayarak şikayeti ortadan kaldıran tedavi çabaları. Mesela baş ağrısı varken elde bir noktaya iğne batırmak ya da enjeksiyon yapmak gibi… 

Homeopati, hastalığa benzer bir hastalık yaratan maddenin hastalık sırasında düşük dozlarda verilerek tedavinin sağlanması çabası. Şimdi buna burada bir ünlem koyalım!

İzopati, hastalığı oluşturana benzer bir şey vererek hastalığın oluşmasını önceden engelleme çabası olarak tanımlanabilir. Şimdi buraya da bir ünlem koyalım! 

Homeopati ve izopati diğer iki yaklaşıma bakarak aslında birbirine en yakın yaklaşımlar. İkisi de benzer fenomenler üzerinden etki gösteriyorlar. Oldu olacak buraya da bir ünlem koyalım! (Ünlemler sonra bize lazım olacak)

Şimdi bir hekim olarak, tıp deyince hedef nedir, diye düşünüyorum…

Dr. Hahnemann’a göre: 

1: Hasta insanı tekrar sağlığına kavuşturmaktır… 

2: Bunu en kısa, en az zararlı ve bir daha bozulmayacak şekilde tekrar sağlamaktır.  

Ama bize halk sağlığı (eski adı ile hijyen) düsturunun öğrettiği bir şey daha var: 

Hasta olmayı engelle… 

Her hekimin öncelikli görevi bence bu… 

İşte geldik yine Halk Sağlığı düsturuna… 

İlk aşı Anadolu topraklarından çıkmış… 

Çiçek hastalığına karşı, daha hafif seyreden ve çiçek virüsüne benzeyen sığır çiçek virüsü ile sağlıklı çocukları karşılaştırıp bağışık hale getirmeyi deneme-yanılma yolu ile  Anadolu insanı bulmuş… 

Daha sonra bu bilgi önce İngiliz Büyükelçisinin eşi aracılığı ile İngiltere’ye gidiyor, sonra da çiçek aşısı üretiliyor… 

Dünya üzerinde çiçek hastalığı en son 1977 yılında görüldü. Artık eradike oldu, yani kökü kazındı. Kimseyi ne hasta edebiliyor, ne sakat bırakabiliyor, ne de öldürebiliyor… 

Bir şey diyeceğim, çiçek ile su çiçeği benzer görünümlü ama farklı hastalıklar, karışmasın… 

Su çiçeği hala aktif bir virüs hastalığı….. 

Daha hafif seyretse de ağır nörolojik komplikasyonları ile cana kastedebiliyor…. 

Ve bir bebek kaybedilirse, bu bilginin aileye verilmesi görevi yine hekimlere düşüyor… 

Kısacık bir empati yapalım, aileye evladınız öldü demenin ne zor olduğunu anlamak adına… 

Şimdi halk sağlığı adına rutin uygulanan aşılara şöylece bir bakalım mı, ne dersiniz? 

İnce hastalık duydunuz mu, hiç, hani eski filmlerde mendile öksürükle kan tükürülen hastalık… 

Tıbbi adı tüberküloz… 

Öldürse iyi, akciğer yetmezliği ve yara yerinde olan akciğer kanseri en önemli sonucu… 

Tam iyileşti diyorsun, tekrar hortluyor… 

Bu ülke tarihi boyunca en önemli eforu tüberküloz için harcadı…. 

Hâlâ da harcıyor… 

Verem aşısı bizzat bu çabaları destekliyor ve tüberküloz olma sıklığını düşürüyor… 

Difteri, kuş palazı… 

Bir boğaz enfeksiyonu gibi gözükse de, solunum yetmezliği ile çocuk ölümlerine neden olabiliyor… 

Bizzat geçirmiş biri olarak çocukluğumda hatırladığım en kötü anılardan birisidir… 

Boğmaca kuru öksürük krizleri ile göz içi kanamalarına bile neden olabilen bir solunum yolu enfeksiyonu… 

Tedavi edilmezse ölüm ve sakatlık olabiliyor… 

Tetanus bakterinin ürettiği bir zehir ile kas kasılmalarına neden olan ve solunum yetmezliği ile ölüm olabilen bir hastalık… 

Kızamık, yüksek ateşle ve döküntüler ile seyreden bir hastalık…. 

Özellikle alt sonum yollarında ikincil bakteriyel enfeksiyonlar (Pnömoni = Zatürre) ile ölüm çok sık görülen bir hastalık… 

Kızamıkçık, kızamığa benzer ama hamile kadın Kızamıkçık olursa sakat ya da ölüm doğum yapabilir… 

Çocuk felci, özellikle kalçadan aşağı tek taraflı sakatlık ile geçmişte çok karşılaştığımız bir durumdu… 

2 hafta önce Dünya Sağlı Örgütü tarafından ülkemiz topraklarından aynı çiçek hastalığı gibi eradike oldu… 

Hepatit A ve B, karaciğeri etkileyen bir virüs enfeksiyonu… 

Akut dönemde ölüm, kronik dönemde siroz ve kansere neden olabiliyor… 

Peki memenjit, yani beyin zarı iltihabı, pek çok virüs ya da bakteri ile olabiliyor… 

Ölüm ve sakatlık çok sık görülebilen komplikasyonlar… 

Gelelim en sık kısırlık nedeni olan hastalığa, sanırım en çok etkileyici olan hastalık bu… 

Zira neslinin devamını etkileyen durumlar en çok korkulan hastalıklar… 

Adı kabakulak olsa da ucunda yumurtalık iltihabı var aslında… 

Şimdi bunlar temel aşılama programına girmiş aşılar… 

Gelelim empatiye… 

Hekim dostlarımın hepsi, özellikle de çocuk hastalıkları uzmanı olan dostlarım mutlaka bir aileye bu hastalıklardan kaybedilmiş bir çocuğun ailesine ölüm haberi vermişlerdir… 

Sanırım bir kaybın ailesine yakınını kaybettiği haberini vermek mesleğimizin en zor anıdır…

Gelelim ünlemlere…

Benzerlikler üzerinden iyileşme aracısı seçme işi homeopati… 

Benzerlik üzerinden hastalığı önleme işi izopati… 

Bu kadar benzerken aşılar oldukça kabul edilebilecek bir durum gibi gözüküyor… 

Peki aşıda istenmeyen ne… 

İçerisine yerleştirilen koruyucu maddeler ve aşının bedende etkisini güçlendiren ek kimyasallar temel argüman… 

Bu argümanı güçlendiren bireysel sağlığı ileride bozabileceğine dair tecrübeler… 

Ama bunların yaptıklarını, eğer patolojik semptom çıkarsa tersine çevirebilme özelliğine sahip homeopatik şifalar da mevcut… 

Ben şimdi bu yazıyı aslında iki kimliğim ile yazıyorum… 

Hekim şapkamı çıkardım, önüme koydum… 

Homeopat şapkamı da çıkardım, önüme koydum… 

Ardından terazinin kefelerine koydum… 

Bir tarafta hekimlik bilgilerim, halk sağlığı yaklaşımı… 

Diğer kefede homeopati bilgilerim ve bütünsel, bireysel sağlık geliştirici yaklaşımım… 

Bir tarafta toplum olarak yaşamanın getirdiği sorumluluk bilinci, kimsenin sakat olamaması, ölmemesi için çabalarım… 

Ama en önemlisi kendimin de acil serviste çalıştığım dönemlerden hatırladığım empati duygum… 

Diğer taraftan bireysel beden sağlığı adına aşı ile bedene giren koruyucu ve adjuvant kimyasallar… 

İleride gelişebileceğini düşündüğüm bireysel hastalıklar… 

Günlerce süren yayın okumalar, homeopati bilgileri gözden geçirmeler… 

Bol endişeli ve ağrılı bir Covid-19 enfeksiyon süreci ile gelen bireysel farkındalıklar… 

Topluma dair, yok yok insanlığa dair endişeler… 

Bir olmanın verdiği gücün etkisi, birbirimize olan saygımız… 

Bilginin getirdiği düşünceli lanet…. 

Ya da bilginin verdiği iyileştirici yolların hazzı ile… 

Benim terazi dengeye oturdu… 

Bu benim tercihimdir ve bizzat uygulayacağım… 

Çünkü birin gücüne ve gelecek nesillerin güçlülüğüne olan inancım… 

Birlikte olarak bu pandemiyi yeneceğimize olan inancım… 

Bana böyle diyor… 

Yani özetle iki şapka birleşince… 

Muhteşem birliğin yani entegrasyonun sonucu olarak… 

Ben aşı olacağım… 

Tercihim budur… 

Dilerim siz de bu bakış açısının sonucuna varırsınız… 

Birlikte güçlü oluruz… 

Bir sonraki yazıda da aşı tercihlerimizi yazalım, ne dersiniz?

Instagram

Facebook

Twitter

LinkedIn

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı