Leonardo Da Vinci'yi Dahi Yapan 7 Temel Prensip

Da Vinci'yi çoğu insan bir sanatçı olarak bilse de o aynı zamanda; bir mimar, bilim adamı, müzisyen, matematikçi, mucit, anatomist, jeolog, astronom, haritacı, botanikçi, tarihçi ve yazardı.

Ve elbette onun birçok alanda mükemmelliğe ve ölümsüzlüğe ulaşmasının, şanslı veya çalışkan olmasıyla bir ilgisi yoktu. 

Da Vinci'nin hayata karşı yaklaşımlarını okuduğunuzda, dehasının kaynaklarını daha iyi anlamaya başlayacaksınız. 

Hadi gelin şimdi, Da Vinci’nin üzerlerine tüm yaşamını inşa ettiği 7 muhteşem prensibe bakalım.

1- Curiosità (Merak)

Hayata karşı doymak bilmez derecede bir merakı ve sürekli öğrenme için amansız bir arayışı vardı Da Vinci'nin. 

Olaylara ve aklına gelen senaryolara mutlaka ''ya eğer'' ve ''nasıl olur?'' diyerek yaklaşırdı. 

''Ya eğer'', hayal gücümüzü harekete geçirmeye yarar. Kaçırmış olabileceğimiz fırsatları görmemize, farklı bağlantılar kurmamıza yardımcı olur.  Ve beynimizi daha hedef odaklı hale getirmemizin bir yoludur. 

''Ya bu kişiyle bir sohbet başlatırsam?''

''Ya o eğitime katılırsam?'' 

''Ya o egzersize başlarsam?'' 

''Nasıl olur?'', pasif olarak etrafımızda olup bitenleri gözlemlemek veya otomatik tepkiler vermek yerine, hem eylemlerimizi hem de diğerlerinin güdülerini sorgulamamıza neden olur. 

'Acaba bu yaprağı kaynatırsam nasıl olur?'

' Eve bu sefer bu yoldan gidersem nasıl olur?'

Bu soru bizi daha kaşif ruhlu ve üretken yaşamaya yönlendirecek, daha bilgili ve zengin tutar.

Da Vinci hayatının bir saniyesini bile boşa harcamazdı. Her zaman üretir, tahminlerde bulunur ve hayatı kurcalardı. 

''Hayata doymak bilmez bir merakla yaklaş ve kesintisiz öğrenmek için sürekli arayış içinde ol.''  Leonardo Da Vinci 

2- Dimostrazione (İspat) 

Da Vinci için, tecrübe ve hatalarından ders almak çok değerliydi. Ve bu nedenle birçok deneme yapar, elde ettiği bilgiyi test etmeye derin bir bağlılık duyardı. 

Bu prensip, hiçbir şeyi hafife almamamız, her şeyi test etmemiz, hayatı ilk elden deneyimlememiz gerektiğini hatırlatıyor bize. 

Bu prensip ayrıca şeytanın avukatlığını oynamamızı da gerektiriyor.

Her gün kendi inançlarımızdan birine karşı mümkün olan en güçlü argümanı oluşturmaya çalışarak zihinsel egzersizler yapmaktan bahsediyorum. Bir nevi kendimize meydan okumaya davet ediyor Da Vinci bizi. Hiç de kolay değil, di mi?

3- Sensazione (Hissetme) 

Da Vinci, etrafındaki dünyadan inanılmaz derecede ilham alıyordu ve duyularını ne kadar keskinleştirirse, dehası o kadar artıyordu. 

Resim yaptığı sırada öyle bir yoğunlaşırdı ki; o resmin dışında ne bir şey görür, ne hisseder, ne de duyardı. 

Kitap okurken de aynı şekilde.. Zihnindeki bütün düşünce ve hayalleri bir rafa kaldırır, sadece o an okuduklarına odaklanırdı. 

Müzik dinlediği zamanlarda; sadece o müziğin ritimlerine, onun getireceği hislere odaklanırdı.

Her ne yaparsa yapsın, tüm duyularını yaptığı işe odaklardı. 

Hatta bu konuda şöyle diyor ve öğrenmedeki yeteneksizliğimizi de buna bağlıyor:

''Ortalama bir insan görmeden bakmakta, duymadan dinlemekte, hissetmeden dokunmakta, tat almadan yemekte, fiziksel bilince ulaşmadan hareket etmekte, koku alma bilincine varamadan nefes almakta ve düşünmeden konuşmaktadır. Böylesi bir duyusal körlükte hafızanın evrenle ilişkisi kesilir.'

Bir deneyimin tadını çıkarmak için en son ne zaman durduğunuzu hatırlıyor musunuz? 

Deneyimlerimizi canlandırmak, yeni deneyim kapıları açmak için duyularımızı sürekli arttırmalı ve keskinleştirmeliyiz. 

Bu yazıyı okumaya devam ederken tıpkı Da Vinci gibi tüm uyaranlardan, tüm fikirlerinizden kopup sadece buraya odaklanmayı deneyerek başlayabilirsiniz. 😊 

''Beş duyu organımız, ruhun yöneticileridir.'' - Da Vinci

4- Sfumato (Pus)

Sfumato, muğlaklığı, paradoksu ve belirsizliği kucaklamaya istekli olmaktır. 

Belirsizliklerle dolu günümüz dünyası için ne kadar kritik bir prensip değil mi? 

İnsanlar genelde bilinmezliklerden, cevaplanamayan sorulardan rahatsız olur, bu nedenle kontrolü dışında olan her şeyden kaçınır. 

Da Vinci ise bilinmeyenleri keşfetmekten ve belirsizliklerden zevk alırdı. Ayrıca fikirleri ve karşıt görüşleri anlamlandırma konusunda çok eşsiz bir yeteneğe sahipti. 

Bu prensibi kendi hayatımıza uygulamak için:

Hayatımızda kafa karışıklığı yaratan veya bir sonuç hakkında belirsiz hissettiğimiz bazı durumları listeleyerek ve ortaya çıkan duyguları keşfederek başlamamız mümkün. Böylece belirsizlik duygusu ile biraz daha barışık hissedeceğiz.

5- Arte / Scienza ( Sanat / Bilim) 

Da Vinci'ye göre sanat, mantık ve hayal gücü arasındaki dengenin geliştirilmesidir.

Çoğu insan beyninin hem sol hem de sağ lobunu kullanmaz.

Sol beyinli insanlar kelimelerle düşünür, doğrusal düşünmeyi kullanırlar. Mantıksal ve planlıdırlar. Net sonuçlarla ilgilenirler. 

Sağ beyinli insanlar hayal gücüyle düşünürler, daha çok hissettikleri ile ilgilenirler. Yaratıcı ve bütünseldir. 

Da Vinci, beynimizin her iki bölümünü de kullanmamız gerektiğine inanırdı. Bütün beynini ortaya koymayı tercih ederdi. Zaten fikirlerini resmetme merakı da buradan geliyor. 

Ne de olsa, mantıksız hayal gücü pek bir işe yaramaz ve hayal gücü olmayan mantık da sıkıcıdır. Siz ne dersiniz?

6- Corporalitá (Fiziksel Sağlık) 

Bu, sağlıklı bir zihnin yanı sıra sağlıklı bir vücudu korumakla ilgili olan bir prensip. (Zihin - ruh - beden bütünlüğü)

Vücudumuzun ve zihnimizin sağlıklı ve uyumlu olması bize zarafet, öz güven ve bütünlük getirir. 

Da Vinci, zihinsel becerilerine ek olarak inanılmaz derecede atletikti. Çünkü zihninin optimum seviyelerde çalışmasını istiyorsa, vücudunun da potansiyelini kullanması gerektiğini fark etmişti. 

Uykumuzu alamadığımızda işlerimizin veriminin düşmesi, sağlıksız ve yetersiz beslendiğimizde ve hareketsiz yaşadığımızda hem zihinsel hem bedensel enerjimizin düşmesini, bu prensip özelinde örnek olarak verebilirim.

Sonuç olarak, zihnimiz fit olsun istiyorsak vücudumuzu da fit tutmalıyız. 

7- Connessione (İlişkilendirme) 

Her şeyin ve her olayın birbiriyle bağlılığının kabul ve takdir edilmesidir.

Da Vinci, geometrinin anatomiyle, anatominin sanatla, doğanın mühendislikle ilişkisini görerek çalışmalarında hepsini birleştirmişti.

Kuşları makinelerle ilişkilendirdi, uçan makineler ve kuş uçuşunun doğası üzerine 35.000'den fazla kelime ve 500'den fazla eskiz üretti. 

Hayatı boyunca bambaşka dünyaları birbirine bağladı. 

İlişkilendirme pratiği yapmak için evinizden rastgele 3 nesne seçip aralarındaki bağlantıları bulmaya çalışabilirsiniz. Gerçekten müthiş bir zihin egzersizi.

***

Da Vinci’den şüphesiz öğreneceğimiz çok şey var. Ben buraya ancak ilk aklıma gelenleri sığdırabildim. Eğer sizin eklemek istedikleriniz olursa, yorumlara yazın lütfen. Hevesle beklerim.

''Görmeyi öğrenin. Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu fark edeceksiniz.'' - Leonardo Da Vinci

LinkedIn

Web

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio 

Popüler İçerikler

Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
Tebliğciler Yine Ortaya Çıktı: Bu Kez Milli Piyango Bileti Satıcısını Taciz Ettiler
Kasımpaşa’nın 18 Yaşındaki Futbolcusu Yasin Özcan 8 Milyon Euro’ya Aston Villa’ya Transfer Oluyor