Leonardo Da Vinci'nin Yer Çekiminin Anahtar Noktasını Einstein'dan Önce Bulduğunu Biliyor muydunuz?

Leonardo da Vinci'nin eskiz defterlerinde bulunan eskizler, Einstein'ın 1907'deki ‘eşdeğerlik prensibi'nin temelini, fizikçiden yüzyıllar önce kavradığını gösteriyor. 

Da Vinci'nin onlarca yıldır unutulmuş eskizleri, bir kavanozdan dökülen kum benzeri parçacıkların oluşturduğu üçgenleri gösteriyor. Son zamanlarda yapılan bir çalışma, bu düşen tanelerin, yer çekiminin Einstein'dan 400 yıldan daha uzun bir süre öncesinde ivmeyi gösteren deneyleri tasvir ettiğini savunuyor. Detaylar için...👇

Albert Einstein ilk olarak 1907'de yer çekimi tarafından hızlandırılma ve sabit bir referans çerçevesine göre hızlandırılma deneyiminin 'eşdeğerlik prensibi' olarak adlandırıldığı ve ayırt edilemez/benzer olduğu fikrini öne sürdü.

Bunun için Einstein, Isaac Newton'ın 1687'de evrensel yer çekimi yasası keşfine dair (evrendeki her nesnenin kütlelerine bağlı ve onları ayıran mesafenin karesiyle ters orantılı bir kuvvetle birbirini çektiğini belirten) ve Galileo Galilei'nin 1604 'serbest düşme yasası' beyanı (hava direnci olmadan tüm kütlelerin aynı ivmeyle düştüğünü belirten) fikirlerini genişletti.

Caltech'te havacılık ve tıp mühendisliği profesörü olan Mory Gharib yaptığı açıklamada:

www.swashvillage.org

'Da Vinci'nin daha fazla deney yapıp yapmadığını veya bu soruyu daha derinlemesine araştırıp araştırmadığını bilmiyoruz. Ancak 1500'lerin başında bu soruyla (çizimlerinde de olduğu gibi) mücadele ediyor olması, düşüncesinin ne kadar ileride olduğunu gösteriyor.' diyor.

Da Vinci bir ressam, mimar, mucit, anatomist, mühendis ve bilim insanıydı. Öncelikle kendi kendini eğitti; düzinelerce gizli defterini hayali icatları ve anatomik gözlemleriyle doldurdu.

Defterlerinde detaylı insan anatomisi çizimlerinin yanı sıra bisiklet, helikopter, tank ve uçak tasarımları da yer alıyordu. Daha sonra kodekslerde toplanan bu eskizlerin 13 binden fazla sayfasının üçte birinden daha azı günümüze kadar ulaşmış durumda.

Gharib, 1480 ile 1518 yılları arasına ait bir defter olan 'Codex Arundel'in sayfalarındaki eskizleri fark ettiğinde, öğrencileriyle (Da Vinci'nin 'akış hareketleri/akışkan dinamiği' çalışmalarını tartışmak için) bu defterlerin kopyalarını inceliyordu. İncelemelerinde Da Vinci'nin aynalı el yazısıyla yazılmış ilgi çekici bir cümleye eşlik eden hareketli kavanozlardan dökülen parçacıkları fark etti.

'Gözüme çarpan şey, çizdiği üçgenlerden birinin (ikizkenar dik üçgen olan) hipotenüsüne 'Equatione di Moti' ('hareketlerin eşdeğerliği') yazdığı zamandı. Leonardo'nun bu ifadeyle ne demek istediğini merak etmeye başladım.'

Gharib ve meslektaşları, Da Vinci'nin, yere paralel olan düz bir yolda hareket ederken bir sürahiden dökülen su veya kumu tarif ettiğini ortaya koydular. Da Vinci'nin notları ve eskizleri, parçacıkların aşağı doğru hızlanacağını bildiğini ve testiden ayrıldıktan sonra bu ivmeye yalnızca yer çekiminin neden olduğunu bildiğini açıkça ortaya koyuyor.

Da Vinci, sürahi sabit bir hızla hareket ederse, düşen parçacıkların oluşturduğu çizginin dikey olacağı bilincindeydi.

Ancak sabit bir hızla hızlanırsa, o zaman parçacıklar düz ama eğimli bir çizgi oluşturarak bir a üçgeninin hipotenüsünü oluşturur.

Aslında, Da Vinci'nin gözlemlediği gibi sürahi damlaları, yer çekiminin onları yere doğru hızlandırdığı oranda hızlanırsa, bir eşkenar üçgen çizilir. Bu da dikkate alınması gereken eşdeğerlik prensibine dair ilk işarettir/ipucudur.

Da Vinci, gözlemlerini bir denklem haline getirmeye çalışsa da bu girişimden vazgeçti. Araştırmacılar, deneyinin bir simülasyonunu yürüterek, onun nerede vazgeçtiğini buldular.

'Gördüğümüz şey, Leonardo'nun bu konuda büyük bir uğraş verdiği, ancak düşen nesnenin düşme noktasından uzaklığının, t'nin (zamanı ifade eden t) karesiyle orantılı olmak yerine, 2 üzeri t kuvvetiyle orantılı olduğu şeklinde modellemesiydi.'

Cornell Üniversitesi'nde biyoloji ve çevre mühendisliği profesörü olan Chris Roh ise, denklemin yanlış olduğunu ancak daha sonra bu tarz yanlış denklemleri doğru şekilde kullandığını öğrendiklerini belirtti.

Aslında bu, Da Vinci'nin yüzyıllarca yıl öncesinde yer çekimine dair kendine ve bilime ışık tutmuş olduğunun kanıtlarındandı. Belki de ortaya çıkmayan eserlerinde nicesi vardır, kim bilir...

İlginizi çekebilir:

Gerçeklik Algınızı Yitirmenize Neden Olan Halüsinasyonlar Neden Olur?
Matematiğin Hayatımızın Her Alanında Olduğunun Kanıtı Olan Fibonacci Dizisi Nedir?
Christopher Columbus'u Ay Tutulması Kurtardı! Ay ile İlgili Bilim Kurgu Filmlerinde Bulamayacağınız 10 Bilgi

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
YORUMLAR
01.03.2023

Yer çekimini ''bulmak'' ne demek ya ? Zaten var olan bir şeye isim vermiş adam. Bulunmasaydı yer çekimi olmayacak mıydı ? Ateşi bulmak bir buluş olabilir ama yer çekimi dünya var olduğundan beri var. Kafayı yedirteceksiniz bana ya

01.03.2023

Ateşin bulunması onun daha önce var olmadığı anlamına mı geliyor , ya da bulunmasaydı şu ateş hiç mi olmayacaktı ruhsuz kardeşim ? :))

01.03.2023

Hele bi bakın Davinci bizim depremler için de tarih vermiş mi? Bu aralar astrologlardan din alimlerine herkes mart ayı için tarih veriyor da…

01.03.2023

Hmm ok...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ