Bilimle özdeşleşen hayvanlar denince çoğu zaman akla ilk olarak fareler ya da Pavlov’un köpeği gelir. Ama bazı kediler, bu sessiz ve cool halleriyle bilim sahnesine adeta patilerinin izini bıraktı. Kimisi fizik tarihine geçti, kimisi klonlandı, kimisi ise karanlıkta bildiğin parladı. Şöhret peşinde koşmadılar ama tarihe geçtiler. Şimdi o koltuğa kıvrılıp uyuyan kedin, bir gün bilimsel bir devrimin parçası olabilir, kim bilir? Gelin adlarını nasıl bilim tarihine altın harflerle yazdırmış beraber bakalım!
Kutuya Girdiler, Uzaya Çıktılar, Kopyalandılar: Bilime Adlarını Altın Harflerle Yazdırmış 5 Kedi
9
Schrödinger’in Kedisi
Evet, bilim ve kedi denince Schrödinger’in kedisinden bahsetmeden olmaz. Gerçek bir kedi değil ama yıllardır herkesin zihninde bir yerlerde yaşıyor. Kuantum fiziğinin 'en garip' düşünce deneylerinden biri olan bu hikayede, hayali bir kedi zehirli bir mekanizmayla aynı kutuya kapatılıyor.
Dışarıdan bakıldığında kedi hem ölü hem diri kabul ediliyor... Ta ki kutu açılana kadar. Schrödinger bu örneği kuantum mekaniğini tiye almak için verdi ama yıllardır kedisi başrolde. İlginçtir ki bu kedinin tek gerçeği, hiç var olmaması!
Félicette: Uzaya giden ilk ve tek kedi
Kediler genel olarak uçmaya sıcak bakmasa da Félicette için işler farklıydı. Paris sokaklarından toplanan bu tuxedo desenli sokak kedisi, Fransız uzay ajansı CNES tarafından uzay yolculuğu için eğitilen 14 kediden biriydi. 18 Ekim 1963’te, “C 341” kod adıyla uzaya gönderildi. 9.5 g kuvvetine maruz kaldı, yer çekimsiz ortamda taklalar attı ve dünyaya sağ salim döndü.
Basın ona önce 'Felix' dese de ismi sonradan 'Félicette' olarak değiştirildi. Maalesef bu kahraman kedi, birkaç ay sonra bilim uğruna ötenazi edildi...
CC: Gerçek anlamda kopya kedi
Dünyanın ilk klonlanan kedisi olan CC, yani 'Copy Cat' ya da 'Carbon Copy', 2001 yılında Texas A&M Üniversitesi'nde dünyaya geldi. Asıl kedi Rainbow'dan alınan hücrelerle yaratılan CC, genetik olarak aynıydı ama tüy desenleri farklıydı.
Yani kopya ama birebir değil. Klon olduğu için özel ilgi gördü, bahçede özel bir kedi evinde yaşadı ve hayatının ilerleyen dönemlerinde üç yavru kedi doğurdu. 18 yıl yaşayıp böbrek yetmezliğinden hayatını kaybetti ama bilim tarihinde hep hatırlanacak.
Mr. Green Genes: Işıklar içinde yatsın mı demeliyiz, bilemedik.
2008’de New Orleans’ta doğan bu kedi, laboratuvarda gerçek anlamda parlayan ilk kedi olarak tarihe geçti. Bilim insanları, genetik yapısına denizanasından alınan GFP (green fluorescent protein) genini ekleyerek onun ultraviyole ışık altında yeşil parlamasını sağladı. Deneyin amacı ise aslında çok basitti: 'Bu geni başarıyla aktardık mı?' Cevap: Evet, hem de gözle görülür şekilde!
Yıllar sonra Mayo Clinic, benzer bir yöntemi FIV (kedi AIDS’i) üzerine çalışmalarda kullandı. Parlayan kediler, genetik aktarımın başarıyla gerçekleştiğini gösterdi ve hiçbir zarar görmediler.
Oscar: Biyonik kedi gerçek oldu!
2009’da İngiltere'nin Jersey Adası’nda yaşayan Oscar isimli siyah kedi, iki arka ayağını da bir tarım kazasında kaybetti. Ama Oscar’ın şansı, onunla ilgilenen bir süper veteriner sayesinde döndü. Noel Fitzpatrick isimli ortopedi uzmanı, Oscar’a dünyada ilk defa uygulanan ITAP isimli özel protezleri taktı.
Protezler, kedi derisinin içine kaynaşıyordu. Oscar yeniden yürümeye başladı, hatta kitabı bile yazıldı. Bilim, Oscar’a ikinci bir şans verdi ve onu efsaneleştirdi.
Kedi deyip geçmeyin, her masada varlar! Hatta masa onların...
Fareler koşu bandında, köpekler zil sesinde öne çıkabilir ama bazı kediler var ki bilimin tam göbeğinde yer aldı. Schrödinger’in kutusundan uzaya, laboratuvarda klonlanmaktan biyonik protezlere kadar... Bu kediler bir şey kanıtladıysa, o da şu: Kediler, hiç çaba sarf etmeden bile tarihe geçebilir.
Evcil hayvanlara dair içeriklerimiz 😻👇🏻
Kediler Yine Şaşırtmadı: Evcil Hayvanlarımız İsimlerini Gerçekten Biliyor mu?
Kedilerin Uyurken Yüzlerini Patileriyle Kapatmasının Kalp Eriten Sebepleri
"O Gelirse Ben Giderim" Dedikten Sonra Evcil Hayvanlarının Kulu Kölesi Olan Ebeveynler
Bilim adina otenazi?! Cok kotusun vahsisin adisin insan cok!!!
Hala haklarında bir çok şeyi bilmediğimiz canlıların kobay olarak kullanmak bir yana birde bunu iyi bir şeymiş gibi göstermek apayrı bir cehalet bence.