Nedendir bilinmez, ders çalışacağımız veya çalışmamız gereken sırada aklımız hep başka yerlere, boş düşüncelere kaymaya başlıyor. Özellikle bir hevesle kütüphaneye gidip ders çalışmaya başladığımız zaman yaşadığımız, karşılaştığımız olaylar veya kapıldığımız düşünceler, çalışmamızı inanılmaz derecede zorlaştırıyor ve aklımızın başka yerlere gitmesine sebep oluyor. İşte kütüphane anılarıyla aklımızın hep başka yerlere gittiğini kanıtlayacak kişilerden birbirinden eğlenceli 15 paylaşım. :)
Size o zaman kütüphanede büyümüş biri olarak annemden bahsedeyim. Annem kütüphane memuruydu. Babamın işi nedeniyle o nereye annem oraya tayin oldu. Bir gün yolumuz küçük bir anadolu kasabasına düştü. Annem de o kütüphaneye atandı memur olarak. Kütüphane demeye bin şahit ister tabi. Çatısı akardı, yerleri pislik içinde, kitapların çoğu ya hiç açılmamış ya da kitap kurtlarından parçalanmış leş içindeydi. Memurlar o güne kadar bir çivi bile çakmamış kaderine terkedilmişti. Annem dehşete düştü tabi. O zaman kardeşlerim bebekti, ben de 4.-5. sınıftaydım(sınıf arkadaşlarımın okuma yazması yoktu) Annem kaymakamlıkla, bakanlıkla yazıştı aylarca. Esnaf esnaf dolaştı. Pencerelerini yaptırdı. Çatısını yaptırdı. Boyattı. Kütüphanenin yerlerini günlerce dizlerinin üstünde elleriyle kazıya kazıya temizledi.
Bilen bilir, İstanbul, maçka parkının orada (gezi parkının arkası) Atatürk kütüphanesi vardır. (hala duruyor mu bilmiyorum) Tabi ben tarlabaşı çocuğu olarak koca mahallede tek kitap meraklısı çocuk olarak buranın yerini öğrenmişim paso gidiyorum (Ablam sağolsun) İçeri kimlik veriyorsun, ziyaretçi kartı veriyorlar öyle giriyorsun. Sene 98 olması lazım kütüphaneye gidicem ama kimliğimi bulamıyorum aradım taradım yok evin altını üstüne getirdim ortalığı dağıttım. Yok aq kimliği.. Ablam o zaman benim oğlanın kimliğini al onla git dedi onda da resim yok sende de resim yok. Taam dedim ver. Aldım gittim.. Kütüphane memuru bir kimliğe baktı bir bana baktı Senin kimliğin değil oğlum bu dedi.. Dedim benim kimlik o adım Mehmetcan.. Oğlum sen 2.5 yaşında mısın deyiverdi.. Sonra da güldü. Geç hadi geç ben seni hep görüyorum zaten dedi. Bu da böyle bir anıdır. sonra internetle tanıştım benim kütüphane maceram son buldu.
Yalnız şu üniversite kütüphanelerine lise öğrencisi almama durumu cidden problemli bence.Üniversitede okuyorum ama bölüm değiştirmek istediğimden tekrar üniversite sınavına hazırlanıyorum bu yüzden boş vakitlerde üniversitenin kütüphanesinde test falan çözüyorum bildiğiniz lise müfredatı.Çözüyorum ama bir taraftan ulan beni de atarlar mı şimdi görevli gelse öğrenci kartını göstersem şöyle olsa böyle olsa diye kendimi kurup duruyorum şaka gibi.Geçende gençlik merkezine gittim minyonum bende biliyorum ama o kadarda olduğumu bilmiyordum üniversitede son sınıfım görevli ben merdivenlere doğru ilerlerken lise öğrencisi misiniz diye seslendi arkamdan.Yok değilim falan dedim devamlı gelecekseniz üye olun sürekli problem olur dedi.Gençlik merkezi adı üstünde liseliler genç değil mi koca nüfuslu şehirde nereye gitsinler bu çocuklar.Halk kütüphanesine sabahın 8 inde gidiyorum yine de oturacak yer bulamıyorum.Şu problemi çözse birileri fena olmazdı ama herkesin derdi başka işte.