Kutup ve Kutuplaşmanın Bilgisi

Kutup ve kutuplaşmanın bilgisinden nasıl faydalanabiliriz?

Bir olanın iki ucu vardır ve o iki uç, karşıtlık dediğimiz sistemdir; bu uçlar birbirini destekler ve birbirleriyle var olup kaimdirler. 

Dünyayı gözünüzün önüne getirin, kocaman bir ekvator görürsünüz. Bir Kuzey Kutbu, bir de Güney Kutbu vardır; yani pozitifin de negatifin de bir toplanma, odaklanma ve merkeze geliş, merkezde oluş noktası vardır. Gökyüzünün krallığının da pozitif tarafıyla bir araya geldiği bir kutup noktası; negatifin, olumsuz enerjilerin toplandığı bir kutup noktası vardır. Aslında her ikisi de bir dengeyi teşkil eder.

Kimisinin A, kimisinin B takımından; kiminin şu partiden, kiminin bu partiden olması; anneci veya babacı olması yani bir taraf olma psikolojisi de aslında bizim temel kutuplardaki kaymalarımızdan kaynaklanır. Hangi kutba yakın hissediliyorsa o kutba doğru çekim vardır.

Bugün insanların çok büyük bir kesimi, maddenin cazibesinden dolayı dünyaya, maddeye ya da negatiften, olumsuzdan beslenme kutbuna doğru yoğun bir kayma eğilimindedir.  Bu kayma coğrafi olarak da benzer şekildedir: Kuzey Kutup Dairesi’nde buzullar gittikçe daha fazla erir, Güney Kutbu’nda ise çoğaldıkça çoğalır ve vakti geldiğinde aşağısı yukarıya, yukarısı aşağıya gelir ve denir ki, “O, her iki doğunun da, her iki batının da Rabbidir.”

Negatif, başka bir alanda pozitife, pozitif de başka bir alanda negatife hizmet eder ve biz insanlar bu denge içerisinde tekâmül ederiz. Arada olanlar -kavganın arasına girenlerde olduğu gibi- doğal olarak birazcık pataklanabilir ama merkezde ve kendi merkezinde olmayı bilen ve şahitlikte olan için ise sadece seyir vardır, şahitlik vardır.

Dünyanın çevresini gezeceksiniz; ekvator üzerinden gezerken yürüyerek ya da başka şekillerde gezmek yılları bile alabilirken hızlı bir jet motoruyla, çağımızın en süratli hava taşıtıyla bir gün içerisinde dünyanın etrafını turlayabilirsiniz. Peki tam Kuzey Kutup Dairesi’nde olsanız o noktanın içerisinde dünyanın etrafını nasıl dönersiniz, nasıl gezersiniz? Sadece kendi merkezinizde olursunuz, kendi etrafınızda döner ve dünyanın çevresinde dönüyor olursunuz. Yani eğer tam o kutbun, merkezin bulunduğu yerdeyseniz kutbun etrafında dönerken dünyanın merkezinde de dönmüş olursunuz. Siz ne kadar kutba, merkez noktaya yakınsanız dünya sizin için o kadar küçülür; size, çok küçük bir hareketle ekvatorun etrafını dönebilmenizi, bütün o manyetik alanların içerisinde hareket edebilmenizi sağlayacak hâl ve bilgi aktarılır.

Buna olaylar üzerinden bakarsak; herhangi bir düşüncenin, bir takımın taraftarı olmaya doğru çekilenler, herhangi bir inanç sisteminin tarafları olanlar, onların aşırı bir şekilde savunucuları olanlar, bir dinin kurtarılması için savunuculuk rolünü üstlenmeye çalışanlar, bir dini kurtaracaklarını zannedenler, bir anlayış, bir inanç sistemini kurtaracaklarını zannedenler bilsinler ki dünyaya verilen her türlü bilgi, ilim, felsefe, dinsel ya da manevi eğitim sistemi  zaten insan için verilmiştir. Sizin onları savunmanıza ve kurtarmanıza ihtiyaçları yoktur, tabi gerçek olanlarının. Ama gerçek olmayan, üretilmiş olan da siz ne derseniz deyin kurtarılamaz.

Herhangi bir yolun savunuculuğuna hiçbir zaman ihtiyaç olmadığı gibi, her birimizin doğru tespitlere, tespit ettiklerimizi doğru okuyarak kendimize onlardan fayda almaya ihtiyacı vardır. Bu bizi karşıtlıktan uzaklaştırır ve birliğe doğru götürür.

Ülkemiz kuzey yarım kürede, kutuplar ile ekvator arasında, ortada bir bölgede, ılıman bir kuşaktadır. Yukarıya doğru gittikçe havalar soğur, aşağı doğru gittikçe ısınır yani ılımanlık içinde, dengeli bir yerdeyizdir. Dünyanın çevresini gezmek örneği üzerinden baktığımızda da Türkiye'den dünyanın etrafını çevrelerken bayağı bir yol kat ederiz.  

Biz hayatın ne kadar kutupsal bir noktasındaysak, ne kadar merkez bir noktasındaysak ve ne denli merkez bilgiden, kendi gönlümüzden, Öz’den akan ile beslenir hâldeysek o zaman hiçbir takımın, hiçbir şeyin tarafını tutmak gibi bir olayın içine dahil olmayız.  

Her yerde, herkese eşit uzaklıkta, eşit mesafede olduğumuzda, daha merkeze çekiliyor, dünyanın ve kürenin merkezinden tüm yüzeyleri eşit uzaklıkta görmeye başlıyoruz ve bu sefer bu kutupsallık; merkezî bir noktadan küresel bir algılama ve anlayış sistemine ulaşıyor ki bugün anlatılan, insanlara dikte edilmeye çalışılan küreselcilikten farklı olarak, gerçek bir küresel anlayışın, farkındalığın içerisine kapısından girmiş oluyoruz.

Birçok kelimeyle işin zayıflatılması, bilgilerin içlerinin boşaltılmasıyla, çok kıymetli kavramlar; zamanla bir çoğumuzun zihnine olumsuz frekanslar olarak yerleştirilmişti. Küresel bakış ve küresel anlayış da bunlardan bir tanesidir. 

Hepimizin anlatılan, gösterilen gibi olmayan küresel bir anlayışa; birbirimizle kucaklaşmaya, birbirimizdeki ortak noktaları görmeye ihtiyacımız vardır.

Birimizde olan duygular, hâller, davranışlar hangimizde yok? Her biriniz, insan olarak, insani tüm vasıflarla mevcutsunuz. Tabi ki seçimlerinizden ve bazen kendinizi daha fazla geliştirdiğiniz ya da daha az geliştirdiğiniz alanlardan dolayı şu anda bu hâl ve bu seviyede, bu durumda bulunabilirsiniz ama bunların hiçbir tanesi sizi öteye koymaz. Öteye koyan kişi, ayıran kişidir. Ayırmaya ihtiyaç duyan kişi, farklı açı ve pencerelerden bakmaya yönlendirilen, kendini yönetemediği için iradesi ele geçirilen kişidir. Bu da bir seçimdir, buna da ihtiyaç olabilir. Bu tip kutuplaşmalarla o olumsuz dediğimiz negatif kutbun tutsaklığında, oranın yönetimi altına giren, orası tarafından yönetilmeye ihtiyaç duyan kişiler de olabilir. Onlar da eninde sonunda hayra hizmet edecektir. Onlar da eninde sonunda dünyanın kıyamı, uyanışı ve yenilenmesi için bir malzeme olacaktır.

Bu oluşlar sırasında faydanın, hangi kutuptan beslenileceğinin ve o kutuptan beslenirken nasıl bir merkeze gideceğinin bilgisi; merkezinden görüp seyrederken o merkezin içerisinde, alemin etrafında dönüp her biri tarafından selamlanacak bir yer ve hâlin içerisine nasıl geçileceğinin bilgisi, her birinize anbean akmakta, verilmekte ve hatırlatılmaktadır.

Bu hatırlatmalara rağmen her birimiz yine de kendi potansiyelimize ve kaderimize göre seçimler yapacağız.

Her birimiz gücü kendi merkezinde toplayan, kendi merkezinden ışığı saçan ve  gönlünden, kalbinden saçılan o ışıkla; birbirimizi besleyen ve beslendikçe birbirimize ayna olarak, güzel dualarla, şükürlerle esas olanın yüreğimizden ve kalbimizden kendimize akmasına müsaade ederek; Bir’in içinde birlikle kucaklayarak ve kucaklaşarak; karşıtlıktan, zıtlıktan, taraf olmaktan, taraf olanın bertaraf olacağı hâl ve durumlardan özgürleşerek bu yepyeni, tam da kendi merkezinde, merkezden seyredilen hâlde buluşan olalım.

Sevgilerimle, hoşça kalın.

Instagram

X

YouTube

Facebook

Web

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Ortak Türk Alfabesindeki Yeni Harfler Nasıl Kullanılacak?
Narin Güran Davasında Anne Yüksel Güran İfade Verdi: "Namusuma Leke Sürdüler, Beni Burada Asın"
MasterChef Jürileri Somer Şef ve Mehmet Şef'ten Köfteci Yusuf Çıkışı: "Bunu Deli Bile Yapmaz!"