'Her zaman en az katlanabildiğim şey, kutsallığın karikatürleşmesi ve saygıya tecavüz olmuştur.'
Frederic Amiel
Son günlerde yaşanılan olaylarla birlikte insanların inançları (kutsallıkları), bakış açıları, savundukları düşünce ve görüşlere yönelik hiç de doğru olmayan şekilde bir saldırı gözlemliyorum. Hak ve özgürlüklerine, düşünce yapılarına ve inançlarına yapılan bu saldırılar ayrımlaşmaya, kutuplaşmaya neden oluyor. Peki gerçekten de demokratik bir ülkede olduğumuzu varsayarsak, bu yaşanılanlar ne kadar demokratik sizce? Kutuplaşmalarla kırılan kalplar, zihinlere yapılan saldırılar, göz göre göre liyakatler yapılması ve gözdağı verilmesi ne kadar etik?
Günümüzde, toplumlar sürekli olarak değişim ve dönüşüm süreçlerinden geçmektedir. Bu süreçlerde bazen değerlerimize ve kutsallarımıza yönelik meydan okumalarla karşılaşırız.
Bu yazıda, kutsallığın karikatürleşmesinin ve saygıya tecavüzün altında yatan psikolojik dinamikleri ele alacağız. Bu konuda farkındalık geliştirmek, kutsal değerlerimize saygıyı artırmak ve anlayışlı bir toplum inşa etmek için önemli bir adımdır.