Kutsal Toprakları Kurtarma Amacıyla Yola Çıktıktan Sonra Bir Daha Evine Dönemeyen 50 Bin Çocuğun Hüzünlü Hikâyesi
Bundan yaklaşık sekiz yüz yıl önce, Beşinci Haçlı Seferleri’nden önce dünyanın gördüğü en büyük kıyımlardan biri yaşandı ve kutsal toprakları kurtarma amacıyla yola çıkan elli bin çocuk bir daha evine dönemedi.
Haçlı Seferleri’nin ilkinde ele geçirilen Kudüs 1187 yılında Selâhaddin-i Eyyûbi’ye bırakılmıştı ve Avrupa gelişmeleri büyük bir şaşkınlıkla izliyordu. Kutsal toprakları geri alabilmenin hayallerini kuran Avrupa’da, papazlar köy köy dolaşıp doğu ülkelerinin zenginliğinden bahsediyor ve Kudüs’ün geri alınması halinde böyle bir savaşa katılacak olanlara cenneti müjdeliyorlardı.
’Sokaklarından bal ile süt akıyor’ denilerek anlatılan kutsal topraklar çocukların rüyalarına giriyordu. İşte bu hikâye cennet vadedilen iki çocuk Stephan ve Nicholas ile çevresinde toplanan elli bin çocuğun hikâyesi…
Okuma ve yazma bilen on iki yaşındaki çoban Stephan, rüyasında ekmek isteyen bir yaşlı gördü, adama ekmek verdikten sonra kendisine uzattığı mektubu açtı ve Hazreti İsa’dan gelen şu sözleri okudu: “Filistin’e gidip Kudüs’ü kurtar! Sen bu iş için seçildin!” Fransa kralı Philippe’nin huzuruna çıksa da destek bulamayan Stephan manastırları dolaşmaya ve dindarları Kudüs’ü kurtarmak için davet etmeye başladı.
Birkaç ay içinde çoban Stephan’ın etrafında otuz bin çocuk birleşti. Kızıldeniz’i ikiye yaran Hazreti Musa gibi, Akdeniz’in de kendilerine yol vereceğine inanan çocuklar Marsilya’ya kadar gittiler.
Fransa kralı Philippe askeri müdahale emri verse de, halktan destek gören çocukların çok büyük bir kısmı yolculuklarına devam ettiler.
Aynı günlerde, Almanya’nın Köln şehrinde yaşayan Nicholas rüyasında Hazreti İsa’yı gördü ve Stephan’la benzer şekilde yirmi bin çocuğu etrafına toplayarak yola çıktı.
Grup, Alp Dağları’ndan Cenova’ya kutsal toprakları kurtarma umuduyla yola çıktı.
Ancak hesaplar tutmadı: Açlık, yorgunluk ve susuzluk vurdu, haydutlar saldırdı, çocukların büyük bir kısmı köle olarak satıldı, kız çocukları eşkiyalar tarafından fahişeliğe zorlandı.
Kehanetin gerçekleşmemesi ve denizin bir türlü açılmaması üzerine Papa’nın fikrini almak isteyen çocuklar Roma’ya doğru hareket ettiler. Yine yüzlercesi yolda can verdi, sağ kalanlar Papa Üçüncü Innocent’a vardılar. Papa bir yandan çocukları vazgeçirmeye çalıştı. Diğer yandan da büyükleri azarladı: “Bu çocuklar hepimizi utandırdı. Biz mışıl mışıl uyurken kutsal toprakları geri alabilmek için bakın nasıl yollara düşmüşler.”
Kudüs’e gitmekten vazgeçmeyen Stephan Marsilya’da Filistin’e gidecek bir gemi bekledi; Nicholas’da Brindisi Limanı’na gitti. Her iki grup da denize açılmayı başardı ancak…
Gemilerden biri battı, diğeri ise korsanlar tarafından basıldı. Yaklaşık elli bin çocuğun çok büyük bir kısmı kutsal toprakları kurtarma amacıyla yola çıktıktan sonra bir daha evlerine dönemedi.
Akıl hastalığı resmen..
gerizekalı histerisi
Aman çok üzüldüm. Sizin duyar kasıp üzüldüğünüz batı piçleri, Çanakkalede 15 yaşındakı çocukları kesmeye gelmişlerdi. Ülkemizde zaten göt yalayıcılar yeterince var birde batının götünü yalamanıza gerek yok.