Tüm zamanların en başarılı yönetmenlerinden biri olan Alfred Hitchcock'un başarılarına gölge düşürecek bir hikayesi olduğunu biliyor muydunuz? İkonik yönetmenin 'Kuşlar' filminin başrol oyuncusu Tippi Hedren'e duyduğu takıntılı aşkla neler yaptığına bir bakın.
Hitchcock'un çığır açan yöntemleri ve tarzı, seçtiği konular ve o konuları işleme şekli; her anlamda onu sinema tarihinde özel bir yere koyuyor. Kısacası sinema tarihi onu bir deha olarak yazıyor.
Hitchcock hayranları onun filmlerinin karanlık bir deha ürünleri olduğunu zaten kabul ediyor.
Kitabın adı beklendiği gibi Bir Dehanın Karanlık Tarafı idi (The Dark Side of A Genius).
'Kuşlar' filminin başrol oyuncusu ve 1960'lar sinema ikonu Tippi Hedren, Kuşlar filmi çekildikten neredeyse 20 yıl sonra film esnasında yaşadıklarını Donald Spoto'ya anlatmayı kabul etmişti.
Kitabın ilgili kısmı, Hitchcock'un film setinde önceden anlaşılmayan ama sonradan fark edilen bir şekilde iki kişiyi sadece Tippi Hedren'i takip etmekle görevlendirmesi ile başlıyor.
Hitchcock çekimler esnasında ve set dışında ekipteki herkesin Hedren ile konuşmasını kesinlikle yasaklamış.
Kitapta Hedren'in oyuncu arkadaşları, yönetmenin bu tutumunun güzel oyuncuyu kötü anlamda etkilediğini söylüyor.
Tippi Hedren'in geçirdiği çalkantılı dönemlerde kızı Melanie Griffith hep yanındaydı. Bu arada son dönemlerde Grinin 50 Tonu ve Karanlığın 50 Tonu filmleriyle adından çokça bahsettiren Dakota Johnson da Hedren'in torunu.
Melanie Griffith, kitapta Hitchcock'un bir gece evlerine geldiğini, hiçbir şey demeden annesini alıp götürdüğünü ve bunun çok korkunç bir deneyim olduğunu söylüyor.
Kitapta 'Marnie' isimli 1964 tarihli filmde de rol alan Tippi Hedren, sadece kontratı yüzünden bu filmde yer aldığını söylüyor.
İkili sette bir sahne üzerinde çalışırken Hitctcock, güzel oyuncuya temas etmeye çalışıyor ve Hedren de buna tepki ile karşılık verince olanlar oluyor.
Hitchcock'a yakın kişilerin söylediğine göre, ünlü yönetmen Tippi Hedren'e tehlikeli şekilde takıntılıydı. Öyle ki yakın çevresine Hedren'in bir gün ona gelip, onu her zaman sevdiğini söyleyeceğine inandığını anlattığı biliniyor.
Tippi Hedren, 'Marnie' filminin çekimleri esnasında Hitchcock'a bu filmin son çalışmaları olduğunu söylemiş. Hitchcock ise kontratları olduğunu ve böyle bir davranış içine girerse güzel oyuncunun kariyerini bitireceğini söylemiş. Bunu göze alan Tippi Hedren, kontratı sona erene kadar başka bir filmde oynayamadı. Bu da kariyerinin oldukça kısa sürmesine sebep oldu.
2012 tarihli 'The Girl' isimli filmde ikilinin psikolojik gerilimi yüksek olan ilişkisi detaylarıyla anlatılıyor.