Kuşkusuz 20. Yüzyılın En Korkunç Uygulamalarından Biri: İnsan Hayvanat Bahçeleri!

Birazdan göreceğiniz rahatsız edici fotoğraflarda, Afrikalı ve Asyalı insanların batılılar görsün diye kafes gibi alanlarda sergilendiği günlere döneceksiniz. Dailymail'in haberine 20. yüzyılın başlarında milyonlarca kişinin ziyaret ettiği bu 'insanat' bahçeleri hem Amerika'da hem de Arupa'da bulunuyordu.

Batı dünyası ve ilkel olarak gördükleri insanlar arasındaki farkları vatandaşlara göstermek için yapılan bu yerler 1958'lerin sonuna kadar sürdü.

Hem Avrupa hem de Amerika'da yer alan bu sektör oldukça rahatsızlık verici olsa da fazlaca raabet görüyordu.

Belçika'nın Brüksel kentinde 1958 yılında kurulan fuarda bir 'Kongo Köyü' sergisi ve küçük Afrikalı bir kız çocuğu sergileniyor.

Alman zoolog Prof. Lutz Heck (solda), 1931 yılında Afrika'ya getirilmiş bir fil ve Afrikalı aile ile poz veriyor.

O günlerde insan hayvanat bahçeleri dünyanın her bir yanında görülebiliyordu. Bu fotoğraf 1904 yılında Missouri eyaletinde "Yabani Olimpiyatları"nda yerlilerin okçuluk yarışmasını gösteriyor.

Louisiana'daki bu fuar da 1904 yılından ve Filipinler'den getirilen yerliler meraklı izleyicilere gösteriler yapmaya zorlanıyor.

19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyıl başlarında süren bu insan sergilerinde, getirilen insanlar kötü mumaleye maruz kalıyor ve çoğunlukla da ölüyordu.

Brüksel'deki Dünya Fuarı, yıl 1958... Senegalli yerli köylüler doğal yaşamlarındaymış gibi gösteriliyor.

1906 yılında New York'ta düzenenlenen bir fuarda ise küçük bir Filipinli kız çocuğu meraklı gözler önünde sergide yerini almış.

Alman Kaiser Wilhelm, Hamburg'da bir çitin arkasında tutulan Etiyopyalılar'la tanışıyor. Takvim 1909'u gösteriyor.

Bu Kongolu adamın ismi Ota Benga. New York Bronx Hayvanat Bahçesi'ne 1906 yılında getirildi. Evrimin 'eksik halkası' olarak tanımlanan adamı görmeye hergün 40.000 kişi geliyor ve onunla sık sık dalga geçiyordu.

Bir başka üzücü fotoğrafta ise Kızılderili Şef Sarı Saç ve konseyi, taklit çadırlar önünde insan hayvanat bahçesinde sergileniyor.

Cava Adası'ndan getirilmiş bu kadın ise yine taklit bir ahşap barakada, Chicago'da sergilenmekte.

İsimsiz sergi modellerinden biri...

Aynı dönemde Avrupa'da da Fransa, Norveç, Belçika, Almanya, İspanya ve İtalya gibi ülkelerde bu uygulama görülüyordu. 

Norveç 1914 yılında 5 ay süren bir insan hayvanat bahçesi kurdu ve Senegal'den 80 kişi getirip, Kongo Köyü adı verdiği yerde bu insanları sergiledi.

Oslo'da yer alan sergiye Norveç nüfusunun yarısı geldi. 

Ayrıca 1889'da Paris'te düzenlenen Dünya Fuar'ındaki ana sergi 400 kişiden oluşan çeşitli ülkelerin yerli vatandaşlarıydı.

Bu fotoğrafta soldan ikinci sırada bulunan Ota Benga'nın New York hayvanat bahçesinde insanlık dışı muamleye maruz kalması büyük tartışmalara sebep oldu.

Sonunda hayvanat bahçesinden salınan adam, 6 yıl sonra Amerikan hayat tarzına alışamadığı için intihar ederek hayatını kaybetti.

Fotoğraflara "İki uç buluşuyor - medeni ve yabani!" gibi notlar düşülmüş.

Bu Eskimo çocuk ise Chicago'daki fuarda doğmuş fakat sonra St Louis'teki bir başka fuara yollanmıştı.

Bu tip insan hayvanat bahçeleri Avustralya yerlilerini de etkiledi. Onlarda topraklarından alınarak gezici sergilerde dünyanın çeşitli yerlerinde sergilendiler.

Avustralyalı görüntü yönetmeni Philip Rang konu hakkında bir film çekmeye hazırlanıyor.

Yalnızca yerli hayatlarını sürdürdükleri için 'yabani' damgası vurulan birçok kişi bu zulümü yaşadı.

Çocuklar ve bebekler bile bu sergilerde tutuluyordu.

Daha sonra büyük tepkiler çekmeye başlayan bu uygulamalar halk arasında tepkiye yol açtı ve 20. yüzyıl başlarında sona erdi.

Popüler İçerikler

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'Audi A8' Savunması: 'İhtiyaç'
Fenerbahçe Final Four’a Doğru: Salonda Büyük Şov
Göndermesiz Anket: En Komik Komedyeni Seçiyoruz!
YORUMLAR
13.05.2017

Avrupa bugün de kendinden olmayana aynı gözle bakar ve insan kabul etmez. Hümaniti hümaniti dedikleri doğrudur, ama kendileri açısından. Kendilerinden olmayan "hüman" olmadığı için hümaniti söz konusu değildir ve bundan doğal bir şey yoktur! İçimizdeki salaklar hariç bunu bilmeyen yoktur.

14.05.2017

medeniyet konusunda bir yanlis anlasilma var. medeniyet diyince insanlarin aklinda hep guzel, esit, adil, insanlik icin dogru olan seyler canlaniyor ama gercek medeniyetin bunlarla hic alakasi yok. aksine medeniyet her zaman kolelik ve esitsizlik uzerinde yukselmistir. medeniyetin zirve yaptigi roma imparatorlugu sayisiz ulusu kolelestirip ayaklari altinda ezmistir. keza bugun adi konmus bir kolelik olmasada cogu insani ailesini gecindirebilmek icin eski kolelerden bile daha zor sartlarda calismaya zorlamakda. medeniyet kurulan iyi isleyen sistemin adidir, butun insanlara iyilik guzellik anlamina gelmez. demek istedigim kendi icindeki insalara bile adil olmayan bir sistemin disardan gelenleri sergi ve ticaret metasi haline getirmesi sandiginizin aksine medeniyetsizlik degil medeniyetin ta kendisidir. bugun ayni segileri gormesek bile ayni medeniyet biraz daha fazla petrol icin sayisiz ulkeleri kana bulamakdan, insanlari evlerinden yurtlarindan etmekde sakinca gormemekde.

14.05.2017

medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar bu olmalı

Pasif Kullanıcı
13.05.2017

Gücünün yettiğine saldıran insanoğlu işte! büyük tepkiler sonucu 20.yy başlarında sona ermiş o kadar çok yakın tarih ki . Zavallı Ota Benga'yı her gün 40000 kişi dalga geçmek için ziyaret ediyormuş ruh hastası insan ne kadar çokmuş...

TÜM YORUMLARI OKU (31)