NTV canlı yayınına katılarak soruları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, 'İstanbul Firuzağa'da ramazanda alkol tükettikleri gerekçesiyle bir iş yerine baskın yapılması, içeridekilerin dövülmesi olayı tartışılıyor. Ne diyeceksiniz bu olayla ilgili?' sorusuna;
'Son derece çirkin bir saldırıdır. Oruç tahammüldür. Bu maalesef tam bir IŞİD kafasıdır, Türkiye'ye yakışmayan bir görüntüdür' yanıtını verdi.
17 Haziran akşamı Firuzağa'daki ‘Velvet Indieground Records’ isimli plakçıda düzenlenen bir müzik etkinliğini basan sopalı bir grup, küfürler ederek 'Ramazan'da burada içki içemezsiniz diyerek' içeridekileri darp etmişti.
Saldırganlar gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında saldırıya ilişkin olarak şunları söylemişti:
'Ramazan günü sokaklara taşan bu tarz bir etkinliğe kalkışmak ne kadar yanlışsa buna kaba güç kullanarak müdahale etmek de o kadar yanlıştır. Burada iki taraf da hatalıdır.'
Saldırı anına ait görüntülerde saldırganların açık şekilde içki içildiği için saldırdığı, insanları darp ettiği görülürken saldırganlar ifadelerinde olayın içkiyle alakası olmadığını, kimseyi dövmediklerini ve hakaret etmediklerini iddia etmişlerdi.
Saldırganlardan D.B. savcılık ifadesinde, plak dükkanında içki içen kişilerin, eşi bebek arabasıyla dükkan önünden geçerken eşine hakaret ettiklerini, bunun üstüne dükkana konuşmaya gittiğini iddia etmişti.
İktidara yakın Sabah ve Star gibi gazeteler de bu ifadelerden hareketle olayın nedeninin içki değil hakaret ve taciz olduğunu yazdı.
Öte yandan plakçının sahibi Seogu Lee hakaret ve laf atma iddialarını reddederek Facebook hesabı üzerinden şunları yazmıştı:
'Bu haydutların bahanelerini duyduğumda çılgına döndüm. Ben içerideyken, dışarıda gerçekten ne olduğu hakkında bir bilgim yok. Fakat müziksever insanları yakından tanıyorum, hayal edebileceğinizden daha barışçıl insanlar. Bu insanların farklı düşündükleri için başka insanlara hakaret edebileceğini sanmıyorum. Bundan daha da önemlisi dışarıda bir tanığım var, istenildiği takdirde şahitlik yapabilir. İnanması güç ama eğer doğru söylüyorlarsa, neden içeriye gelip beni tartaklamadılar ya da iddia ettikleri hakaret sonrasında beni dışarı çıkarmadılar? Neden beni şikayet edip polis çağırmadılar? Bu daha uygar bir yol değil mi?'
kısacası sizin zihniyetiniz işte..
İŞİD kafası diyorsunuz, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıyorsunuz peki bu neyin kafası -.-
Bizce de IŞİD kafası peki o adamlar niye dışarıda geziyor?