Necati Şaşmaz: Belki de binyıllardır peygamberden bu yana insanlardaki gönül bağı ile ruhsal bir şey yapıldı. Bulut gibi dedim ya, ruh parçası... Ondan bir parça aktarılarak bugünlere geldi. Bu ermiş insanlar ya da tasavvuf ocakları Budistlerde var, Musevilerde de. Sufizm ya da mistisizm bütün dinlerde var. Bunlar bize getirdiler belki. Bütün dinlerdeki tarikat ehilleri o ruhu getirdiler. O yüzden seçilmiş olmuş oluyorum ki İrfan abi. Onu alabilecek olan birisiyim ben. Anlatabildim mi? O gelen ruhu da alabilecek, o bilgiyi verebilecek... Ben bana verilenle onu birleştirip bir formül çözülmesi gibi olmuş olacak. Babamla konuşmam lazım.
İrfan T: Konuşacağın tek doğru insan orada.
Şaşmaz: Böyle şeyleri hanıma anlattığım günün sabahı Mahir aradı. 'Hayırdır gardaş?' 'Enteresan bir rüya gördüm. Söylemek istedim' dedi. 'Sen böyle yüksekte, çok yüksekte bir yerdesin, miraç gibi bir yerdesin. Ama bir sen oluyorsun, bir peygamber efendimiz oluyor' dedi.
Hazreti Muhammed'in yüzü oluyorum, bir ben oluyorum. Bir o oluyorum, bir o oluyorum. Ben olduğum zaman asker kıyafeti giymişim, havacı, asker kıyafeti, yüzbaşı. 'Hayırdır?' dedim. 'Ben hiç rüya görmem. Görsem de hatırlamam. Peygamber efendimizi gördüm ve sakalı makalı her şeyde sendin' dedi.
İrfan T: Herkes bir şey düşünüyor. Cesur olup söylemesine gerek var mı? Yok. Ben düşündüğüm şeyi mesela anama anlatmam. Zaten faydası da olmaz. Ama babaya sorman çok farklı bir şey.
Şaşmaz: Gerekirse (Hazreti) İsmail gibi teslim olurum. 'Al bıçağı' derim. Ben buna inanıyorum. Ya 'Sen deccalsin lan' de, kes boğazımı. Ya da de ki: 'Bunun yolunu göster.' Bunu yapacağım. Bu yola çıkım çünkü.
İrfan T: Bu yola itildin mi?
Şaşmaz: Gerçekten öyle, itildim. Ben maalesef seçildim.
İrfan T: Psikolojik bir şey varsa ne olacak? Öyle zannediyorsun ama öyle değilse ne olacak? Bir psikologa görün.
Şaşmaz: İcatlar yapıyorum. Bu icatlar dünya için önemli icatlar. Dünya için önemli icatlar değil mi?
el deliye biz akıllıya hasret
Necati şaşmış :D
Seni seçmişem pikaçu gönderesen ceyran şokunu...