Her ne kadar konunun birinci dereceden suçlusu dijital teknolojiler gibi gözükse de çözümün de yine teknolojiden geçmesi paradoksuyla karşı karşıyayız.
Örneğin nesnelerin interneti olarak bilinen teknoloji bir yandan karbondioksit salınımıyla çevreye zarar verirken, bir yandan da harcanan enerjiyi tespit edip uzaktan erişimle kontrol altında tutarak enerji tasarrufuna katkı sunuyor.
Akıllı ampuller ve termostatlar odadaki aktiviteyi otomatik olarak algılayıp, hareket sensörleri aracılığıyla etrafta kimse yokken ışığı kapatarak enerji tasarrufu sağlayabiliyor.
Akıllı bir sulama sistemi hava durumuna göre kendini ayarlayıp, su tüketim seviyelerini düzenleyebiliyor.
Modern yeşil binalar, onları çalıştırmak için gereken enerji tüketimini azaltmak amacıyla doğal ışıktan yararlanabiliyor, güneş enerjisini kullanıp, hem ısınma hem aydınlatma verimliliği sağlayabiliyor.
Atık geri dönüşümü ve geri kazanımı ile atıkların kaynağında azaltılması üretime döndürülmesi sağlanıyor.
Velhasıl insanlık tarihinden bu yana olan iyiyle kötünün savaşı günümüzde de olduğu gibi, teknolojiyi iyi ve doğru kullanma ile kötü ve yanlış kullanmanın savaşı, bilinçli kullanma ile bilinçsiz kullanmanın savaşı şeklinde alt kırılımlarla devam ediyor.
Savaş demişken bir sonraki yazımızda da elimizde, evimizde, cebimizde taşıdığımız savaş aletlerini ve casusları konuşacağız.
Ve savaş demişken 1 bir yılı aşkın süredir hastaneleri, aşevlerini bile vurmaktan çekinmeyen; sivilleri, çocukları öldürerek dünyanın en büyük soykırımını yapan; kiliseleri, camileri, tarihi binaları yıkarak dünyanın en büyük tarih ve kültürel katliamını yapan İsrail’i bir kere daha kınıyorum.
Sevgi ile barış ile sağlıcakla kalın…
Instagram
Twitter
Facebook
Linkedln
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio