Küresel Bir Problem Olan Gelir Eşitsizliğinde Eşitliği Sağlamak Mümkün mü?

Gelir eşitsizliği dünyanın dört bir yanında karşılaşılan küresel bir problem. Bu eşitsizliğe dair bir kitap yayınlayan Venkat Venkatasubramanian kendisine sorulan sorulara cevap vermiş.

Buyurun. 👇

Bir kamuda temizlik görevlisinden CEO'ya kadar herkes aynı maaşı aldığında adil eşitsizlik sağlanır.

Buna matematikte 'istatistikte log-normal dağılım' deniyor. Venkat Venkatasubramanian bunu bir örnekle anlatıyor:

'İnsanların bir işe olan katkılarını ele alalım: John bir saat çalışıyor ve saatte 100 dolar kazanıyor. Jane de saatte 100 dolar kazandığı aynı işte çalışıyor ancak iki katı daha fazla çalışarak daha fazla kazanıyor. Burada bir gelir eşitsizliği var mı? Evet. Peki, bu eşitsizlik adil mi? Elbette öyle. Jane daha fazla kazanıyor çünkü o daha fazla katkı sağladı. Ben bu düşünceyi tüm ekonomi için de kullanıyorum. Farklı yetenekleri ile farklı kapasitelere sahip insanlar var ve farklı şekillerde kazanç sağlıyorlar. Prensibin olmadığı bir piyasada kazançları adil olacak fakat eşit olmayacak. Adil eşitsizlik derken bahsettiğim bu.'

Peki, eşitsizlik her zaman kötü değil midir? Venkatasubramanian bu soruyu da cevaplıyor;

'Eşitsizlik aslında kötü değildir. Serbest piyasanın olduğu toplumlarda bazı eşitsizlikler kaçınılmazdır, hatta istenilir. Toplumda her bir insan farklı kapasite ve yeteneklere sahip olduğu için bir işe katkısı daha fazla ve daha az olabilir. Bu yüzden, sadece daha fazla katkı sağlayanların daha çok kazanması adildir. Peki, ne kadar çok? Başka bir deyişle, eşit olmaya gelirin ideal miktarı ne kadardır? Bu kritik soru, eşitsizlik tartışmasının temelinde yer alıyor. Bu tartışma eşitsizlikten ziyade adillik ile alakalı. Çünkü adaleti sağlamak tüm çalışanlara adil bir gelir sağlar. Benim düşüncem matematiksel terimlerle serbest piyasa ekonomisi için ahlaki bir savunma sağlıyor.'

Entropi neyin adil olduğunu anlamamıza nasıl yardımcı olur?

'Ortasında bir bölüntü olan bir kutu düşünün, ve sol yarısında bir sürü gaz molekülü var ve diğer tarafta hiçbir şey yok. Sol tarafta molekül bulmamızın ihtimali nedir? %100, çünkü her türlü molekül sadece orada olabilir. Sağ taraf tamamen boş. Eğer bu bölüntüyü bozarsam kutudaki moleküller birkaç saniyede her yere dağılacaktır; denge sağlanır ve entropi sağlanır. Şimdi aradığımız molekülü iki tarafta da bulabilme ihtimalimiz var. Entropiyi sağlayarak kutunun sağ ve sol kısmı arasındaki adaleti sağlıyorsun. Entropi sadece dağıtılan adalet ölçüsünden ibaret.'

Sosyal entropi, toplumsal kaynakları yararlı bir işe dönüştürürken ortaya çıkan kayıplardır.

Ekonomi teorisi entropi gibi düşünceler çevresinde mi geliştirilmelidir?

'Ekonomi fizikten birçok düşünceyi ödünç alır. Ana görüş ya da neoklasik, ekonomi bilimi büyük derecede klasik mekaniklerden ilham alır. Örnek olarak, ekonomi bilimi 'tedarik etmek' ve 'talep etmek' terimlerini kullanırlar ve bu güçler birbirlerini dengelediğinde denklik sağlanır. Ama ekonomi sistemi milyonlarca oyuncunun hizmet ve mal alıp sattığı dinamik bir sistemdir. Daha uygun bir benzerlik istatiksel mekanik olacaktır, klasik değil. Bu yüzden teorime 'istatiksel teleodinami' adını veriyorum. Moleküllerin dinamiğinin ısıl dalgalanma ile yönlendirilerek termodinamiğe götürülmesi ve mantıklı varlıkların, bizim gibi, dinamiğinin amaçları ile yönlendirilmesi gibi (Telos Yunancada 'amaç' demek.). Benim teorim entropi, istatiksel mekanik ve bilgi teorisini potansiyeli ile bir oyun teorisinden birleştiriyor. Ve bunların ekonomi biliminde ve politik felsefede adillik konseptini temsil ettiğini kanıtlıyor.'

En adil ülkeler hangileri?

'Norveç ve İsveç teorimde bahsettiğim şeye çok yakınlar. Eğer Norveç tanımladığım gibi serbest piyasaya sahip bir toplum olsaydı, o zaman nüfusun %90'ı %76,6 gelire sahip olurdu. Norveç buna çok yakın. 2011'den bir bilgi en düşük pozisyonun %90'ının %71 kazanca sahip olduğunu gösteriyor. 

Danimarka ve İsveç de çok geride değil. Şimdi bir de Amerika ile kıyaslayın: %90 en düşük pozisyonun alması gereken %70 ve sadece %53 alıyorlar. Tamamen yanlış.'

Daha eşit gelir dağılımını nasıl sağlarız?

'Birkaç şekilde. İlk olarak; kademeli vergilendirme. Şöyle ki, vergi oranını kendin seçiyorsun ve vergi & transferlerden sonra gelir dağılımı eskisinden daha ideale yakın oluyor. Şu anda hedefin nerede olduğunu bilmeden dartları fırlatıyoruz. Eğer Amerika'da marjinal vergi oranı %50 olsaydı, ülkenin işlevini durduran şey bu olmazdı. 1950 ve 60'lardaki verilere bakın. Marjinal vergi oranı %90'dı ve insanlar hala büyük şirketler kuruyordu.'

Aşırı derecede eşitsizlik ciddi bir problem mi?

'Amerika'da ya da herhangi bir yerde ekstrem eşitsizlik derin bir problemdir. İlk olarak, ahlaki bir sorun var. Özgürlük, eşitlik ve mutluluk amacıyla kurulan ve 'İnsanların hükümeti, insanlar için hükümet ve insanların kurduğu hükümet' düşüncesi ile korunan bir ülkede ekstrem eşitsizlik görülmesi sosyal adaleti sorgulatır. Harvard filozofu Tim Scanlon'a göre ekstrem eşitsizliğin tehlikeli olma sebepleri;

  • Ekonomik eşitsizlik zengin insanlara diğer insanlar üzerinde normal olmayan bir kontrol etme gücü verir.

  • Ekonomik eşitsizlik siyasi kurumların adaletini baltalayabilir.

  • Ekonomik eşitsizlik, ekonomik sistemin bizzat kendi adaletini baltalayabilir.'

Mühendis olan Venkatasubramanian'a eşitsizliğe olan ilgisinin nasıl başladığı sorulmuş:

'İş gereği tasarlıyorum, kontrol ediyorum, en uygun şekle getiriyorum ve risk yönetimi yapıyorum. Kimyasal bitkiler gibi geniş sistemleri tasarlamaya alışkınım. Sistemlerin nasıl çalışacağına, daha etkili olacaklarına ve işe yaramayacaklarına dair güçlü bir sezgim var. Açıkça görülüyor ki cansız varlıklar sistemi ve insan toplumunun arasında çok büyük farklar var. Ama ikisi de sistem ve ortaklıklar mevcut. Sistem mühendisi deneyimlerim karanlıkta bu problemleri yoklarken doğru soruları sormamı sağladı.'

Tasarlanmış sistemler ve insan toplumlarının arasındaki ortaklıklar neler?

'İlki amaç. Tasarlanan hiçbir şey amaçsız değildir. Bağımsızlık Bildirgesi'ndeki model harika. Toplumun amacının vatandaşları mutlu kılmanın olduğu konusunda anlaştık. Sonra bir de bir sistemi tasarlarken düşündüğümüz bir sürü şey var: Sağlamlık, sabitlik, etkililik ve tasarımın en iyi olması. Sağlamlık ve etkililik arasında değiş tokuş yapılarak tasarlanıyorlar ve aynı şey insan toplumlarında da görülüyor. Genellikle ahlak konusu yok ancak insanlarda bu ana mesele. Biz sezgisel olarak bir şeylerin iğrenç derecede adaletsiz olduğunu anlayabiliyoruz ve devrim oluyor. Bastille Günü meydana geldi çünkü insanlara 'Bırak pasta yesinler.' diyemezsin. Yaba ve meşaleler ile geri gelirler.'

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Kripto Sektörüyle İlgili İş İlanlarında Rekor Artış!
Metaverse'teki Suçlar Karşısında Nasıl Bir Yol İzleyeceğiz? Metaverse Kanunları Yazıldı mı?

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
YORUMLAR
16.01.2022

Elbette ki büyük bir problem. Birilerinin milyarlarca doları varken diğerlerinin açlıktan ölüyor olmasına ses çıkarılmamasının yegane nedeni çeşitli yollarla "sindirilmiş" olmamız. Klişe ama doğru: "Son nehir kirlendikten, son ağaç kesildikten ve son yaşam alanı da yok olduktan sonra, paranın yenmediğini anlayacaksınız..!"

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ