Kurbanlarının Boğazını Kafaları Kopana Kadar Isıran ve Kanlarını İçen 'Hannover Vampiri'

Çocukluk dönemlerinde yaşanılan ailevi problemler bir insanı ne kadar canileştirebilir? 

Fritz Haarmann için öldürmeye duyulan sevda önce sokak hayvanlarını katlederek başlamış daha sonra ise kurbanın boğazını, kafası kopuncaya kadar ısırıp çiğnemeye kadar gitmiş..

Kendi ölümü ise hak ettiği cinsten olmuş..

Çocukluğunda kız çocukları gibi giyinmeyi severdi.

Fritz Haarmann, nam-ı diğer Hannover Vampiri, 1879 yılında Almanya'nın Hannover kentinde bir işçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Sessiz ve içine kapanık bir çocuk olan Fritz, asosyal bir karaktere sahipti. Çocukluğunda kız çocuklarının oynadığı oyuncaklarla oynar ve kız çocukları gibi giyinmeyi severdi. Bu yönüyle bir ‘crossdress’ yani karşı cinsin elbiselerini giyme türündeki psikolojik durumu olduğu bilinir. 

Baba korkusuyla geçen bir çocukluk döneminden sonra, çok genç yaşta orduya yazıldı fakat bir süre sonra hem sağlık sorunları hem de cinsellik konusundaki ikilemleri yüzünden askeri okuldan atıldı.

Onun için en büyük zevk sokak hayvanlarını öldürmekti.

Daha sonra bir fabrikada iş bulan ve çalışmaya başlayan Fritz, 1898'de bir çocuğa cinsel tacizde bulunduğu için yakalandı, tutuklanmasının ardından psikolojik rahatsızlıkları olduğu gerekçesiyle bir akıl hastanesine yatırıldı. Fakat 6 ay sonra bir şekilde hastaneden kaçtı ve İsviçre’ye yerleşti. Bir müddet sokaklarda yaşamak zorunda kalan Fritz için o dönem en büyük zevk, sokak hayvanlarını öldürmek idi. Sokakta gördüğü tüm hayvanlara işkence ediyor, onları öldürüyor ve ya evlerin kapılarına atıyor ya da ağaca asıyordu.

Genç bir erkekle yatakta yakalanıyor..

Bir süre sonra İsviçre’de bir iş bulan Fritz, bu süreçte bir de kızla nişanlandı fakat bu ilişkisini de sağlıklı bir şekilde yürütemedi. Nişanlısı olmasına rağmen erkeklerle de cinsel ilişkiye girmeye devam eden Fritz, nişanlısı tarafından bir süre sonra terk edildi. İsviçre’de de taciz suçundan aranmaya başlayınca bir şekilde Hannover’a geri döndü. Ama onun için sorunlar Almanya’da da devam etti ve 1919'da kaldığı apartman dairesinde genç bir erkekle yatakta yakalanınca tutuklandı ve 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Kurbanlarının kafaları bedenlerinden ayrılana kadar ısırarak öldürüyordu.

Hapisten çıktıktan sonra Fritz, eski yaşadığı mahallesine döndü ve eşcinsel bir erkek olan Hans Grans ile tanışır. Ve olaylar bundan sonra başlar… 

Fritz, evine davet ettiği genç erkeklerin acıkmasını bekliyor, onlara yemek yapıp doyurduktan sonra çoğu zaman Grans'ın da yardımıyla gençlere saldırıp üzerlerine çıktıktan sonra kafaları bedenlerinden ayrılana kadar ısırarak öldürüyordu. Isırdığı gençlerin etlerini çiğneyip yiyen ve kanlarını içen Fritz, bunları yaptığı esnada kurbanın vücudu üzerinde olmasının vermiş olduğu cinsel bir tatmin duygusu yaşıyordu. Ayrıca kanibalist, yani yamyamlık eğilimi de vardı.

Fritz ve Grans, cinayet işledikten sonra kurbanların cesetlerini parçalayıp kıyafetleriyle birlikte karaborsa da et olarak satıyorlardı. Birinci Dünya Savaşının yaratmış olduğu ekonomik kıtlık sürecinde bu korkunç eylemleri gerçekleştiren Fritz, cesetlerin yenilemeyecek parçalarını ise su kanallarına atıyordu. Peki, yenilebilecek kısımları ne mi yapıyordu? Satıyordu, hem de normal et gibi..

10 ila 22 yaş arasında 27 çocuk ve genci katlediyor..

Yaklaşık 50 gencin ortadan kaybolmasıyla birlikte daha önce polise çalıştığı için şüpheler üzerinde toplanan Fritz, karaborsa da aslında insan eti olan bifteği bir kadına satmıştı. Kadın, bu etin insan eti olduğundan şüphelenmesi üzerine polise başvurmuş, dedektiflerin araştırmaları sonucunda cinayet evine yakın bir su kanalında et parçaları, kafatası ve çuval dolusu kemik bulunmuştur. Fritz'in evini inceleyen dedektifler kayıp gençlere ait kıyafetler ve kan izlerine rastladılar. Bunun üzerine tutuklanan Fritz, cinayetleri itiraf etti. 10 ila 22 yaş arasında değişen 27 çocuk ve genci katletmiştir. 27 cinayetten suçlu bulunan Fritz, 1918-1924 yılları arasında işlediği kanlı cinayetler için idama mahkum edildi.

Başı kılıçla kesilerek idam ediliyor..

Alman basını onun için 'Hannover Vampiri' adını kullandı. Halk arasında da 'Hannover Kasabı' olarak anılmıştır. Hazırlamış olduğu yazılı bir itirafname de işlediği cinayetlerden duyduğu cinsel zevki ve hazzı açıkça anlatmıştır. Kendi isteği üzerine halk arasında bir pazar alanında başı kılıçla kesilmek suretiyle idam edildi.

Ayrıca, idamının ardından beyninin çıkartılarak Goettingen Üniversitesine yollanması ilginç bir gelişmedir.

Popüler İçerikler

"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!