Kahramanmaraş merkezli iki deprem 11 ilimizi etkiledi binlerce insanımız hayatını kaybederken onbinlerce insanımız yaralandı. Türkiye'yi deprem dışında tehdit eden ikinci bir afet ise giderek yaklaşıyor. Kuraklık... Ardı ardına kuruyan göl haberlerini, su seviyesi azalan şehirlerin tedbirlerini duymaya başladık. Kuraklık denilince akla Mad Max filminde çizdiği distopik dünya aklımıza geliyordu. İzmir'den Prof. Dr. Derya Eşen, bizleri o filmin içine götüren bir uyarı yaptı. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eşen, 'Bu yıl son 63 yılın en kurak dönemini yaşandığını görüyoruz. Yüzme havuzlarının, süs havuzlarının yasaklanabileceğini ya da hanelere su kotasının koyulma zorunluluğu doğabileceğini düşünüyorum' dedi.
Antakya'da gölü kuruttunuz, Türkiye'deki istisnasız bütün nehirlerin yataklarını değiştirdiniz, tüm su altı kaynaklarını kullanıma açıp kirlettiniz, denetim vardı, önce azaltıp sonra toplu olarak kaldırdınız. 25 senedir sistematik olarak bütün belediyelerinizde "bahçe park yaptık" diye propoganda yapıp o parkın hangi gölden devşirildiğini sormadınız. Tüm çakıl kumlara turizm ayağına zehirli mermer tozu ektiniz. Bütün tuz göllerini yok ettiniz. Altın olup olmadığı belli olmayan kaz dağlarını bile düzlemeye kalktınız. Ben oy vermedim. Yıllardır da zaten kıt kanaat geçinip kenara üç beş bir şey atıyorum devleti hükümete çevirdikleri ve devletten bir şey beklemediğim için. Umarım kuraklık olur. Oy veren herkes de bunun ceremesini çeksin. Aç kalacaksınız diyorduk, öyle bir aya yaşardınız, susuz yaşayın şimdi it oğlu itler. Üç beş tane kalifiye olmayan adamı beslemek için ülkeyi sattınız, umurumda değil.
Cidden uzaylılar gelecekse çok doğru zaman. Görülebilecek her şeyi gördük neredeyse. Uzaylılarda gelse pek şaşıracağımızı sanmıyorum.
su savaşları görmediğimiz kalmıştı. onu da görelim bakalım.