İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Orhan Şen, 'Türkiye, Akdeniz ikliminden yarı kurak iklime geçiş yaptı. Yarı kurak iklimde bahar ayları kısalır, bir aylık periyoda düşer. Yazları kavuran sıcakların olduğu, kışların ılık ve kurak geçtiği dönemlere şahit olmaya devam edeceğiz. Kış dönemi de daha ılık ve kurak geçeceğinden İstanbul özelinde önümüzdeki bahar aylarında su sıkıntısı gündeme gelir. 2020 sonuna kadar kuraklık devam ederse, 2021’de tarımsal ürün ve su kaynakları konusunda deprem yaşama riskimiz var' diye konuştu.
Şen, 'Anadolu’da da kuraklık yaşanıyor. Hızlı nüfus artışı, sera gazı salınımı, betonlaşma, karbondioksit gazındaki artış atmosferin ısı dengesini olumsuz etkiledi. İstanbul’da 15 derece olması gereken ekim ortalaması 19 dereceye ulaştı. Gökdelenler, asfalt yollar ve yeşil bu tablonun diğer nedeni. Türkiye’nin 1985 - 2035 yılları arasında 2 derece sıcaklık artışı söz konusu. Atmosfere salınan sera gazı emisyonlarının yüzde 25’i ABD kaynaklı. ABD Başkanı Biden, küresel iklim krizine karşı Paris Antlaşması’nın uygulanmasından yana tavır alacağını deklare etti' dedi.