Kur'an kurslarında yaşanan skandalların arkası kesilmiyor. Geçtiğimiz dönemde basına yansıyan haberlerde ve Erzurum'da 14 öğrencinin Diyanet'e bağlı yatılı Kur'an kursunda işkenceye ve cinsel istismara maruz kaldığı aktarılmıştı.
Kursun müdürü ve hizmetli olarak çalışan kişi bugün yargılandı.
Halk TV'den Eda Narin'in haberine göre, Erzurum'un Palandöken ilçesinde bulunan Diyanet'e bağlı bir erkek yatılı Kur’an kursunda 7 çocuğun tecavüz ve cinsel istismara maruz bırakılmasına ilişkin görülen davada Kur'an kursunun yöneticisi ve hizmetlisi tutuklandı. Müştekilerin beyanda bulunduğu ve ilk savunmalarını verdikleri davada karar çıkması sonrası sanık aileleri, davacı ailelere saldırdı.
Davanın avukatlarından Ahmet Kılınç, dava sonrası saldırıya uğradıklarını, ölüm tehdidi aldıklarını söyledi. Güvenliklerini sağlayabilmek için arka kapıdan çıkmak zorunda kaldıklarını söyleyen Kılınç, şu an güvenli bir alana geçtiklerini aktardı.
Dava sonrası konuşan davacı ailelerden biri ise karardan dolayı mutlu olduklarını söyledi. Sanıkların mahkemede hiçbir suçlamayı kabul etmediklerini aktaran davacı, 'Karardan sonra karşı taraf bize saldırdı. Polisler engel oldu. Bize beddualar ettiler. Öyle bir durum oldu ki sanki biz haksız yere dava açmışız' dedi. Bütün oklarının kendilerinin üstünde olduğunu söyleyen davacı, 'Hayati tehlikemiz var. Bana 'Seni öldüreceğim' dediler. Bu saatten sonra ne malum bana pusu kurmayacakları' ifadelerini kullandı.
Kurs müdürü ve hizmetli hakkında hazırlanan iddianamede, çocukların tek tek alınan ifadelerinde, şiddete maruz kaldıklarını ve hizmetli Uğur Güngör'ün kendilerini 'haydar' ismini verdiği sopa ile dövdüğünü belirtti. Çocuk mağdurlardan U.B., 1,5 yıldan beri Hacı Bahattin Evgi Yatılı Kur'an Kursu'nda öğrenci olduğunu, kendisine ve arkadaşlarına kötü davranıldığını, arada da dövüldüklerini belirtti.
Kurs müdürü Nuhi Karababa ve hizmetli Uğur Güngör'den şikayetçi olduğunu belirten söyleyen U.B. 'Yurt müdürü Nuhi Karababa ders veremeyince tekme tokat beni ve arkadaşlarımı dövdü sonra 'haydar' isimli sopayla sırtıma vurdu. 'Neden vuruyorsunuz' dediğimde, 'Kes sesini, sus ulan sana mı soracağım' dedi. Bu dayak sonucu canım çok yandı. Bu olayı aileme anlattığında hoca bir daha yapmayacağına dair söz verdi ancak her seferinde bizi dövmeye devam etti. Nuhi Karababa beni yaklaşık 20 kez dövdü. Uzun tırnakları ile kulağımı defalarca çekti. Kulak ve kolumda morarmalar oldu. Ayağındaki terlikle de vurdu. Bir gün bağdaş kurup oturduğum sırada 'La mal düz otursana, konuşmasana' dedi ve kulaklarımı çekip, kafamı iterken sıraya çarptım. Ağladığım için kafamı masaya vurdu. Nefessiz kaldım. Sırtım ve kulaklarım bu dayaktan sora çok feci şekilde morardı' dedi...
Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına, 14 mağdur çocuğun aileleri ile 2 sanık katıldı. Çocukların üstün yararı gözetilerek ilk celsede ifadeleri alınmadı. Sanıklar Nuhi Karababa ve Uğur Güngör, çocuklara şiddet uygulamadıklarını öne sürerek, suçlamaları kabul etmedi. Tutuksuz Karababa ile Güngör'ün, iddia makamının talebi üzerine yargılanmalarına tutuklu olarak devam edilmesine karar verildi. Duruşma, 27 Ekim'e ertelendi.
Bu konuda mağdur sadece çocuklardır aileleri suça ortaktır.
çocuklarını hala buralara gönderen kitle için gram üzülmüyorum.
Orospu çocuklarına bak sen! hem suçlu hem güçlü. bunların gücü anca çoluk çocuğa yeter yüreklerinin yetmediği yerde de arkalarında ki mafya bozuntularına sığınırlar.(para çok piçlerde) mağdur taraf ya sağlam birilerini ardına alsın yada silahlansın. zamanında 2 sene bir yurtta kaldım istismar olmasa da saçma sebeplerden dolayı şiddet vardı. Allah biliyor maddi,manevi toparladığım gün birkaçının hesabı ağır olacak ve neyin vurduğunu dahi bilemeyecekler.