İslam Dünyası'nda çok tartışmalara sebep olmuşsa da, Saddam Hüseyin kendi kanından bir Kur'an yazılması için bir komisyonu vazifelendirmiştir. Ama Kur'an hakkında pek bilinmeyen daha nice büyüleyici bilgiler var. Dünya nüfusunun 1.5 milyardan fazlasını Müslümanlar oluşturduğu için, Kur'an hakkında bu kadar spekülasyon dolaşmasını da yadırgayamayız.
2008 yılında, Hindistanlı Sayeed Najmul Hasan Chishti Dünyanın en büyük Kur'an-ı Kerim'ini yazmasıyla rekora imza attı. 2009'da bu rekora günde 12 saat yazarak 3.000 metre uzunluğundaki Kur'an'ı yazmayı çalışan bir genç göz dikti. Bitirse bile pek dikkat çekmezdi çünkü dünya rekoru 2011 yılında Rusya'da yazılan Kur'an'a aitti. Yaklaşık 800 kg gelen bu devasa kitap, altın,gümüş ve değerleri taşlarla süslendi.
Bu kadar emekten sonra, bir kaç ay sonra Afganistan'dan gelen daha büyük Kur'an haberleri Rusya'daki kişiyi üzmüş olmalı. Yani, insanlar dünyanın en büyük Kur'an-ı Kerim'ini yazabilmek için büyük yarıştalar ve çok büyük emek sarfediliyor.
Kur'an'ın Allah'ın sözleri olduğu düşünüldüğü için, basılırken bir paragraf bile atlamanın günah olduğu düşünülüyor. Bu sebeple, kelimeleri veya cümleleri aktarırken olduğu gibi bırakmak en doğrusu. Kabul edilemez bir hata olarak, 1999'da Kuveyt'te devletin bastığı 120.000 hatalı basılmış Kur'an göze çarpıyor.
İslami Konular ve Adalet Bakanı hedef gösterilen kişi oldu. Müslümanların inancını değiştirmekle suçlandı ve sonuç olarak tüm Kuveyt parlementosu dağıldı. Muhalefet üyeleri, parlementonun dağılması ve yeni seçime gitmek için basımların bilerek hatalı yapıldığını iddia etti.
Dünya genelinde 17 milyon insan çocukların Kur'an'ı ezbere okuma yarışmasına katıldıkları ve yaklaşık 70.000 dolar ödüllü Dubai Ulusal Kur'an Ödülleri'ni izledi. Büyük ödülün yanı sıra, en güzel ses dalında da ödül verildi. Birçok yarışmacının ailesinin teşvikiyle katıldığı biliniyor. Bu yılın en güzel sesine sahip olan yarışmacının açıklamaları şöyle: ' Beni çok iyi çalıştıran babam çok mutlu ve ben de onu hayal kırıklığına uğratmadığım için mutlu ve gururluyum. '
Aile olayını bir tarafa bırakırsak, kutsal bir kitabı ezberlemek önemli bir olay. Kur'an'ı tamamen ezberleyen kişilere 'hafız' deniliyor ve diğer müslümanlar arasında saygı görüyorlar.
Dünya tarihinde, kötü fikir olarak en çok kullanılan yöntem kitapların yasaklanmasıdır. Kur'an'ın da içinde bulunduğu bütün kutsal kitaplar, Soyvetler Birliği'nde 1926'dan 1957'ye kadar yasaklanmıştı. Geçtiğimiz yıllarda, kötü şöhretli Hollandalı politikacı Geert Wilders yasa tasarılarıyla Kur'an'ı Hollanda'da yasaklamaya girişti ama yakınından bile geçemedi. Eski bir müslüman olan İmran Firasat ise, İspanya'da Kur'an'ın yasaklanması için bir imza kampanyası yaparak dilekçe verdi ama o da aynı başarısızlıkla karşılaştı.
Kur'an'ın en popüler İngilizce tefsirlerinden olan 'The Meaning of the Holy Quran' 11 Eylül olaylarından sonra Amerika-İslami ilişkiler üzerine bir kurul, bu kitabın kopyalarını okullara bağışladı. Kitapta Yahudilerden maymun ve domuz olarak bahsedilmesi kitabın Los Angeles okullar bölgesi tarafından yasaklanmasına yetti.
Sonuç olarak, kitapları yasaklamak çoğu insanın atmaya korkacağı aşırı bir hareket. Ayrıca Ateistler de diğer inanan insanlar gibi kutsal kitap okumayı teşvik edebilir. İnançlı ve inançsız insanlar, kendi aralarında kutsal kitapları okumanın gerekli olduğu konusunda ortak bir paydada buluşuyorlar.
2009 yılında, Rusya'nın Dağıstan Bölgesi'nde müslüman insanlar, 9 aylık bir bebeği görmek için akın etti. İddialar, bebek Ali Yakubov'un cildinin üzerinde birden Kur'an'dan parçalar belirdiğine yönelikti. Binlerce insan, bu mucizeye tanıklık etmek için bebeğin evine akın etti. Şüpheci kesim ise, bu olayın daha geniş çıkarımlara sebep olabilecek çocuk istismarına dikkat çekti.
Ali'nin babası, aşırı İslamiyetçilerin olduğu bir bölgede polis memuru olarak çalışıyor. Bölgedeki terörist gruplar için, polis ve diğer güvenlik güçleri bir numaralı hedef konumundalar. Belediye başkanı'na göre, deri üstünde beliren yazılar Allah'ın bir imzasıydı ve dinin bir köşeye atılmaması gerektiğini düşünüyordu. Bebeğin annesi ise; ' Allah büyüktür ve insanları korumak için de bana mucize çocuğumu gönderdi ' sözleriyle düşüncelerini belirtiyordu. Ama maalesef, dört yıldır Dağıstan'daki islami ayaklanmalar devam ediyor.
Hristiyan değilseniz ve ABD siyasetinde bunu gerçekleştirmek istiyorsanız, zorlu bir yolculuğa hazır olun. Bir Amerikan başkanının sabah dualarını Hz.İsa'ya adayarak yapması çok sene gerektirse de, diğer dinlerin insanları bunu gayet yapıyor. Kasım 2006'da, Demokrat Keith Ellison normalde İncil üstüne edilen törensel bir yemin içeren kongreye giren ilk Müslüman oldu. Kartal gözlü okuyucularımız son cümledeki zıtlığı hemen farkedeceklerdir.
Kutsal kitabın üzerine edilen yeminin resmi törende yer almayıp, sadece fotoğraflarının çekildiği bir olay olmasına karşın, Keith Ellison, gelenekselci kesimi eleştirmek için Kur'an'ın üzerine yemin etti. Avustralya'da da milletvekili Ed Husic ülke tarihinde ilk kez Kur'an üzerine yemin eden kişi olduğu için sosyal medyadan büyük tepki topladı. Bunların haricinde büyük bir destek de aldı ve politik duruşunu bozmayarak, ' Önemli olan Avustralya'nın hep birlikte kardeşçe yaşamasıdır ' minvalinde bir demeçte bulundu.
Müslümanlar, kutsal kitapları Kur'an'a diğer bütün kitaplardan ve genellikle diğer bütün şeylerden daha çok önem verirler. Çoğu insan, Kur'an'ın diğer kitaplardan üstünlüğünü belirtmek için evdeki kitaplığın en yüksek rafında bulunması gerektiğini bilir fakat Kur'an'ı düzgün tutmak ve muhafaza etmek için bilmeniz gereken sadece bunlar değil. Kitabı okumayı bitirdiğinizde açık bırakmamalı, sayfaları çevirmek için parmaklarınızı ıslatmamalı ve kucağınıza koyup okumamalısınız.
Kur'an'ı muhafaza etmek için konulan birçok kural, İslamiyetin temizliğe verdiği önemden gelmektedir. Birçoğumuzun bildiği gibi, Kur'an ve içinde Kur'an'dan bölümler içeren hiçbir kitap abdest almadan okunmamalıdır. Kadınlar için de, temiz bir zaman olmadığı için, adet dönemlerinde Kur'an okumanın doğru olmadığı belirtilir.
Bütün bu kuralları hatırlarken yorulursanız, unutmayın ki Kur'an okurken esnemek de hoş karşılanmaz.
Dünyanın en pahalı Kur'an-ı Kerim'i 2007 yılında 2.3 Milyon dolara satıldı. Satılan en pahalı kutsal kitap olmasa da ( iki bölümlü Gutenberg İncili'nin ilk parçası 2008 yılında 5.5 milyon dolara satılmıştı ), bu miktar da azımsanacak bir miktar değil. Bu Kur'an'ın 1203 yılına ait olduğu düşünülüyor. Bu da onu bilinen en eski Kur'an nüshası yapıyor.
Her şeyde olduğu gibi, din konusunda da büyük paralar büyük suçları cezbediyor. 2000 yılında, Türkiye'den üç kişi, Topkapı Sarayı'ndan çalınan ve İngiltere kara borsasında yaklaşık 50.000 dolar değer biçilen 12. yüzyıla ait bir Kur'an'ı satmaya çalışırken gözaltına alındı.
Kötü şöhretli papaz Terry Jones'un adı, 2010 yılında başlatmayı planladığı 'Uluslararası Kur'an Yakma Günü'nden sonra duyuldu. Hala böyle bir fikri var, 11 Eylül'de 2998 adet Kur'an yakma planları, bir römork dolusu Kur'an ve ızgarayla yakma alanına gazyağı naklederken polis tarafından gözaltına alındı. Yetkililerin Kur'an yakma konusu hakkında endişeli olması anlaşılabilir bir şey. Hele bir de Amerikan askerlerinin Afganistan'da birçok Kur'an'ı ateşe attığını düşünüldüğünde, isyan günlerinin fitilini çekmişti.
Geçen sene Bangladeş'te 160 kişi, yüzlerce yıllık Budist tapınaklarına ve evlerine zarar verdikleri iddiasıyla göz altına alınmıştı. Bu isyanlara sebep olan Kur'an yakma eylemleri değil, Budist bir adamın Facebook'ta Kur'an yakma fotoğrafında etiketlenmesiydi. Facebook'un en talihsiz fotoğraf etiketlemelerinden birine sahip olan bu adam, polis nezaretinde tutuldu ve yaklaşık 25.000 müslümanın oluşturduğu sinirli kalabalıktan zarar görmeden kurtuldu. Evler, dükkanlar ve Budist yapılar hedef alınıyordu. İsyanlar sonrasında, yerel bir gazeteci tahrip edilmiş köyleri, üstünden büyük bir kasırga geçmiş gibi görünüyor diyerek tanımlıyordu.
Pakistan, Kur'an'a zarar vermeye yönelik kanunları olan birçok müslüman ülkeden yalnızca biri. %97'lik müslüman çoğunluğuyla, Pakistan'da diğer dini azınlıklar bu kanuna biraz ters düşüyor. Geçtiğimiz zamanlarda en üzücü örneklerinden biri, Hristiyan bir ailenin 14 yaşındaki engelli çocukları Rimsha Masih'in hikayesi. Ağustos 2012'de, tutuşmuş sayfalarla bulunduktan sonra, Kur'an'a zarar vermekle suçlandı. Bu endişe verici olaydan sonra, kız gözaltına alınırken, 600 Hristiyan aile de evlerini terk etmeye zorlandı.
Yerel bir din adamı olan Khalid Jadoon ise delil yerleştirmekle suçlandı. Khalid Jadoon, Hristiyanların diri diri gömülmesi gerektiğini de söylemişti. Bu yüzden İslamabad Yüksek Mahkemesi'nde yargılandı ama değişen tanık ifadeleri sebebiyle dava düştü.