Amr b. Şuayb’ın (r.a.), babası aracılığıyla dedesinden anlattığına göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) bir grubun tartıştıklarını duymuş ve onlara şöyle buyurmuştur:
“Sizden öncekiler işte böyle helâk oldular. Allah’ın Kitabı’nın bir kısmını diğeriyle mukayese ediyor (çelişki arıyor)lardı. Oysa Allah’ın Kitabı, bir kısmı diğerini doğrulamak üzere indi. Kur’an’ın bazı âyetlerini ileri sürerek diğerlerini yalanlamayın. Onun (mahiyetini) bildiğiniz âyetleri üzerinde konuşun; bilmediklerinizi ise onu bilene bırakın.” (İbn Hanbel, II, 185)
Cündeb b. Abdullah’ın (r.a.) anlattığına göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kur’an’ı, kalpleriniz kaynaştığı müddetçe okuyup müzakere edin. Ayrılığa düştüğünüzde ise onun başından kalkın.” (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 37; Müslim, İlim, 3)
İbn Abbâs’ın (r.a.) anlattığına göre, Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kim Kur’an hakkında bilgisizce konuşursa, cehennemdeki yerine hazırlansın.” (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 11)
İbn Abbâs (r.a.) anlatıyor:
“Allah Resûlü beni kucakladı ve şöyle buyurdu: ‘Allah’ım, ona hikmeti ve Kur’an’ın tevilini öğret.’” (İbn Mâce, Sünnet, 11)