Kupa, Maça, Karo, Sinek! İskambil Kağıtlarının Şaşırtıcı Hikayesini Öğrenince Çok Şaşıracaksınız!

İskambil kartlarını hepimiz biliyoruz ama ne kadar biliyoruz. Hiç düşündünüz mü bu kartlar nedir, nasıl ortaya çıktı? Kupa neden en değerli de Sinek kartı çok da önemli değil. Hepsi bu içerikte :)

İskambil kartlarını bilmeyen yok. Genelde oyun, fal ya da illüzyon gibi sosyal aktiviteler için kullanıyoruz bu kartları. Ama tarihine baktığımız zaman durum hiç de basit değil.

Ortaya çıkışından bu yana hala gizemini korumuş; popüler sanatın ve geleneğin muhteşem bir yansıması olmuş bu kağıtlar.

Kesin olmamakla birlikte iskambil kağıtlarının 10. yüzyılda Çin'de ortaya çıktığı düşünülüyor. Tabii ki kağıt gibi dayanıksız bir materyalden yapıldığı için o günden bugüne kalmış herhangi bir kanıt yok.

13. yüzyılda Marco Polo tarafından Avrupa’ya getirildiği tahmin ediliyor. Hindistan veya Arabistan’dan geldiğini ileri sürenler de var ama bugünkü şekilleriyle kullanılmalarının 14. yüzyıl Fransa’sına dayandığı kesin gibi.

O tarihlerde, Fransa’da dört sınıf vardı ve iskambil kağıtlarındaki kupa, maça, karo ve sinek bu dört sınıfı temsil ediyordu.

Kupa bir kalkanı andıran şekli ile asil sınıfı ve kiliseyi,

Her ne kadar bir kalkanı andırdığı için asil sınıfı temsil ettiği ileri sürülse de ‘kupa’ klasik bir kalp şeklidir. Bu nedenle Fransızlar ona ‘coeur’, İngilizler ise ‘heart’ adını vermişlerdir.

Maça bir mızrağın ucunu çağrıştıran şekli ile orduyu,

Fransızlar ‘maça’ şeklini mızrağa benzeterek ‘pique’ adını vermişlerdir. İngilizce’de ise aynı anlamdaki ’spades’ kelimesi kullanılmaktadır.

Karo ticari deniz işletmelerinin eşkenar dörtken kiremitlerinden esinlenerek orta sınıfı,

‘Karo’ için Fransızca’da kare anlamındaki ‘carreau’ kullanılırken İngilizler elmas anlamındaki ‘diamond’u tercih etmişlerdir.

Ve son olarak Sinek ise yonca yaprağına benzeyen şekli ile köylüyü temsil ediyordu.

Bizim ’sinek’ dediğimiz şekil ise çok açık üç yapraklı bir yoncadır. Fransızlar bu anlamdaki ‘trefle’ kelimesini kullanırlarken, İngilizler ‘club’ (kulüp) ismini kullanmışlardır.

Bugün briç, poker veya benzeri oyunlarda, kupanın en değerli, sineğin ise en değersiz kart olmasının nedeni işte bu sınıflamadır.

Teoman'ın 'kupa kızı sinek valesi' şarkısını şimdi daha iyi anlıyoruz sanırım :)

Bir iskambil falında

Çıkmıştık birbirimize

O güzel kupa kızıydı

Sinek valesiydim ben ise...

“İskambil” kelimesi de dilimize yine, Fransızca’dan, Fransızca’da bu kartları ifade eden “briscambille” sözcüğünden geçmiştir. Birli, papaz, kız ve oğlan için kullanılan as, rua, dam ve vale isimleri de yine Fransızca'dan.

Gelelim papaz, kız ve valeye... Aslında bizde papaz adı verilen kartın adı İngilizce’de kral (king), kızın ise kraliçedir (queen). Vale veya oğlan için ilk zamanlarda düzenbaz anlamına gelen ‘knave’ kelimesi kullanılırken, günümüzde ‘jack’ ismi kullanılmaktadır.

Yani yabancı kartlarda Kral ve Kraliçe evli iken, bizde biraz yaşlı görülerek Kral'a 'papaz' adı verilmiş, Kraliçe'ye de ‘kız’ denilerek oğlana layık görülmüştür.

Erken dönem destelerinde, ‘Kız’ kartı yoktu. Hala İtalya, İspanya ve Almanya’da 'Kız' olmayan 3 erkek karakterli iskambil desteleri bulunur. Fransız iskambil destelerinde ise ülkemizde olduğu gibi 'Kız' kartı olmayan destelere rastlanmaz.

Bir diğer inanış ise papazların tarihi kişileri simgelediği yönünde. Kupa Papaz; Kral Şarlman, Maça Papaz; Kral Davud (Hz. Davud), Karo Papaz; Julius Sezar, Sinek Papaz ise Büyük İskender'i temsil ediyor.

Popüler teorilerden birinde ise dünyanın doğal düzeni ile ilişkilendirme yapılmıştır. Destede, 4 farklı grup olması 4 mevsimi, 52 kart olması yılın haftalarını ve her grubun 13 karttan oluşması ayın döngüsünü sembolize ettiği iddia edilir.

Hiç mantıksız değil...

İskambil kartları dönemine göre üretildikleri kültürün izlerini, toplumsal motiflerini yansıtan öğeler taşıdığını söylemiştik. Bakınız 1928 yapımı Avusturya Barok Dönem kartları.

Yüzyıllar boyunca çok farklı şekil ve boyutlarda üretilen İskambil kağıtları, üretildikleri kültürün izlerini; etnik ve ulusal motiflerini yansıtan ögeler taşıdığını söylemiştik.

Bu da 1817 Rusya destesi... Kartlar üzerindeki kraliyet figürlerinin saç stilleri, giyim tarzları dönemin tarihlendirilmesine yardımcı oluyor.

Hatta iskambil destesi o kadar yaygın ve popüler bir hale geliyor ki dönemin yöneticileri kendi destelerini hazırlatıp halk üzerinde algı kurmaya çalışıyor.

Bakın bu da dünyanın en çok bilinen destelerinden Fransız Raymond Peynet'e ait olan "Aşıklar Destesi"

İşte iskambil kartlarına en çok yakışan bir deste daha. Game of Thrones...

Taht Sezonu Açılırken 'Game Of Thrones' Hayranlarına Harika Bir Sürpriz Daha!

Şimdi diyeceksiniz ki keşke bizim de bize ait iskambil destemiz olsa. Aslında var ama çok az biliniyor. Gördüğünüz gibi Türk karikatürist ve ressam Bahadır Baruter Osmanlı serisini yapmış.

Kim bilir belki bir gün bizim de Türk kültürünü yansıtan Karagöz ve Hacivat'ın olduğu ya da Yeşilçam yıldızlarının yer aldığı iskambil destelerimiz olur. Ne dersiniz güzel olmaz mı?

Popüler İçerikler

Galatasaray Taraftarından Heyecanın Bir An Bile Eksik Olmadığı Trabzonspor Maçına Tepkiler
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Melih Gökçek, Ankapark’taki Transformers'ları İhtiyaç Sahibi Ailelerin Hakkı Olan Sosyal Yardımlarla Almış!
YORUMLAR
04.07.2018

Bize ait iskambil destesi niye öyle ya,çok kötü.Kelebek insan deneyi ürünü gibi olmuşlar,aşırı derecede rahatsız edici.Bunun dışında çok güzel bir içerik hazırlamışsın editör,baya detaylı olmuş.Bunun gibi içerikler hazırlamaya devam et :)

Editörün bukadar detaylı anlatacağını düşünmemiştim :) Belgesel konusunda hala hemfikirim.

19.09.2019

Bahadır Baruter'în kart tasarımını çok başarılı buldum. Özellikle kanatlar ve kelebek esprisi çok yerinde olmuş. Bizim masallarımızda kuş olmak, kelebek olmak çok işlenen metaforlardandır. Klasik kalıpların dışında ve cüretkar bir yaklaşım olmuş. Beğenmeyenlerin beğenmeme nedenleri tam da budur: zihinlerindeki kalıbın kırılmasından memnun olmamışlar. Ben çok beğendim.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ