Beşiktaş Kulübü İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, Ziraat Türkiye Kupası'nda finale kadar gidip kupayı almak istediklerini söyledi.
Beşiktaş Kulübü İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, Ziraat Türkiye Kupası'nda finale kadar gidip kupayı almak istediklerini söyledi.
Türkiye Futbol Federasyonunun Riva'daki idari merkezinde bulunan Orhan Saka Salonu'nda gerçekleştirilen kura çekimi sonucunda Torku Konyaspor ile eşleşen Beşiktaş'ın yönetim kurulu üyesi Çebi, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, çeyrek finale kalan takımların zor koşullardan geçerek bu hakkı yakaladığını belirterek, 'Hepsi bizim için önemli rakiplerdi. Büyük veya küçük rakip diye kura çekmedik. Bir eşleşme gerekiyordu böyle çektik' dedi.
Yarı finalde Fenerbahçe ile eşleşme olasılıklarına değinen Ahmet Nur Çebi, 'Umarım güzel derbi olur. Kupayı kaldıracağımıza inanıyoruz. Kupa bizim olacak. Fenerbahçe maçını da aşarak finali bir takımla oynamayı arzu ediyoruz. Bunun da böyle olacağına inanıyoruz. İnandığımız takdirde o takımı seçmişsin, bu takımı seçmişsin; o renkte takım çıkmış, bu çıkmış önemli değil. İsteyeceksiniz ve alacaksınız' ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın Ziraat Türkiye Kupası'nın önemli olmadığı yönündeki açıklamalarıyla ilgili soruyu yanıtlayan Çebi, şöyle konuştu:
'Ekonomik olarak baktığımızda Aziz Bey'e katılıyorum. Ekonomik anlamda kulüplere pek katkısı yok. Ancak bu kulüplerin görevi, sadece ekonomiyi yürütmek değildir, Türk futboluna hizmet etmektir. Türk spor kamuoyunun ilgi ve alakasını futbola odaklamaktır. Manevi tarafından baktığınızda ben bu turnuvanın Anadolu'ya yayılan buram buram futbolun daha da ilgi çekebilmesi anlamında katkı vereceğini düşünüyorum. Aynı zamanda kamusal görevi de var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'yi seyretmeleri, onların takımlarıyla rekabet etmemizin muhakkak futbola ilgi ve alaka anlamında çok katkısı var. Bu tarafı bizim açımızdan ağır basıyor. Evet ekonomi zayıf, zararı da var ama maneviyatı açısında görevlerimizin içinde olduğunu düşünüyorum. Katkı vermek zorundayız, bunu da isteyerek ve zevkle yapıyoruz.'
AA