Kültürümüzde Hala Rastlanan 6 İlginç Şamanizm Kalıntısı

'sen ipek yolu'nun

nazlı emaneti

ışıklı yüzünü ve gülüşünü

nöbetçiler korur

ben baharat yolundaki

şaman dedenin

aytutkunu torunu

beni bitkiler ve efsaneler korur '

Diyor Vedat Özdemiroğlu. Şamanizm'e dair en güzel kaynaklardan biri Abdulkadir İnan'ın Tarihte ve Bugün Şamanizm kitabıdır. Bu çalışmada, Türkiye'de ve Türk dünyasının kalanında rastlayabileceğiniz 7 şamanizm kalıntısını okuyacaksınız.

Ay Dede

Eskiden, şamanist Türkler, ayın 'koruyucu/sahip ruhu'na, 'Ay Ata' ya da Ay Dede derlerdi.

Onların Orta Asya'dan Anadolu'ya göçen kısmı, hala çocuklarına ayı gösterip 'ay dede' derler, binlerce yıl önce şamanların yaptığı gibi.

Akdeniz Karadeniz

Şamanist dönemde, Türkler için her yönün bir renk simgesi vardı. Kuzeyin simgesi kara, Batı'nın simgesi ak renkti. Bu yüzden kuzeyimizdeki denizin adı Karadeniz, batımızdaki denizin adı 'Akdeniz'dir. 

Not: Akdeniz'in Yunanistan ile Anadolu arasındaki uzantısına 'Ege' demek çok yakın bir dönemde ortaya çıkmıştır. Atatürk'ün 'ordular ilk hedefiniz Akdenizdir' dediği deniz, Ege'dir.

Üç Harfliler

Eski Türkçe’de kurda, “börü” denirdi. Ancak eski “şaman” geleneklerde, animist anlayış mevcut olduğu için her nesnenin bir ruhu, bir ıssı vs. vardır. Ad anıldığında, o ruhu ya da gücünü çağırmış olursunuz (invoke). O yüzden Türkler, bu kutsal ve korkulan hayvanın adını anmaktan imtina etmişler, onun yerine “kurt” demeyi tercih etmişlerdir ki kurt, elma kurdu gibi, zararsız, solucan nevi bir hayvandır, bu hayvanın ruhunun zararsız olduğu düşünülmüştür. (Hatta kurt da fazla yaygınlaşınca, adı anılmamaya başlamış, “canavar” (Farsça “canaver” yani “canlı”) kullanılmıştır.)

Yine, Anadolu’nun çoğu yerinde “cin” yerine “üç harfli”, “iyi saatte olsunlar” gibi, doğrudan adını anmaktan kaçınıcı tabirler kullanılır, sebebi budur. “Dağda gezen“, İç Anadolu’da “domuz” sözcüğü yerine kullanıldığına sık sık şahit olduğum söz öbeği.

Bu sözcük tabusu örneklerini çoğaltmak mümkün, örneğin İbrani gelenekte, seslilerin nasıl okunacağına dair imler olmaksızın yazılan “yhwh” adı, yahve ya da yehova olarak söylenir ama gerçekte ne olduğu bilinmez. Zaten tanrının adının anılması çoğu zaman yasaktır, tabudur. İbraniler bunun yerine “haşem” derler, “isim”.

Ay Tutulması

Ay kararması, ay çekilmesi, ayın görünmez olması değil, 'ay tutulması', neden hiç düşündünüz mü?

Eski Türkler için, diğer başlıklarda da değindiğimiz gibi, her 'şey'in bir ruhu vardı. Ayın da bir ruhu vardı ve ay tutulduğunda, bu ruhun, kötü ruhlar tarafından tutsak edildiğine inanılırdı. Tutsak sözcüğünün kökü olan 'tut-' fiili, bu yüzden ayın kararması anlamında kullanılmıştır.

Ay Şahit Aşkıma...

Şu filmlerde, şarkılarda falan sık sık geçen 'ay şahit', 'güneş şahit' sözleri.

Eskiden beri şaman inancını taşıyanlar 'kün ana' (güneş anne) ve 'ay ata'yı (ay dede) şahit göstererek yemin ederlerdi.

Satılmış İsmi

İnsanların 'Satılmış' diye isim koyması çok komik geliyor bize değil mi?

Bu ismin de kökeninde şamanizm var. Çocuk ölümler, günümüzden bir kaç yüzyıl önce çok yaygındı ve Türkler için çocukların ölümü, kötü ruhların musallat olması yüzündendi. Bu yüzden, kendisine düşman bir kötü ruhun var olduğuna inanan aile, bu ruhun çocuklarına musallat olmasını engellemek için, 'biz bunu başkasına köle olarak sattık' anlamında 'satılmış' ismi verirdi.

Daha fazla okuma yapmak için: http://turkcesivarken.com/eski-turk-dini-uzerine/

Popüler İçerikler

İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!