Metruk bir haldeyken Nilüfer Belediyesi tarafından restore edilerek kültürevine dönüştürülen, ancak Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün açtığı dava sonucu belediyenin elinden alınan Aziz Georgios Rum Ortadoks Kilisesi, bakımsızlıktan yıkıldı.
Metruk bir haldeyken Nilüfer Belediyesi tarafından restore edilerek kültürevine dönüştürülen, ancak Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün açtığı dava sonucu belediyenin elinden alınan Aziz Georgios Rum Ortadoks Kilisesi, bakımsızlıktan yıkıldı.
Kilise'nin restore edildikten sonraki hali
Geçmişte hem kilise hem de cami olarak kullanıldığı için ‘Bursa’nın Ayasofyası’ olarak anılan Aziz Georgios Rum Ortadoks Kilisesi önceki gece yıkıldı.
1896 yılında yapıldığı tahmin edilen kilise, mübadeleden sonra camiye dönüştürülmüş ancak Yeni Özlüce Camisi yapıldıktan sonra kullanılmadığı için metruk hale gelmişti.
Tarihi yapıya 2006 yılında sahip çıkan Nilüfer Belediyesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nca onaylanan proje kapsamında binayı restore ederek 2009 yılında Özlüce Kültürevi olarak hizmete açmıştı.
Ancak 2013 yılında, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün açtığı dava sonucu Özlüce Kültürevi Nilüfer Belediyesi’nden alınarak, İnesiye Köyü Cami Vakfı’na tescil ettirildi.
Vakfa geçtikten sonra kapısına kilit vurulan tarihi binaya yıllarca hiçbir bakım yapılmayınca, yapıda çatlaklar oluşmaya başladı.
Durumu Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne bildirerek yıkılma tehlikesine dikkat çeken Nilüfer Belediyesi, 2016 yılında tekrar girişimde bulundu ve binanın tadilatını yapmak üzere tekrar belediyeye tahsis edilmesini talep etti. Ancak yapının ibadethane dışında bir amaçla kullanılamayacağı ve buranın cami yapılacağı ifade edildi.
Nilüfer Belediyesi, 2019 yılında yıkım uyarısında bulunarak tekrar yapının belediyeye kiralanmasını talep etti. Ancak ret cevabı aldı.
Yıkılan tarihi yapıda incelemelerde bulunan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, tarihi yapının göz göre göre kaderine terk edildiğini belirtti.
Erdem şunları söyledi: “Biz burayı Milli Sarayların uzmanlarına restore ettirip bugünün parasıyla yaklaşık 2 milyon lira para harcadık. Amacımız cami olarak kullanılmayan mekanı, kültür merkezine dönüştürüp korumaktı. Bir kültürel mirası gelecek nesillere aktarabilmek için biz üzerimize düşeni yaptık. Ancak Vakıflar, anlamsız bir şekilde tarihi yapıyı elimizden aldı. Ve çürümeye terk etti. 7 yıl boyunca kimse bu yapıya sahip çıkmadı. Kamunun parası bu ihmal yüzünden çöpe gitti. Bunun hesabını kim verecek? Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağız.”
7 yıl boyunca binadaki çatlaklara ve yıkılma tehlikesine defalarca dikkat çekerek binanın tadilat amacıyla tekrar belediyeye tahsis edilmesini ya da kiraya verilmesini istediklerini ancak tüm ısrarlı girişimlere rağmen bu yapının kaderine terk edildiğini ifade eden Erdem, “Bugün yine talibiz. Binanın tüm projeleri detayları elimizde, gerekirse bu yapıyı yeni baştan restore edebiliriz. Yeter ki bize tahsis edilsin” dedi
AGOS ve Gazete Duvar
Ne yazık ki benzer bir son Ayasofya ile Kariye'yi de bekliyor. Bu yapılar müzeye çevrildiklerinde aynı zamanda koruma altına alınarak düzenli olarak bakımları yapılıyor. Ancak siz tutup bunları Diyanete ya da İnesiye Köyü Cami Vakfı gibi birşeye devrettiğiniz zaman bir b*k yapılmıyor ne yazık ki. Osmanlı döneminden kalan ve şu anda cami olarak Diyanete ait olan yapıların da bazılarında dökülme var. Aslında bırakın Ayasofya'yı falan cami yapmayı, Süleymaniye vb. en azından Mimar Sinan dönemine ait tüm camileri müzeye dönüştürerek korumak lazım. İşte yobazla aklı olan adam arasındaki fark budur. Biz kültür mirası diyip korumak isteriz onlar tehlike altında olsa da içinde namaz kılabilmek isterler. Yere göğe sığdıramadıkları Osmanlı'nın kültür mirası yıkılsa gitse umurlarında olmaz.
Diyanet işleri başkanı elinde kılıcıyla, tarihi yapının yıkılmasına sebep olanları lanetlesinde görelim...
Allah belanızı versin