Hayranı Olduğumuz Küçük Prens'den Hayat Üzerine 11 Seçmece Alıntı

Küçük Prens kitabı Fransız Antoine de Sait-Exupery tarafından 1943 yılında kaleme alınmıştı. Kitabın yazarı Antoine' nin mesleği pilotluktu. Kitapta da kendi hayatından kesitlere yer veriyor. Küçük Prens daha çok çocuk kitabı olarak bilinir ama aslında çocuk kitabı görünümlü yetişkinlere yönelik yazılmış bir kitaptır.

Kitabın içeriği hakkında kısaca bahsedelim. Küçük Prens kendi galaksisinde tek bir güle bağlı ve onunla yaşayan birisidir. Kitabın devamında Küçük Prens'in gülü yalnız bırakarak tek başına yolculuğa çıkması anlatılır. Bu yolculukta Küçük Prens'in gözünden insanların yaş aldıkça değerlerinden uzaklaşması ve yozlaşması anlatılır. Bu kitaptan derlediğimiz alıntılar insanı durup düşündürerek kendi içinde sorgulamaya yol açabiliyor. Hadi hep birlikte bu alıntıları inceleyelim.

1. Küçük Prens kitabında birinin varlığı ancak onun yaşam standartlarına göre belirlendiğinden söz edilir ama asıl önemli olan nedir?

Büyükler sayılardan hoşlanır. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar. Hiçbir zaman: ” Sesi nasıl? Hangi oyunu sever? Kelebek toplar mı?” diye sormazlar. “Kaç yaşındadır? Kaç kardeşi var? Kaç kilodur? Babası kaç para kazanır?” diye sorarlar. Ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar onu. Büyüklere: “Pembe kiremitten bir ev gördüm, pencerelerinden sardunyalar, damında güvercinler vardı” derseniz, o evi bir türlü gözlerinin önüne getiremezler. Onlara: “Yüz bin franklık bir ev gördüm” demeniz gerek. O zaman: “Aman ne güzel!” diye bağırırlar.

2. Emek verirsen arkadaşın olur.

 “Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. Her şeyi dükkandan hazır alırlar. Ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de insanların arkadaşları yok artık. Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”

3. Küçük Prens yıldızları sahiplenmiş. Peki bu hayatta sen neyi sahipleniyorsun?

Sahibi olmayan bir elmas bulursan, o elmas senindir. Sahibi olmayan bir ada bulursan, o ada senindir. Bir buluş yaparsan patentini alırsın, buluş senin olur. Madem ki yıldızlara sahip olmak benden önce kimsenin aklına gelmedi, yıldızlar benimdir.

4. Duygular gerçek hislerdir.

İnsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez.

5. İnsanlar alışkanlıklar edinerek ona göre yaşar.

“Her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “Örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. Zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. Saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. Mutluluğun bedelini öğrenirim. Ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. İnsanın gelenekleri olmalıdır.

6. Sahiplen ve onu koru.

“Siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. Dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. Ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.”

Güller bu duyduklarına çok bozuldular. 

'Evet, güzelsiniz. Ama boşsunuz. Sizin için kimse yaşamını feda etmez. Yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. Ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. Çünkü ben onu suladım. Ve onu camdan bir korunakla korudum. Önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. Tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). Onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. Ve bazen de suskunluklarına katlandım. Çünkü o benim gülüm.”

7. En azından sonu güzel.

Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundayım.

8. Vaktin kıymetini bilerek yaşamalıyız.

Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir.

9. İnsan kendini kalabalık bir ortamda bile yalnız hissedebilir. Peki neden bu kadar yabancılaşıyoruz?

''Peki insanlar nerde?'' dedi küçük prens. '' İnsan kendisini çölde çok yalnız hissediyor.''

''İnsanların içinde de öyle hissedersin.'' dedi yılan.  ''Arada pek fark yoktur.''

10. Peki insan aradığı şeye neye göre karar verir? Kendi içine dönerek mi yoksa dış etkenlerden etkilenerek mi?

''Senin gezegenindeki insanlar'' dedi Küçük Prens.

''Tek bir bahçeye beş bin gül dikiyorlar ama yine de aradıklarını bulamıyorlar...''

''Evet bulamıyorlar '' diye yanıtladım onu.

''Halbuki, aradıkları tek bir gülde ya da bir yudum suda olabilir.''

''Haklısın'' dedim. Bunun üzerine küçük prens şöyle dedi:

''Ama gözler gerçeği görmez ki. Yüreğiyle aramalı insan.''

11. Biz insanlar belki de en büyük hatayı suçlayacak birilerini bularak yapıyoruz. Önce kendimize dönüp öz eleştiri yapma cesaretinde bulunsak belki de bu kadar sorunlar büyümezdi.

Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?