Bilim insanları gün geçtikçe beynin işleyişi konusunda sırları çözmeye başladılar, hatta onu aldatmanın yollarını bile keşfettiler! Bakalım neymiş bu yollar.
Bilim insanları gün geçtikçe beynin işleyişi konusunda sırları çözmeye başladılar, hatta onu aldatmanın yollarını bile keşfettiler! Bakalım neymiş bu yollar.
Yüz ifademizin ruh halimizi etkilediği açık bir gerçek. Ancak bunun tersini sorarsanız, pek garanti değil.
Kastettiğimiz; kendinizi mutlu hissedip bir yürüyüşe çıkabilirsiniz, ama parlak güneş yüzünden kaşlarınızı çatmak zorunda kalabilirsiniz. Bu, mutsuz olduğunuz anlamına gelmez ve sizi de mutsuz etmez. Diğer taraftan, iyi bir ruh halinde değilken dişlerinizle kalem tutmaya çalışırsanız; gülümserken kullanılan kasları harekete geçirerek beyninizi aldatır, mutluluk hormonunu salgılatırsınız.😉
Son araştırmalar müziğin, stres hormonu olan kortizolü düşürdüğünü kanıtlıyordu. Ancak bundan da şaşırtıcı olanı; müziğin iyileştirebiliyor olması! Nasıl mı? Vücudumuz, beynin içindeki kimyasal reaksiyonlarla direkt olarak bağlantılıdır. Dolayısıyla sevdiğimiz müziği dinlediğimizde azalan stres seviyemize bağlı olarak vücudumuz da bağışıklığımızı güçlendiren antikorları daha fazla üretir. (Bak sen şu müziğin kudretine!😯)
Manchester Üniversitesi psikologları aktif bir şekilde jest ve mimik kullanımının dinleyiciye bilgiyi daha kolay kavrattığını söylemekteler.
Tabii anlatımla tutarlı kullanıldığı sürece.
Oxford Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, vücudunuzda yara varsa çift mercekli dürbünle bakmak acınızı azaltıyor! Yaranın büyüklüğü, dikkatli baktığınız zaman psikolojik olarak azalır ve bu nedenle beyniniz de hissedilen acıyı azaltır.
Bilgiyi kolay hatırlamanın bir yolu daha! Yapmanız gereken tek şey, hafızanıza kalıcı olarak yerleştirmek istediğiniz bilgiye, kafanızda ayrıntılı bir mekan görüntüsü oluşturmak. Buradaki trick; beyninizin bilgiye değil, görüntüye daha kolay odaklanabilmesi ve sizin de gerekli bilgiyi o mekana hapsetmiş olmanız.
Bu kadar basit 😊
Ganzfeld etkisi ya da 'tam alan' etkisi, '5 duyu haricinde veri aktarımı mümkün müdür?' sorusunu cevaplamak için icat edildi. Bu deneyde kişilere, kulaklık takılır ve 'beyaz gürültü' denen rahatlatıcı bir ses çalınır. Yüzüne parlak bir ışık kaynağı tutulur ve gözleri de yarıya kesilmiş ping pong toplarıyla kapatılır. Homojen renk ve aynı frekanstaki seste uzun süre geçirdiğinde beyin, gürültüyü ve rengi yok saymaya başlar ve izole ortamda halüsinasyonlar görür.
Uzmanlar, bu tür koşullarda beynin aldandığını ve kişinin ruhsal yeteneklerinin arttığını söylemekte.
Beynimizin sağ ve sol tarafını kullanma efsanesi çoktandır tartışılıyor. Aslında bu durum, sağ ve sol kulağımızın duyma prensiplerini de açıklıyor.
Şöyle ki: Sağ kulağımız konuşma seslerini algılamada daha iyiyken, sol kulağımız müzik seslerine ve tınılara daha duyarlıdır. Bu nedenle, konuşmayı daha iyi duymak için sağ tarafınızı, melodiyi anlamak için de sol tarafınızı sesin kaynağına çevirin.
Bazı optik illüzyonlar beyninizi ve gözlerinizi aldatır. Aynı bu görseli hareketli sanmanız gibi.
Beynimizin bu kadar kolay kandırılması gerçekten de şaşırtıcı değil mi? Siz de duyuların üstünde yapılan bu küçük hileleri deneyerek kendi potansiyelinizi keşfedebilirsiniz, bizden söylemesi! 😉