Kim olduğunuzu herkes biliyor. Öğretmenleriniz, komşularınız, markette karşılaştığınız insanlar. Size bir yetişkin birey gibi davrandılar her zaman. Asla kalabalıklar içinde kaybolmuş bir ruh olmadınız. Bu da size güzel bir özgüven kazandırdı.
Büyüdüğünüz yerde o kadar az suç oranı var ki, polisler haylazlık yapan çocukları haşlamakla meşgul. Ebeveynleriniz asla kaçırılacağınızdan, kötü bir şeylere karışacağınızdan şüphelenmedi. Hayata daha pozitif ve insani yaklaşmayı öğrendiniz. Ve maddiyatla asla alınamayacak lezzetleri tatmayı da.
Lisenizde, ortaokulunuzda az kişi olduğu için yaklaşık her kolda vardınız. Tiyatro, futbol hepsi! Bu da sizi çok yönlü ve yetenekli biri yaptı. Her şeyden biraz anlıyorsunuz.
İnsanların yapmaya üşendiği, söylendiği , şikayet ettiği o kadar çok geleneğimiz var ki... Ama küçük bir yerde büyümek size bunlardan olabildiğince zevk almayı ve toplumunuza faydalı,duyarlı biri olmayı öğretti.
Yaptığınız bir haylazlıktan kıl payı kurtulma şansınız yok. Öğretmenleriniz, komşularınız hepsi sizi o kadar iyi tanıyor ve nerede bulacağını öyle iyi biliyor ki. Asla yanlış bir şey yapıp, cezalarından kaçma şansınız olmadı. Bu da sizi hareketlerinden sorumlu biri haline getirdi. Çünkü yanlış yaptığınızda, cezalarını ve sonuçlarını çok iyi öğrendiniz.
Koskoca bir ailenin bir parçası olmayı o kadar iyi biliyorsunuz ki, en iyi, en destekleyici, en sadık taraftarlar hep küçük yerlerden çıkıyor. Kasabanızda yetişerek ünlü olmuş biri varsa sonuna kadar destekliyorsunuz, ya da kasabanızın futbol takımının hiçbir müsabakasını kaçırmazsınız. Bu artık sizin içinize işlemiş.
Ortaokuldan mezun olurken fotoğraflarınızda olan en yakın arkadaşlarınıza iyi bakın. Muhtemelen lise mezuniyetinizde de orada olacaklar. 8 yaşınızda da ordalardı, 18de de çevrenizde olacaklar. Hayatınızın değişik dönemlerinden geçerken sürekli birlikteydiniz, bu da sizi o kadar güzel birbirinize kenetledi ki, hiç bir arkadaşlık bununla yarışamaz.
Küçük bir yerde büyümenin en güzel yanlarından biri, basit ve küçük şeylere duyduğunuz heyecandır. Kasabada yeni bir dükkan mı açılıyor? Yakınlardaki bir merkeze en sevdiğiniz grup konser vermeye mi geliyor? Bunlar sizi mutluluktan havaya uçurmak için yeterli. Ya da markette sürekli tanıdığınız insanlara gülümsemek bile sizin için kafi.
Ebeveynleriniz, büyük şehirlerdeki ebeveynler gibi iş güçle boğuşmak zorunda olmadığından, muhtemelen bütün futbol oyunlarınıza, tiyatro gösterilerinize kaçırmadan geldiler. Hatta maaile ordalardı. Herkes ailenizi ve kardeşlerinizi tanıyor, siz de onlara inanılmaz bağlısınız. Bir gün üniversite ya da iş için kanatlanıp yuvadan uçsanız bile, ailenizin yeri her zaman kalbinizin en değerli köşesidir.
Küçük bir yerde yaşayan herkes gibi zaman zaman bunalıp şehir dışına, başka yerlere gittiniz. Başka kültürler, gelenekler görmeye, ya da üniversite okumaya, çalışmaya. Ama her yolun sonunda, ne kadar yorulsanız da, sizi siz yapan çok şahane bir 'ev'iniz var. Kaç yıl sonra giderseniz gidin, sıcacık çorbanızı içeceğiniz ve öksürdüğünüzde peşinizden gelip size 'hasta mı oldun evladım gel hemen bir çay yapayım' diye peşinizden koşacak onlarca ebeveyniniz var.
bu yetişme biçiminin ve doğurduğu sonuçların sosyolojisi kısa cümlelerle ancak bu kadar yapılabilirdi. aynı zamanda metropol gençlerinin bunalımlarına anlam verebilmek için iyi bir karşılaştırma konusu.
üzdü.
Karekterin sağlam olur doğrudur ama bakış açını ve gelecekteki kararlarını çok etkiler..