Stanley Kubrick! Sinemanın ego duvarı, kadrajların kaptanı. Görüntü yönetmenlerinin erotik rüyası, kameranın başına gelebilecek en iyi şeylerden biri. Kendisiyle çalışan herkesi çıldırtacak kadar gıcık, ama seyirciyi kendine hayranı bırakacak kadar zeki bir prens.
Daha gençken kararlı bir şekilde söylemiş olduğu sözler bugün bizi mest eden onlarca eserin çıkmasını sağlamıştır. Yaşadığı döneme kadar yapılmış hemen hemen tüm filmleri izleyen fotoğrafçı Kubrick'in ağzından dökülen şu büyülü sözler; ''Ben bu filmlerden daha iyisini çekerim'' sinemanın kalıplarını değiştirecek bir dizi atılımın miladın başlangıcı sayılabilir. Tıpkı, Tarantino ve David Lynch gibi sinema okulu mezunu Stanley Reis, sinema severleri görsel şölene çekmek için okul sıralarında bilet satmaya ihtiyaç duymamış.
Küçük bir egosantirik müstesna ile doyumsuz biyografik spoiler'larımıza son verip, filmlerimize geçelim.
''Steven Spielberg ölüyor ve cennete gidiyor. Ancak incili kapıdan içeri girmesi engelleniyor. Çünkü tanrı yönetmenleri Sevmiyor. Aynı anda içeriye bisikletiyle, üzerinde yırtık bakımsız eşofmanları ve jimnastik ayakkabılarıyla birisi giriyor. Spielberg: 'İyi de bu Kubrick degil mi?' diye soruyor. Hayır diyor aziz: Tanrı o, ama kendisini Stanley Kubrick sanıyor.
PS: Soyadını 'Küubrik' olarak değil, 'Kuubrik'' olarak okumalısınız. Çünkü kendisi öyle diyor. (Spoiler vermeden duramayacağız.)
PPS: Bu sunumda yönetmenin 64'ten sonra çekmiş olduğu filmler incelenmiştir. Öncesi neden yok diye soracak arkadaşlar, yönetmenin erken dönem sinemasıyla ilgili cahil olduğumuzu düşünüp derin bir gaflet içine düşmesinler lütfen. Sadece sizleri sıkmamak için. Yoksa Kubrick ile ilgili olarak, torunlarından daha çok konuşur ve ondan bahsederdik. Kam on.
Kubrick mucizeleri. Çünkü mükemmelliyetçi biri olarak bunun bir tık ötesine geçmiş ve bugünün koşulları için bile sınırları fazlasıyla zorlamıştır. Tarantino için bile favori seçebilirken Kubrick'te yapamıyorum bunu. Clockwork Orange'da "saf kötü" Alex karakterini mükemmel uyarlamışken daha sonra bu karakteri etik yönlerden değerlendirmeye iterek tüm ahlaki yapınızı sorgulamanızı sağlayabilir. Shining çekimleri sırasında Shelley Duvall'a resmen işkence ederek kusursuz sonuç elde etmeyi amaçlar, zira zavallı kadının karaktere iyice girmesi için tüm sette dışlanmasını sağlayıp çeşitli psikolojik baskılarla sindirerek bildiğimiz Wendy'e dönüştürür. O da stresten tutam tutam dökülen saçlarını toplayıp böyle bi filmde unutulmaz bi karakter olmuştur işte.. Kubrick ve Hitchcock'ı bu bağlamda sadist derecede başarılı buluyorum.
İnterneti neredeyse ülkeye ilk girdiğinden bu yana 20 küsur yıldan beri çok yoğun kullanan biri olarak kendimi güya internet kurdu zannederdim. Oysa bunun gibi bir siteyi daha yeni fark ettim. Sadece içeriğiyle değil, yorum yapanların bile bir çok şey kattığı, öğrettiği bu siteyi bunca zaman görmemişsem ben harbiden internette boş koşu yapıyormuşum.
Resimde da vinci, müzikte mozart ne ise sinemada kubrick odur güzel bir paylaşım olmus teşekkürler.