11 Madde ile Kuantum Teorisyeni Robert Lanza'nın Ölümden Sonra Yaşama Dair Kanıtları

İsmi 'Biyomerkezcilik: Yaşam ve Bilincin Evrenin Doğasını Anlamada Kilit Rol Oynaması Üzerine' olarak tercüme edilebilecek bir kitap, son zamanlarda internette büyük sansasyon yarattı. Bunun sebebi kitabın içinde yer alan çok büyük iddia: Bedenin ölümüyle yaşam sona ermez ve sonsuza kadar devam edebilir! New York Times tarafından yaşayan en büyük üçüncü bilim insanı ilan edilen kitabın yazarı Dr. Robert Lanza'nın bunun mümkün olabileceğine dair en ufak bir şüphesi yok.

1. Dr. Lanza esasen bir rejeneratif tıp uzmanı ve "Gelişmiş Hücre Teknolojisi" şirketinin bilim direktörü.

Bilim dünyasında sahip olduğu şöhreti ilk olarak nesli tükenmekte olan hayvanları klonlama çalışmalarıyla elde eden bilmi insanı, daha sonra kök hücre üzerine yaptığı geniş çaplı araştırmalarla oldukça büyük ilgi gördü. Bugün ise fizik bilimiyle, kuantum mekaniğiyle ve astrofizikle ilgileniyor. Lanza'nın kariyerine kattığı bu zenginlik ise yepyeni bir teorinin doğuşuna yol açtı: Biyomerkezcilik.

2. Lanza'nın 2007 yılında ortaya koyduğu bu teori basitçe şunu savunuyor:

Biyoloji, yaşamı, gerçekliği ve evreni anlamak konusunda ihtiyacımız olan temel bilimdir ve diğer tüm bilimler, biyolojinin alt dallarından ibarettir. Biyomerkezciliğe göre evren bilinci yaratmaz, tam tersi bilinç evreni yaratır. Bu yüzden canlılık ve bilinci birinci sıraya koymadığımız sürece fiziksel dünyayı anlamamız mümkün değildir.

3. "Bizler uzay ve zamanı kaplumbağalar gibi sırtımızda taşıyoruz."

Lanza evrenin yapısına dikkati çekiyor. Evrenin yasaları, güç dengeleri ve sabitleri yaşam için incelikle ayarlanmış gibidir, bu da bilincin maddeden önce var olduğunu gösterir diyor. Lanza'ya göre uzay ve zaman bizim dışımızda var olan şeyler değil, bizim zekamızın evreni anlamlandırmak için kullandığı çeşitli araçlar. Bizler uzay ve zamanı tıpkı kaplumbağalar gibi sırtımızda taşırız. Yani kabuğumuz (uzay ve zaman) yok olsa bile var olmaya devam edebiliriz.

4. Lanza'nın teorisine göre bilincin ölümü mümkün değil.

Ve insanlar kendilerini bedenleriyle çok fazla özdeşleştirdikleri için ölümün mümkün olduğunu düşünüyorlar. Zannediyorlar ki eğer bedenleri dağılıp yok olacaksa bilinçleri de yok olacaktır. Elbette eğer bilinci var eden şey bedenlerimiz ise evet, söyledikleri doğru. Ancak eğer bedenlerimiz tıpkı çanak antenlerin uydu sinyallerini aldığı gibi bilinci belirli bir kaynaktan alıyorsa bedenlerimiz ölse bile bilincimiz yaşamaya devam edecektir. Aslına bakarsanız bilincimiz uzay ve zamandan tamamen muaftır. Aynı anda her yerdedir; bedenlerimizin hem içinde hem de dışındadır. Tıpkı kuantum objeleri gibi belirli bir yeri yoktur.

5. Dr. Lanza bu teorisini çoklu evrenler kuramıyla birleştiriyor.

Bedenlerimiz öldüğü zaman, başka bir evrende yaşamaya ve bilinci bu kez farklı bir alıcıyla absorbe etmeye başlıyor olabiliriz. Bedenlerimizin bir evrendeki ölümü, yaşamımızı yine bu evrene benzer başka bir evrende sürdüreceğimiz ve bunun sonsuza kadar bu şekilde devam edeceği anlamına geliyor olabilir.

6. Lanza'nın teorisi tüm dünyada büyük yankı uyandırdı.

Lanza'nın umut aşılayan fakat aynı zamanda oldukça tartışmalı olan bu teorisi dünya çapında oldukça fazla takipçiye sahip. Üstelik bunlar arasında yalnızca sonsuza kadar yaşamak isteyen hevesliler yok. Dünyaca tanınan bazı bilim insanları da Lanza'nın teorisinin doğru olabileceğini düşünüyorlar.

7. 1980 yılında Andrei Linde tarafından ortaya atılan çoklu evrenler teorisini kanıtlayacak nitelikte bilimsel veriler elde ediliyor.

Planck uzay teleskobundan elde edilen bazı görüntüler, evrenimize benzer başka evrenlerin de var olabileceğini kanıtlar nitelikte. Bilim insanları, teleskoptan gelen görüntüleri kullanarak evrenin başlangıcından kaldığı düşünülen kozmik mikrodalga arka planının haritasını çıkardılar ve elde ettikleri ortak görüş, bu arka planın yakındaki başka evrenlerden etkileniyor olabileceğiydi.

8. Kısacası eğer Lanza'nın teorisine geri dönecek olursak, bedenimizin ölümünden sonra bilincimizin varlığını sürdürebileceği başka evrenler olduğu düşünülüyor.

Peki ama bilinç gerçekten bedenimizin dışında var olan bir şey mi? Dr. Stuart Hameroff'a göre ölüme yakın deneyimler, kişinin sinir sistemindeki kuantum bilgisinin bedenden ayrılıp evrene yayılması neticesinde gerçekleşiyor. Dr. Hameroff bu düşüncesiyle bilinç hakkında bugüne kadar süregelen materyalist bakış açısına karşı çıkıyor.

9. Dr. Hameroff ve İngiliz fizikçi Sir Roger Penrose'a göre bilincimiz, beynimizde yer alan mikrotübüllerin içinde bulunuyor.

Ve ölüm sırasında bedenden ayrılıyor. Onlara göre bizim bilinç adını verdiğimiz deneyim, kuantum kütle çekiminin bu mikrotübüller üzerinde yarattığı etki neticesinde ortaya çıkıyor. Bu bilim insanları bilincin, evrenin en temel niteliği olduğunu ve evrenin meydana geldiği büyük patlamadan beri mevcut olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden 'ruhlarımız' evrenin en temel yapıtaşından meydana geliyor ve varlıkları zamanın başlangıcına dayanıyor.

10. Dr. Stuart Hameroff, bir belgesel için verdiği röportajda şunları söylüyor:

'Diyelim ki kalp artık çalışmıyor, kan akışınız durdu, mikrotübüller kuantum durumunu kaybetti. Buna rağmen mikrotübüllerin içindeki kuantum bilgisi yok olmaz, olamaz. O sadece evrene yayılıyor olabilir. Ve eğer siz bu insanı ölümden döndürürseniz, kuantum bilgisi tekrar mikrotübüllerin içine döner ve hasta uyandığında ölüme yakın bir deneyim yaşadığını belirtir. Ve eğer hastayı kurtaramazsanız da bu bilgi sonsuza kadar bedenin dışındaki varlığını sürdürecektir.'

11. Bilim insanlarının yaptığı bu açıklamalar hem ölüm sonrası yaşam vaadinde bulunuyor, hem de açıklanamayan diğer bazı olaylara ışık tutuyor.

Bilinç ve kuantumun iç içe geçtiği bu teori ölüme yakın deneyimleri, astral seyahati, beden dışı tecrübeleri ve hatta reenkarnasyonu inancın alanından çekip mantığın alanına katıyor. Teoriye göre bilincinizin enerjisi, siz öldükten sonra başka bir beden vasıtasıyla yaşamını sürdürmeye devam edecek ve bu enerji bizim bildiğimiz üç boyutlu gerçekliğe tâbi olmadığı için büyük ihtimalle bu yeni yaşamınız başka bir evrende olacak.

Popüler İçerikler

Icardi ve Wanda Nara'yı Ahlaksız Bulan Batuhan Karadeniz'e Eski Sevgilisinden Bomba Tesirli Karşılık
Komplo Teorilerine Neden Olan ve Irkçı Saldırıya Maruz Kalan Siyahi Çocuğun Ailesi Konuştu
Göndermesiz Anket: En Komik Komedyeni Seçiyoruz!
YORUMLAR
16.05.2016

ateistler aslında klasik dinlerin evren- insan açıklamalarını ve tanrı tariflerini reddediyorlar.evreni tasarlayan yaratıcı bir zeka oldugunu ve bu zekanın bir parçası oldugu ihtimali egosantrik nedenlerle ihmal ediyorlar.evrenin gerçekliginin her keşfini dine karşı bir zafer addediyorlar..klasik dinlerin pek hoşlanmadıgı mistik insanların(erenler) tezleri kuantumcu bilim adamlarının oldukça ilgisini çekiyor.sanırım bu yeni tür bilim adamları, hem dindarları hem de ateistleri biraz üzecek :)

19.09.2019

Sanmak ve ihtimal delil ifâde etmez. Bu tür fizik ve fen meselelerinde derinine inen konuşmaya müsaiddir. Haberden okunanlar ile ilim olmaz. Mantığa göre yaratıcı zekâ bölünemez ve parçalanamaz. Yaratan düşünmeye muhtaç değildir. Düşünmek âcizliktir. Yaratan her şeyi bilir. Düşünüyorsa zâten bilmiyor demektir. Fikir yürütüyorsa bilmedikleri vardır. Ki öyle biri de İLÂH OLAMAZ. İSLÂM 15 ASIRLIK SARSILMAZ BİR HAKÎKATTİR. Her keşif de onu te'yid etmeye mecburdur ve hep öyle olmuştur. PEKİ SEN NEDEN BU KADAR BÜYÜK NİZÂMIN ALLÂH YERİNE BİR ZEKA TARAFINDAN HAŞA YARATILDIĞINI DÜŞÜNÜYORSUN. ONUN DîNİNDE HİÇ BİR KUSUR YOK. HA BİR DE EK OLARAK: Senin dediğin gibi yaratan zekânın olması için onu da yaratan olması lâzım. Yani laz uşağının tâbiriyle "Bu gemi kökten sallanıyir". İSNADSIZ VE LÜZUMSUZ BOŞ LAFLAR EDİYORSUNUZ!! Psikolojik olarak kendini tatmin etmeden başka bir şeye yaramaz senin sözlerin.

Pasif Kullanıcı
13.05.2016

Evet şimdi g.t kılları gelir ve aynen şöyle derler: '' Tamam işte zaten bu kuranda yazıyordu , bilim adamları boşuna uğraşmış '' Gerçekten bu kelimeleri yazacak insan sayısı o kadar çok ki Bazen bunların bize karşı verilen bir ceza olduğunu düşünüyorum :)

Pasif Kullanıcı
13.05.2016

Senn gibi sülümancı ocu bucu arap yalakası olmadığım için Tanrıya her gün dua ediyorum.. bir gün sizin gibiler den kurtulmak dileğiyle

13.05.2016

Abi biraz daha zorlasa Vahdeti Vücut meselesini çözecekmiş. Ki islam alimlerinin ilim basamaklarında en üste koydukarı en sona bıraktıkları meseledir.

TÜM YORUMLARI OKU (41)