20 Ocak 2015 tarihinde Gölbaşı Başsavcılığı tarafından TÜBİTAK ve TİB'in eski yöneticileri'nin de olduğu 28 kişiye operasyon düzenlendi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan şüphelilerden TİB Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu, eski TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen, TİB mensupları Bülent Kocagürbüz, İsmail Bakar ve Ferhat Saraç tutuklanarak cezaevine gönderildi. 23 şüpheliden eski TÜBİTAK başkanvekili Hasan Palaz’ın arasında bulunduğu 5 şüpheli ise Adli Kontrol şartıyla serbest kaldı.
Savcı 31 kriptolu telefonun 363 kez dinlendiğini tespit etti. Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üç ayrı kriptolu telefonu 55, Başbakan Davutoğlu'nun 26, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel'in 28, Başbakan Yardımcılarından Babacan'ın 31, Arınç'ın 5, İçişleri Bakanı Ala'nın 6, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız'ın 14 ve MİT Müsteşarı Fidan'ın ise 28 kez dinlendiği tespit edildi.
Tayyip Erdoğan üzerine kayıtlı kriptolu üç telefonun 17 Aralık tarihinde dinlendiği tespit edildi. 17 Aralık’tan sonra ise 18-20 ve 26 Aralık tarihlerinde Erdoğan’ın bu telefonlarının dinlendiği belirlendi. Savcılık TİB’deki bazı 'log kayıtları'nın da silindiğini tespit etti. Toplamda 800 sunucu (server) üzerinde çalışma yapıldı. Soruşturma kapsamında 363 ses dosyasının incelendiği belirtiliyor.
'Kriptolu telefonlar TİB'de dinlendi'
Gölbaşı Başsavcılığı'nın hazırladığı fezlekede Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) soruşturmasının bilirkişi raporunda kriptolu telefonların TİB'de 2013 Eylül - Aralık aralığında dinlendiği belirtildi. Fezlekede bilirkişi raporunun tespitlerine de yer verildi:
''Çalışmalara başladığımızda tarafımızdan incelenmesi istenen LOG kayıtlarının silindiği ile ilgili araştırmada kurum içerisinde aktif çalışan LOG korelasyon programı olmadığından karşılaştırma yapma ve inceleme imkanı olmamıştır. Tüm sunucuların LOG kayıtlarının incelenmesi, kurumun 800 üzerindeki sunucusu göz önüne alındığında yine çok uzun sürecek bir çalışma gerektirecektir. LOG’ların silindikten sonra disklerin değiştirilme ihtimali üzerine bununla ilgili imajlar alınmamıştır.''
Yurt dışına bilgi çıkışı tespit edilemedi
Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişleri TİB'de yaptığı inceleme sonunda, telefon dinlemeleriyle edinilen bilgilerin yurt dışına servis edildiğini iddia etmişti, bu da casusluk tartışmasını beraberinde getirmişti. Bunun gerekçesi olarak da çanak antenlerin farklı uydulara dönük olduğu ifade edilmişti.
Bilirkişiler, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun raporunda geçen iddiaları da inceledi. İnceleme sonunda kurum içerisinden dışarı veri çıkarıldığının tespitinin mümkün olmadığı kaydedildi. Dışarı bilgi çıkışını delillendirmenin tek yolunun kamera kayıtlarının incelenmesi olduğu belirtilen raporda, 'Sunuculara daha önceden kimin veya kimlerin yönetici yetkisi ile ulaştığının tespit edilememesi sebebiyle tarafımızdan bu konuda net bir bilgi verilememektedir'' denildi.
Gölbaşı Başsavcılığı, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun 27 Mart 2014 tarihli raporu üzerine görev esnasındaki suç isnatları nedeniyle ilgili bakanlık olan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan soruşturma izni istedi. 8 Temmuz 2014 tarihinde verilen soruşturma izni kararına TİB yöneticileri tarafından Danıştay’da itirazda bulunulmuştu. Ancak Danıştay’ın itirazı reddetmesiyle TİB yetkililerinin soruşturulmasına başlandı.
Kaynak: Al Jazeera ve AA