Kredilerde Oranlar Sorunlu Olmaya Devam Ediyor! Faize Ne Dediğimizin Anlamı Kalmıyor: Kur Korumalı 'Bir Şey'

İçinde yaşadığımız ekonomik konjonktür en çok ekonomi, iktisat, finans eğitimi almış kişileri zorluyor. Anlamaktan ziyade anlamlandırma çabası herkesi yiyor bitiriyor. Halk kitlelerindeyse geçim zorluğu, alım gücünde düşüş gibi etmenler gerginliğin ana sebebi oluyor. Haziran 2023'te yapılması planlanan seçimlerin atmosferine çoktan girilmişken, Türkiye'de ekonomik istikrarda sorunlar olduğu aşikar. Bu sorunları aşmak için bulunan yöntemlerse bir o kadar çetrefilli. 

KKM dövize istikrar için getirilirken, faizdeki düşüşün tetiklediği kurlarda artış engellemiyor. Ancak faizlerin tetiklediği kredilerde de sorun büyümeye devam ediyor. KKM ve kredi sorunu gündemden seçime kadar düşemeyecek gibi görünüyor.

Kur korumalı mevduat, kur korumalı milli para, kur garantisi gibi bir çok adı olsa da faizin üstüne kur farkını devletin ödediği bir sistem dövizde önlem olarak aylardır hayatımızda.

20 Aralık 2021'de açıklanan KKM'de sistem belli. Dövizdeki yükselişe karşı talebi engellemek için TL'de kalana döviz zararını devletin ödediği bir sistem. Kurdaki yükseliş durmadığından böyle tabi. Dövizdeki yükseliş mevduat faizlerinin altında kalsa devlete bir yükü yok. Ancak uzmanlar tartışa tartışa bitiremediler. Çünkü sokağın ve siyasetin ana gündemi enflasyon, enflasyonun altında kur şoku var. Enflasyonun artırdığı gelir adaletsizliğine eklenen devletin karşıladığı bir kazanç sistemi var.

Son dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati eşliğinde gündemden düşmeyen KKM ekonominin ana başlığı gibi oldu

Erdoğan, KKM üzerinden ekonomistlere yüklenirken, Kılıçdaroğlu iktidara geldiklerinde böyle bir sistem olmayacağını anlattı. Bakan Nebati de KKM'yi eleştirenleri kötü niyetli olmakla suçlamıştı.

"Yanlış olan faize faiz dememek için tasarrufu olmayanların vergilerinden tasarrufu olanlara aktarma yapmak."

İktisatçı Mahfi Eğilmez, 'Kur Korumalı Mevduat Üzerine Tartışmalar' başlıklı yazısıyla tartışmalara katılırken, özetle tüm bunların 'faiz unsurunun doğru belirlenmemesinde' yattığını açıklıyor. Ödenen döviz farkının adının iktisat teoreminde 'faiz' olmaktan farklı olmadığı anlatan Eğilmez, devletin geliri olan vergilerle finanse edilmesinin de gelir adaletsizliğini artırdığını söylüyor.  Muhalefete de bu konuda 'faiz' unsuru uyarısı yaparak, bu sistemin doğru politikalarla bitirilmesi gerektiğini belirtiyor.

"KKM'ye temmuzda ödenen tutar aylık vergi gelirlerinin yüzde 14’üne ulaştı"

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz da Cumhuriyet'e verdiği röportajda, KKM'deki durumu bütçe, vergi gelirleri, adaletsizlik anlamında yorumlayarak, 'Para politikasında fiyat istikrarını sağlamaya yönelik kararlardan uzaklaşılmasının toplumsal maliyetini yaşıyoruz' cümlesiyle özetliyor.

KKM'nin kredi teminatı dönüşmesi

Hem KKM için bankalara yapılan hedef baskısı olduğu biliniyor. Hem de Merkez Bankası'nın politika faizini düşük tutmasına karşı önce bireysel ardından ticari kredilerde bir yandan otokontrolle bir yandan da makro ihtiyati tedbirlerle oluşturulan bir daralmanın bolca tartışıldığı şu dönemde herkes kendine çıkış yolu ararken, bankalar ticari müşterilerle arasını düzeltmek için orta yol buldu. Dünya'dan Şebnem Turhan'ın haberine göre, bankacılık kaynaklarından alınan bilgide, şirketlerin döviz mevduatını KKM’ye çevirmesi halinde kamu bankaları yüzde 14, özel bankalar yüzde 17-18 oranında ticari kredi faizi uygulamasına geçti.

Ticari kredi faizlerinde de düşüş görüldü.

i.dunya.com

Makro ihtiyati tedbirlerin silsile halinde açıklandığı ilk dönemde yüzde 24,91 seviyesinde olan TL ticari kredi (kredi kartı ve KMH hariç) faizleri sonrasında yüzde 31,33’e kadar yükselirken, rotatif kredi faizlerinin yüzde 50 seviyesini aşması da Merkez Bankası'yla reel sektörün arasını açmıştı. Ağustosun ilk haftasındaysa gerileyen faizler yüzde 27,20 oranında gerçekleşti. İhtiyaç kredisi faizlerinde yükseliş sürerken, yüzde 34,45 seviyesinde olduğu görüldü. 

Tartışmalar sonrası bankacılık tarafından alınan bilgiye göre, düzenleyici kurumlardan ticari kredi faizlerinin yüzde 22’nin üzerinde olmaması talimatı gönderildiği iddia edildi.

Ancak kredilerdeki sorun bireyselde halen sürüyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 9 Haziran'da kredi vadeleri ve asgari ödeme tutarlarına düzenleme getirmiş, talepler de ilk haftalarda hafiflemişti. Ancak 2022’nin ilk yarısına bakıldığında veriler tüketici kredilerinin büyümeye devam ettiğini gösterdi. Ağustos başında toplam bireysel kredilerin tutarı 929,7 milyar TL olurken, ihtiyaç kredileri 552,2 milyar TL'sini oluşturdu.

Bireysel kredilerdeki sorun da artışta

static.birgun.net

BDDK'nın pandemide tanıdığı esnekliğin bitmesiyle yılbaşından sonra takibe düşenler artarken, ekonomik zorluklar da bu artışı destekledi. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin verilerinde yılın ilk yarısında bireysel kredi kartı borcu yasal takibe düşen kişi sayısı yüzde 112 oranında artarken, bireysel kredi borcu yasal takibe intikal edenler de yüzde 23 oranında arttı.

Risk Merkezi’nin verilerinde bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyerek borcu devam eden kişi sayısı ilk 6 ay sonunda 4 milyon 126 bin 858 kişi oldu. Tasfiye olunacak alacaklar bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 52,8 oranında arttı.

Popüler İçerikler

Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"
Erdoğan’dan Ortak Türk Alfabesi Açıklaması: “Ortak Türk Alfabesi Projesi Tarihi Adımdır, 34 Harften Oluşuyor”
Terörist Fethullah Gülen’in Cenazesinde Yeni Skandallar: Protestan Şirket, 25 Bin Dolarlık Tabut, Doğum Tarihi