Çalışma arkadaşlarımıza rahatsızlık vermek tabii zaten pek iyi bir fikir değil. Ancak patronumuza rahatsızlık vermek bizi açıkçası işimizden edebilir.
Mutlaka herkesin huyları var; fakat bunların bir kısmı iş yaşamında bizleri sıkıntıya sokabilir. Düşününce gerçekten de pek profesyonel sayılmayacak bazı alışkanlıkları listeledik.
İnanın çok göze batan bir huydur; işe vaktinde ve bekleneni yapmaya hazır olarak gelmelisiniz. Dakik olmak önemlidir; diğer çalışma arkadaşlarınız ve patronunuz da buna oldukça dikkat eder. Profesyonel görünmek istiyorsanız, işe sürekli geç gelmemeye özen göstermelisiniz.
Toplantılara geç katılmak, vaktinde gelen iş arkadaşlarınıza da toplantıyı organize eden kişiye de saygı duymadığınız biçiminde anlaşılır. Tıpkı işe geç gelmek gibi, toplantılara da geç kalıp insanları bekletmek, düşüncesiz, kaba ya da kibirli bir davranış olarak algılanır (ki öyle zaten).
Sürekli söylenenlerden kimse haz etmez. Karamsar bir iş arkadaşı kadar enerji emici az şey var. Herkesin patrondan, çalışma arkadaşından ya da verilen görevden şikayet etmek istediği zamanlar olur tabii; ancak bunu yüksek sesle dile getirmeniz profesyonel görünmemenize yol açacaktır. Hele her gün, ofise girdiğiniz andan itibaren söylenmeye başlıyorsanız... İnanın bir süre sonra, insanların sizle karşılaşmamak için yollarını değiştirdiğin fark edersiniz.
Araştırmalar, %62 gibi yüksek oranda işverenin olumsuz ve kötümser çalışanlarını daha az terfi ettirdiğini gösteriyor.
Sorumluluk sahibi ve olgun olmadığınızı düşündürüyor desek? Masanızda ya da ofis mutfağında fark etmez, arkanızda bıraktığınız çöpleri ve bulaşıkları temizlemek kimsenin görevi değil.
Özellikle açık ofis düzeninde çalışıyorsanız, düzenli olmaya özen göstermelisiniz. İş arkadaşlarınızı sizin dağınıklığınız içerisinde çalışmalarını beklemek düşüncesiz ve saygısız bir davranış olarak algılanacaktır.
Gerçekten de pek o işi yapma niyetinizin olmadığı izlenimini yaratabilir. Yeni bir iş aldığınızda sorularınızı toparlayın ve organize bir biçimde sorun. Arka arkaya sorular sorup karşınızdakini sersemletmeyin.
Hele ki patronunuz ve çalışma arkadaşlarınız hakkında olumsuz paylaşımlarda bulunmak ya da gizli bilgileri sosyal medyada paylaşmak, rahatlıkla kovulmanızla sonuçlanabilir.
Yaptığınız işi ciddiye aldığınızı göstermekte kişisel tertip ve görünüşünüz düşündüğünüzden de fazla önem arz etmekte. 'Öf bugün de bitse' hepimize hitap eder; ama böyle bir mesajı patrona vermek istemezsiniz :D Yeri geldiğinde birçoğumuzun şirketi beklenmedik bir müşteri veya toplantıda temsil etmesi gerekiyor. Biraz özenli olmakta daima fayda var; rahatken de özenli olabilirsiniz.
Sık sık tekrarlandığında kısaca verimsiz oluyoruz. Bu bahane güzeldir; ama kararında kullanmazsanız sizi zayıf ve görev teslim edilemez gösterir.
Bütün gün iş arkadaşlarınıza kişisel işlerden bahsetmeyin; evet, çocuğunuzu yüzme kursuna yazdırdınız ama pahalıydı; tamam; her hafta kimse oğlanın nasıl yüzdüğünü dinlemek zorunda değil açıkçası. Boşandınız ve çokça sıkıntı; kabul; ayrıca anladık.
Her ofiste illa var bu arkadaşlardan. Bal satar; memleketten bir şey getirmiştir; elinde katalog kozmetik veya tupper satmaya çalışır.
Çoğunlukla gerçekten de 'ayıp olmasın diye' ilgi gösterdiğimiz bu alışkanlık, mesai saatleri içerisinde oldukça dikkat dağıtıcı; aynı zamanda rahatsız ve huzursuz edici.
Özetle verdiği mesaj, çok da umurumda değil.
Dikkatinizin, gözlerinizin ve ellerinizin sürekli başka bir şeyde olması hakikaten de bedenen orada olsanız bile zihnen bambaşka bir yerde olduğunuzu düşündürür. Bunun her toplantıda tekrar etmesi ise, aslında işinizi çok da ciddiye almadığınız biçiminde yorumlanır.
Hakikaten çok da profesyonel olmadığını kabul etmek gerek. Duygu ve düşüncelerinizi ifade etmekte ve hatta olayları kontrol etmekte zorlandığınız biçiminde algılanabiliyor; çok fazla insanların bu tarz tepkilerinize sık sık maruz kalmamalarına dikkat edin deriz.
Hoş mu şimdi bu? Değil. Patronunuz çat diye yanınıza gelebilir; gelmese bile diğer arkadaşlarınızın epeyce dikkatini çekersiniz. Özel bir görüşme yapmanız gerektiğinde mümkün mertebe ortamdan uzaklaşın; kısa tutun ve uluorta konuşmayın.
Hatta log'larınız kontrol ediliyorsa, ulu orta olmasa da bahis oynamak. Buna da ofis bilgisayarından ne gerek var çok bilemedik; bu kadar tutkunsanız kendi iyiliğiniz için hiç değilse cep telefonunuzu kullanın; yani bir zahmet. Mesaide kumar ne arkadaşlar?
Merak ile her işe burnunu sokmak arasında oldukça ince bir çizgi var. Yeni işe başlayan kişi hakkında bilgi sahibi olmak istemek elbette normal; ancak örneğin kim ne maaş alıyor diye evrak karıştırmak çok tatlı değil.
Bunun niçin yapıldığını anlamak gerçekten zor açıkçası; çok ihtiyacımız olduğundan da değil ama pek çoğumuz balya balya tükenmez kalemlere, not kağıtlarına ve başka bir takım şeye bir şekilde karşı koyamıyor. İşin tehlikeli tarafı ise, bunun büyüyüp dallanıp budaklanabilen bir huy olması; üstelik de çoğunlukla gerekli olmadığı halde.
2 senedir beni Cuma namazı için ankara'nın bütün camilerini dolaşan mümin bir adam sanıyorlar, halbuki cumaya diye öğle yemeğine kaçıyorum soran olursa da siz gidin felanca yerde güzel bir cami varmış o tarafta işim var hem onu halledecem diyorum :)) Neden bunu yapıyorsun diyorsanız çünkü daha işte yeniyken ramazanda sigara içtim diye dedikodum dolaştı, çünkü bu ülkede kraldan çok kralcı var ve allahtan korkmadıkları kadar tayyipten korkuyorlar ;)
bir insan zımbayı neden aşırsın yaw :)
taciz ?